GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:109
Tarih:17.06.2017

İMAM TAŞÇIER (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sanayinin geliştirilmesi ve üretimin desteklenmesi amacıyla 485 sıra sayılı Kanun Tasarı'nın 53'üncü maddesi hakkında Halkların Demokratik Partisi adına söz almış bulunmaktayım.

Türkiye'de uzun süredir adı konulmamış örtülü bir ekonomik kriz yaşanmaktadır. Üretim azalmış, istihdam artması gerekirken o da dip seviyelerde, o da bayağı azalma göstermiştir. Bu yüzden işsizlik rekor seviyeye yükselmiştir. Ekonomide tüketici ve üretici güveni en düşük seviyelerde seyretmektedir. Daha önceleri bölgelerarası gelişmişlik farklılıklarını azaltmak için kurulan kalkınma ajansları da 1989 yılından itibaren Devlet Planlama Teşkilatı, şimdiki Kalkınma Bakanlığı koordinasyonuyla hayata geçirilmeye başlanmıştı. 1989 yılı ile 2016 yılları arasına baktığımızda bu projelerin bir kısmı hayata geçirildi ama bu projelerin başarılı olmadığını da görmekteyiz. Başarı oranlarına da baktığımız zaman, işsizlik alabildiğine yükselmiş ve hayat şartları günden güne zorlaşmıştır.

Şimdi de "cazibe merkezleri" adı altında, daha önce denenmiş ve başarılı olunmamış bir program sunuluyor. Cazibe merkezleri, gelişmemiş ya da az gelişmiş 23 ili kapsamaktadır. Diyarbakır da o cazibe merkezlerine giren illerden bir tanesidir. Diyarbakır için ayrılan bütçe 1,1 milyar liradır ama cazibe merkezini geliştirmek için işverenler 30-40 milyarın üzerinde bir para talep etmektedirler. O ayrılan 1,1 milyar lira için dahi bir altyapı yoktur. Ayrılan arsa ve altyapılar çok yetersiz. Diğer iller de çok da bunlardan farklı değil, arsaların herhangi bir altyapısı oluşmamış, elektrik ve su sorunları alabildiğine fazladır.

2017 yılı verilerine göre cazibe merkezi 23 ilin toplam nüfusu 12,4 milyondur. Bu nüfus Türkiye nüfusunun yüzde 16'sına tekabül eder. Bu 23 ilin Türkiye ekonomisine katkısı ise sadece yüzde 7'dir. 23 ilin Türkiye ihracatındaki payı ise sadece yüzde 2,3'tür. İşsizlik oranı Türkiye genelinde yüzde 11,3 iken bu 23 ilde yüzde 22'nin üzerindedir. Bu rakamlar bize gösteriyor ki sanayicilerin çoğaltılıp batık hâle gelmesi... Bu cazibe merkezlerinde bir çalışma olacak gibi görünüyor.

Bizim ihtiyacımız olan önce toplumsal barıştır. Eğer Türkiye'de barış, güven ve huzur ortamı olsaydı, toplumsal barış ve hoşgörü hâkim olsaydı, Türkiye'de demokratik bir yönetim başta olsaydı, demokratik bir iklim eğer olsaydı, inanın, bu sözü geçen 23 ilin çoğunda sanayileşme kendiliğinden gelişir, sanayiciler devletin sunacağı en küçük katkılardan yararlanarak sanayiyi geliştirir, işsizlik oranını da azaltırdı. Diyarbakır nüfusu bugünkü rakamlara göre 1 milyon 650 bin civarındadır. Diyarbakır çok genç nüfusa sahiptir. 500 binin üzerinde 0-24 yaş arası genç, Diyarbakır'da yaşamaktadır. Bu çok büyük bir rakamdır. Eğer şimdiden bu gençlere iş imkânı yaratılmazsa, bu ilimizde sanayi gelişmezse ilerisini siz düşünün, 0-24 yaş arası 500 bin genç nasıl geçinecek, ne yapacak, nasıl hayatını idame ettirecek? Bunu göreceğiz.

Türkiye'de çözülmesi gereken sorunların en başında herkesin bildiği gibi Kürt sorunu gelir. Eğer bu sorun çözülmediği sürece Türkiye'ye demokrasinin gelmesi de imkânsızdır. Bu da bir an önce OHAL'in kaldırılması ve demokratik bir iklimin sağlanmasıyla -ilk adımlarla- olur. AKP Genel Başkanı, şimdiki Cumhurbaşkanı, zamanın Başbakanı 2003 yıllarında OHAL'i kaldırdığı için her zaman övünmüştür ama şimdi, sadece Diyarbakır değil, bölge değil, Türkiye'nin her tarafı OHAL'le idare edilmektedir, bir an önce OHAL'in kaldırılarak demokratik bir istikrarın sağlanması gerekir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Taşçıer.