| Konu: | Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 109 |
| Tarih: | 17.06.2017 |
İMAM TAŞÇIER (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Hele bu konuşmamda Sayın Millî Eğitim Bakanımızın da burada olması nedeniyle söyleyeceğim konular daha çok önem arz edecektir. Bildiğiniz gibi, bir ülkenin gelişmişliğinde en büyük ölçüler sağlık, eğitim ve hukuktur. Ben de bir eğitimci olarak eğitimle ilgili düşüncelerimi aktarmak istiyorum.
Bildiğiniz üzere, Türkiye'de 25 milyon Kürt yaşamaktadır. Bu Kürtler kendi ana dilleriyle, maalesef, eğitimlerini bugüne kadar yapmamışlardır ve bugünden sonra da yapılacak gibi görünmemektedir.
AKP iktidara geldiği yıllarda, hatta 2005 yılında bugünün Cumhurbaşkanı, o günün Başbakanı Diyarbakır'da şunu demişti: "Kürt sorunu benim sorunumdur, bu sorunu çözmek için büyük çabalar sarf edeceğim." Ama, maalesef, 25 milyon Kürt kendi ana dilleriyle eğitim yapamamaktadır.
Bildiğiniz gibi, TRT'de daha önceleri yarım saat Kürtçe bir program yapıldı, sonra bu biraz daha ileri götürülerek "TRT 6" ismiyle tam gün boyunca programlar yapıldı, şimdi de ismi değiştirilerek "TRT Kurdî" ismiyle tam gün boyunca programlar yapılıyor. Bu yapılan programlarla ülke bölünmedi, bir yere gitmedi, herhangi bir problem de çıkmadı. Neden 25 milyon Kürt'ün yaşadığı bir ülkede, ana dilleri Kürtçe olan insanlar da göz önünde tutularak eğitim yapılmıyor? Yapılabilir. Dünyanın birçok ülkesinde birden fazla dille eğitim yapılıyor, yani gelişmiş ülkelerden başlayarak, ta gelişmekte olan ülkeler dâhildir. Birden fazla resmî dil de var çok ülkede. Niye Türkiye bunlardan biri olmasın?
Yani Kürtler Türkiye'de yaşıyor, vardırlar; bu bir gerçektir. Bu gerçekliğin, bunların sorunlarını ancak bu Meclis çözer, buradaki insanlar çözer. Bu sorunları çözebilmek için, Meclis başta olmak üzere, ülkenin bütün dinamikleri el ele verip bu çözüm konusunda çabalar sarf etmelidirler. Buna eğitimle, ana dille başlayabiliriz; şimdiden sonraki süreçleri, bunu öyle götürebiliriz.
Ana dili insanlar kendileri tercih etmemişlerdir, kendileri seçmemişlerdir. Ben ilkokula gittiğim güne kadar bir kelime Türkçe bilmiyordum ve inanıyorum ki AKP milletvekilleri -Kürt olanlar- CHP ve MHP milletvekilleri de o durumdaydı. Ben ilkokulda Türkçeyi öğrendim. Başka bir ülkede yaşasaydım, örneğin İngiltere'de, ben İngilizceyi öğrenirdim ama burada 25 milyon Kürt yaşamakta ve bu insanlar kendi ana dilleriyle eğitimlerini yapamamaktadırlar. Eşit vatandaşlık ilkesi nerede? Anayasa'da yazıyor ki: "Herkes yasalar karşısında eşittir ve herkes eşit şekilde yararlanır." Ben bir Kürt olarak... 25 milyon Kürt bundan yararlanamıyoruz.
Bunu hangi yol ve yöntemlerle çözeceğimiz konusunda çok fazla uzaklara gitmeye gerek yok. Ana dille eğitime başlayabiliriz. Yoğunluklu olan bölgelerde başlarız ve bütün Türkiye'ye yayılır bu. Çok da verimli olur ülkenin kalkınmışlığı ve sanayisi açısından. Düşünün, eğitimli olan bir insanın sanayideki rolü ile eğitimsiz olan bir insanın sanayideki rolünün nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz.
Tekrar Sayın Bakanıma sormak istiyorum bu sefer: Böyle bir proje var mıdır, yok mudur? Yani 25 milyon Kürt gerçekten hâlen görmezlikten mi gelinecek, yoksa ana dille eğitim konusunda bir çalışma başlatılacak mı? Eğer öyle bir çalışma başlatılacaksa ben bir eğitimci olarak bu çalışmada seve seve yer almak isterim. Bu ülkenin sorunlarını eğer bu Meclis çözmek istiyorsa buradan başlaması gerekir.
Teşekkür ediyorum beni dinlediğiniz için. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Taşçıer.