Konu: | Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 107 |
Tarih: | 15.06.2017 |
KADRİ YILDIRIM (Siirt) - Teşekkürler.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Benim söz hakkı aldığım madde, yine yıllardır dillendirdiğimiz YÖK'le ilgilidir. Dolayısıyla YÖK'ün ayrılmaz parçası olan üniversitelerle ilgili olacaktır.
Şimdi, isimler belirlenirken o isimlerin ifade ettikleri anlamlar, içerikler mutlaka pratikte kendini göstermelidir diye konuluyor. Arap âleminde üniversiteye bir isim bulmaya çalışılırken "camia" ismi konuldu. Bilindiği gibi, camia, aynı zamanda caminin bir türevidir ve üniversiteyle birlikte bu iki kelime, bu iki ıstılah da kapsayan, her kesimi içine alan, kuşatıcı olan, evrensel olan ve umumi olan demektir. Dolayısıyla "üniversite" dediğimiz zaman bütün kültürlerin, bütün dillerin ve özellikle eğitimde kullanılmasına fırsat verilmesi bakımından bütün kesimlerin dillerinin orada hayat bulması gerekir diye düşünüyorum. Ve ilim ayrımı yapılmaksızın, orada akademisyenlik yapanların fikriyatına bakılmaksızın herkese liyakatine göre, ehliyetine göre yaklaşılması gerekir.
Bakın, Hazreti Peygamber (AS), Mekke ahalisinden olan müşrikler Bedir'de esir edildikleri zaman onların müşrik oluşlarına, dinlerine ve inançlarına, fikriyatına bakmaksızın, o esaretten kurtulmalarının karşılığı olarak her birisinin 10 Müslüman çocuğa okuma yazma öğretmeleri karşılığında serbest bırakılmalarını öngördü. Yani ilimlerinden bilimlerinden İslam'ın peygamberi bu şekilde yararlandı, "Siz müşriksiniz, sizin ilminiz, sizin fenniniz bize lazım değildir." demedi. O bakımdan, diyorum ki: Fikriyatı, zikriyatı, ideolojisi ne olursa olsun, bugün, Türkiye'de veya başka bir yerde, fikrinden dolayı, görüşünden dolayı ihraç edilen akademisyenlerin, görevlerinden uzaklaştırılan akademisyenlerin kendilerine yapılan bu muamelenin ne ilimle ne bilimle ne de din ve İslam'la uyuşur hiçbir tarafı yoktur.
Ve yine, Hazreti Peygamber'in bu konuda bir hadisi var, diyor ki: "..."(x) Yani "Müşriklerin ağzından da olsa hikmeti, doğruyu, isabetli görüşleri alın." deniliyor. Yine, Saidi Nursi Hazretleri diyor ki... Kendisi Kürt bölgelerinde bir üniversite kurmayı düşünürken adını "Medresetüzzehra" koymayı düşünüyor ve diyor ki: "Kuracağım bu üniversite, bu Medresetüzzehra, Cami-ül-Ezher'in yani Kahire'deki Ezher Üniversitesinin bir kız kardeşi olacak. Lisanıarabi burada vacip olacak, Lisanıtürki lazım olacak, Lisanıkürdi de caiz olacak yani serbest olacak; bu üç Orta Doğu dili eğitimde kullanılacak." Alın size camia, alın size cami ve alın size üniversite. İşte ihatacılık budur, evrensellik budur, kuşatıcılık budur. Buna göre kendimizi gözden geçirelim ve buna göre Türkiye'deki üniversitelere bakış açımızı değerlendirelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KADRİ YILDIRIM (Devamla) - Nasıl bakıyoruz, pratikte üniversiteleri ne hâle getirmişiz, görüşlerinden dolayı akademisyenleri nelere düçar etmişiz, lütfen bir kez daha düşünelim diyorum ve hepinize saygılarımı sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.