Konu: | Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 107 |
Tarih: | 15.06.2017 |
MİZGİN IRGAT (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, yine geldik yargı meselesine, yine geldik milletvekillerinin tutuklanma meselesine yani vesayetçi yargı sorununu yaşayan Türkiye'nin hâlâ darbelerle uğraştığı ve darbelerden kurtulmadığı noktasına geldik.
Şimdi, buradan sabahtan beri yapılan konuşmalara bakalım, Türkiye'nin gündemine bakalım ve getirilmek istenen şu torba tasarının içeriğine bakalım. Tamamen birbirinden bağımsız, birbiriyle örtüşmeyen, Türkiye'nin gerçek gündemiyle ilgisi olmayan bir torba tasarıyı tartışacağız. Ekolojiye düşman ve bunca tarım sorununun yaşandığı ülkemizde -bunca insanların büyük uğraşlarla, büyük emeklerle, tarımı yaşatmaya çalışan köylülerimizin yaşadığı sıkıntılar- ve insanların özgürlüklerinin çok keyfî bir şekilde kısıtlandığı bir ortamda, milletvekillerinin hâlâ cezaevlerinde tutuklu yargılandığı bir ortamda biz bir torba tasarıyı tartışıyoruz ve hâlâ milletvekillerinin özgürlüklerini kazandığı, özgür bir şekilde bu sıralarda yerini alması gerektiği noktasında bu Meclisin ciddi bir duruşunun olmadığı bir süreci yaşıyoruz.
Bugün, burada, bu Meclisin en önemli sorunlarının başında bu ülkenin kanayan yarası Kürtlerin statüsü ve Kürt halkının dili, Kürt halkının kendini özgürce ifade edebileceği bir alanın büyük bir darbeyle kısıtlanmış olduğudur; kadınların, çocukların, kadın cinayetlerinin, çocuk istismarının, her gün bir çocuğun ölümü ve istismar sorununun önümüze geldiği çok ciddi sorunlar. Hakeza, ilim Bitlis'te tarımla uğraşan köylülerin yaşadıkları ise dehşet verici. Düşünün, birkaç gün önce koyunlarını yaylalara çıkarmak isteyen köylülerin küçükbaş hayvanlarına el konuldu keyfî bir şekilde, hiçbir karar, hiçbir yetki olmaksızın keyfî bir şekilde 13 tane küçükbaş hayvan telef edildi.
Yıllardır sözde kendilerine destek verilen köylülerin, "hayır" oyu verdikleri için şu anda kendilerine hibe olarak ve yıllardır verilen destekler ise kesilmiş durumda. Neden? Çünkü kendileri referandumda "hayır" dediler. Çünkü önceki seçimlerde Halkların Demokratik Partisine oy verdiler. Onun için, bu Hükûmet nezdinde ve iktidar tarafından cezalandırılan bir köylüyle, cezalandırılan bir halkla karşı karşıyayız. Bu temelde burada, tartışacağımız sorunlarımızın en başında insanların özgürlüklerine kavuşması, yarın öbür gün darbeler sonucu keyfî bir şekilde yapılmış yakalamalar ve tutuklamaları tartışacağımızı çok net biliyorum. Çünkü KCK operasyonlarında, Ergenekon, Balyoz davalarında sözde o gün cemaatçi olduğunu söylediğiniz hâkim ve savcılar bugün tutukluyken onların hazırlamış olduğu iddianamelerle tutuklu olan insanlar şu an cezalar almaktadırlar. Dolayısıyla AKP'nin yargı vesayeti altında, yargısı adı altında yürütmenin hükmüyle, yürütmenin emriyle, talimatıyla çalışan bu sistemde biz bu ülkeye özgürlükleri vadedemeyiz ve doğru bir siyaset yapmış olamayız. Bu temelde, burada siyaseten ve önümüzdeki süreçte, aslında, tüm iradesi bitirilmek istenen bu Meclisin kendi onuruna sahip çıkması gerekiyor ve bu utançtan vazgeçmesi gerekiyor. Çocuklu milletvekilleri, çocuklu anneler şu an cezaevlerinde, sözde yargının tecellisi sonucu mu o cezaları yatmaktadırlar? Evet, damatların özgürlüklerine kavuştuğu, sabit ikametgâh sahibi olduğu için özgürlüğüne kavuşturulan IŞİD'çiler dururken sadece ifade özgürlüğünü kullanan bir milletvekilini, en önemli görevi konuşmak olan bir milletvekilini tutuklayarak siz bir siyaseti yürütüyoruz diyemezsiniz ve bu ülkeyi de bu anlamıyla, yaptığınız bu yanlış siyasetten dolayı da ambargo altına, tahakküm altına alamazsınız.
Bu ülkenin yarısı bu sisteme "hayır" demiştir ve bu "hayır" demokratik bir temelde örgütlülüğünü sürdürecek ve bu yanlış iktidardan hesap soracaktır. Yargı ayağı ile yasama, yürütme ve bu anlamıyla toplumun her alanını baskı altına alan bu rejiminiz mutlak suretle bir gün feshe uğrayacaktır.
Saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Irgat.