GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tutuklu anneler ve çocuklara ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:107
Tarih:15.06.2017

HÜDA KAYA (İstanbul) - Değerli Başkan, sayın milletvekilleri; bakmasını, okumasını bilene, doğrunun ve eğrinin anlaşılması için insana işaretlerin iletildiği bu ramazan ayının hepimiz ve tüm insanlık için hayır ve hakikatlere yol açmasını diliyorum ve bu vesileyle, aramızda bulunamayan sevgili eş başkanlarımız ve milletvekili arkadaşlarımızı da saygıyla selamlıyorum.

Bugünkü gündem dışı konuşmam tutuklu anneler ve çocuklar üzerine olacak. Çocuklarıyla hapse giren bir kadın olarak bu ortamlarda yaşayan çocukların dramına da, anneleri hapiste, kendileri dışarıda olan çocukların dramına da defalarca şahit olduk. Hapishaneler, takibatlar yetmezmiş gibi sosyal, toplumsal veya devlet eliyle çocuklara yaşatılanlar da unutulmaz hiç. Bizler hapisteyken dışarıda yalnız kalan ilköğretim öğrencisi 2 oğluma devlet görevlileri tarafından defalarca "Bir trafik kazasına kurban gidebilirsiniz." diye hem onlara hem bize tehditler gönderilmişti.

Sayın milletvekilleri, yıllar önce, cezaevinde doğan bir kız çocuğunu yanımıza almıştık ve dünyaya gözlerini açan bir bebek gibiydi. Bu kız çocuğu yıllarca bizim ailemizden biri oldu. Sonra bir gün devletin aklına geldi ve "İyi, güzel, bakmışsınız ama sizin bir hukukunuz yok bu çocukla, sahibi devlet." diyerek çocuk bizden alınarak yetiştirme yurduna verildi. Bu kız çocuğu bugün yetişme çağında, devlet yurtlarında ve benim bu yaşıma kadar hayatta görmediğim yanlış, kötü alışkanlıklarla devletin yurtlarında tanıştı. Bir ailesi olduğunu bilsin, bir çocuk hayatı daha kaymasın diye ilişkimizi kesmemeye çalıştık fakat son birkaç haftadır bu kızımız kaldığı yurt değiştirilerek başka bir şehre gönderildi. Hangi şehre gönderildiğini öğrendik, konuştuk, çocuğa ulaşmaya çalıştık fakat durumunu anlatmamıza rağmen çocuğun nerede olduğu hâlâ bizden gizleniyor ve bilgi verilmiyor.

Bunu şu nedenle anlattım: Hem güncel bir problemimiz olması hem hapis ortamını yaşamış olması hem de devlet yurtlarının ortamını yaşayan, devlet politikalarının kurbanlarından bir çocuk olarak çarpıcı bir örnek olmasından dolayı.

Bugün bilinen rakamlara göre, Türkiye hapishanelerinde 200 bin civarında hükümlü bulunuyor ve bunların yaklaşık 6.800'ü kadın ve yine bu hükümlülerin 2 bini ne yazık ki çocuk mahkûmlar. 0-6 yaş arasında 500 civarında çocuk ise tutuklu anneleriyle beraber hapislerde yaşıyorlar. Hapiste dünyayı anlamaya çalışan bir çocuğun dışarıyla nasıl ilişki kurmak durumunda kaldığını yaşadığı travmalara şahit olan herkes bilir ki uzun yıllar çocuklar bu süreçlerin etkilerini üzerlerinden atamazlar.

Kadın mahkûmlardan bazılarının aileleri ilişkilerini kesmiş veya çocuğunu dışarıda bırakacağı bir yakını olmayabiliyor. Her hâlükârda asıl zarar gören, toplumumuzun geleceği olan yine çocuklar oluyor. Ya demir ve beton yığını olan olumsuz koğuş ortamlarına mahkûm oluyorlar ya da çaresizce, devletin yurtlarında sevgi, şefkat, merhamet, aile ve anneden mahrum kaldıkları gibi, daha çok olumsuz alışkanlık ve davranışlara muhatap kalıyorlar.

Çocuğundan koparılan kadınlardan birini sizler de çok iyi tanıyorsunuz değerli arkadaşlar. Bizimle bu sıraları paylaşan Burcu Çelik vekilimiz aylardır hukuksuz ve haksız bir şekilde hapsedildi, geride 3 yaşında bir kızı kaldı. Bu vesileyle Burcu Çelik vekilimizi de burada saygıyla selamlıyorum.

Buralarda koltuklarda rahat rahat dinliyor olabilirsiniz bu anlattıklarımızı ama muhakkak ki biliyor olmalısınız ki bugün hapislerde, sizlerin dahi "Allah düşmanıma bile yaşatmasın." diyeceğiniz büyük dramlar yaşanıyor. Şimdi hapislerde olan niceleri var ki onlar da bir gün kendilerinin de bunları yaşayabileceğini hayal bile edemiyorlardı. Adalet, bir gün mutlaka ama mutlaka herkese lazım olacak. Sadece hapiste veya hapis sebebiyle annelerinden koparılan çocukların geleceği mahvolmuyor, toplumumuzun geleceği, bizim geleceğimiz yok oluyor. Bu durum suçlu ya da şüpheliyi çok aşan sonuçlara sebep oluyor. Tüm bir neslin üzerinde geri dönüşü olmayan tahrifatlara, tahribata yol açıyor. Birileri ikameti belli diye tahliye ediliyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız Sayın Kaya, mikrofonunuzu açıyorum.

HÜDA KAYA (Devamla) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Birileri ikameti belli diye tahliye ediliyorken kadınlara gözaltında doğum yaptırılıyor ve ellerinden bebekleri alınarak cezaevlerine yollanan bir ülke yaşıyoruz. Üstünlerin hukuku tam da budur. Hakikat ayı olan bu mübarek ramazan ayında güçlü olanın hukukunu değil, Hakk'ın adaletini gerçekleştirmeliyiz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kaya.