| Konu: | Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 106 |
| Tarih: | 14.06.2017 |
ERDAL ATAŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine bir torba yasayla karşı karşıyayız.
Az çok, böyle, demokrasi sorununu çözmüş, ekonomik alanda da orta düzeyde bir gelişim sağlayan ülkede normal olarak bu tür torba yasaların getirilmesinin o ülkenin önemli oranda ekonomik koşullarına da siyasal yapısına da zarar verdiği açıktır ama maalesef bizde, iktidardaki yetkililer, işte, hangi tanıdığı o gün ne getirirse kendisine, onları torbalara doldurarak buraları getiriyor. Dönem dönem, işte, herhangi bir vekilin tanıdığı, merayla ilgili bir sorun yaşıyorsa, bir belediye başkanı herhangi bir alanda, işte, sanayiyle ilgili, sanayi alanıyla ilgili bir sorun yaşıyorsa ya da zeytinliklere yönelik herhangi bir, işte, yatırım yapmak isteyen, maden çıkarmak isteyen bir işletmeci çıktığında, hemen onlar yasaya dönüşerek maalesef bizim önümüze gelmiş oluyor. Oysaki ekonomik alandaki gelişmenin önemli ayaklarından bir tanesi tarım ve sanayinin birbirini desteklediği bir yönelimle ele alınmasıdır ama maalesef bizim ülkemizdeki iktidar, özellikle bu son yıllarda, tamamen ülkemizdeki yer altı, yer üstü zenginliklerini sadece küçük bir sermaye kesimine peşkeş çekme temeli üzerinden tahrip etmektedir. Bugün de gelinen aşamada durum bu çerçeveye dönüşmüş durumda.
Bizim coğrafyamız hem iklim hem de coğrafi koşullar açısından aslında tarımda dünyada 6 ülkeden bir tanesi yani ekvatorun üstünde bulunan, ne çok soğuk ne de çok sıcak olan, tamamen çok çeşitli ürünlerin yetiştiği coğrafyalardan bir tanesi. Ama maalesef bizim ülkemizde iktidar, bütün bu olanakları doğru temelde kullanmak yerine tarım alanlarını sanayi lehine tahrip etme siyasetini bugün önümüze getirmiş durumda.
Bu getirilen Mera Yasası'yla birlikte sadece köylülerin yaşam alanlarına, onların hayvancılıklarına darbe vurulmamakta, aynı zamanda, temiz suların önemli oranda, işte, diyelim ki kaynak olarak beslendiği alanlar tahrip edilmekte, yine aynı şekilde yabani hayvanların ve canlıların da yaşam alanları tahrip edilmektedir. Sadece bu da değil, bu tahrip edilen alanlarla birlikte belki sanayi alanında bir iki işverenin elde edeceği belli kazanımların yanında milyonlarca insan kendi köylerinden, üretim alanlarından koparılarak şehirlere göç etmiş olacak ve bu yapılan politikayla birlikte coğrafyamızda et ürünlerine, hayvancılığa, onunla bağlantılı olarak sanayi ürünlerinin tümüne yönelik de önemli oranda sorunlar açığa çıkmış olacak.
Sadece bu son yıllarda uygulanan politikalarda bile görülüyor ki biz dışarıdan hem et satın alıyoruz hem canlı hayvan satın alıyoruz (büyükbaş-küçükbaş) hem de yem satın alıyoruz. Meralar, bu hayvancılığın geliştirilmesinde en önemli alanlardan bir tanesidir. 1950'lerde 44 milyon dekar olan bu meralar maalesef hükûmetlerin uyguladığı yanlış politikalar sonucunda 14 milyon dekara kadar gerilemiş durumda. Bugün de bunların tümü Büyükşehir Yasası, şimdi getirilen bu yasa, bir şekilde sanayi bölgelerine açılma ya da yeni alanların ortaya çıkarılması belediyeler üzerinden, bir de bu son dönemdeki "ot bedelini yirmi yıl ödeme" anlayışı üzerinden meralar önemli oranda tahrip edilerek hayvancılık alanındaki bu mesele önemli oranda Türkiye'nin sorunu hâline getirilmiş durumda. Sadece et ürünlerinin ve hayvan ürünlerinin artması değil, yani bunların zamlanması değil, aynı zamanda büyük bir işsizlik boyutunun da açığa çıktığı görülüyor. Yirmi beş yıl içerisinde 10 milyondan fazla insan, ki bu coğrafyada bunların büyük çoğunluğu, işte bu meralarda hayvancılıkla ve benzeriyle, tarımla geçiniyordu; bu insanların büyük çoğunluğu şehirlere göç etti ve mevcut iktidar artık şehirleşmenin büyük oranda başarıldığı üzerine maalesef şimdi övünmektedir.
Gelinen aşamada, hayvancılığa ayrılan miktar yani bu kredi destekleme şeyi 3 milyarken bu uygulanan politikalardan dolayı dışarıdan alınan yani ithal edilen hayvan ve diğerlerine verilen paraysa 10 milyar civarındadır yani 3-3,5 milyar dolar civarındadır. Bütün bu politikalar devam ettirilirse gelecekte bunun en az 10 katı daha hem pahalı yiyecek almak zorunda kalacağız hem de bu ülkede daha büyük yoksulluğun ortaya çıkmaması söz konusu bile olamaz. Bu noktada, Hükûmet derhâl bu politikalardan vazgeçerek en azından temel noktalarda hem sanayiyi hem de tarımı birlikte sürdürebilecek politikalara geri dönmelidir.
Saygıyla selamlıyorum hepinizi. (HDP sıralarından alkışlar)