Konu: | Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 105 |
Tarih: | 13.06.2017 |
GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yaklaşık bir yıldır teşvikler, aflar, ertelemeler üzerine konuşuyoruz ve bütün bunların hepsi sermayeyi bir nebze olsun rahatlatmak için. Ancak görüyoruz ki işe yaramıyor arkadaşlar. Ama siz şunu söyleyebilirsiniz: "Ya, bu üç aylık büyüme yüzde 5 geldi. Bak, demek ki işe yarıyormuş." Ama onun çok ciddi bedelleri oldu, bunu bilesiniz. Bir, mali disiplinden vazgeçtiniz, Maliyenin on beş yıldır biriktirdiği bütün krediyi büyük oranda terk ettiniz. İkinci nokta, demokrasisi güçlü olan ülkeler sermayeye böyle tavizler vermezler, vergilerini alırlar, harçlarını alırlar ve sosyal politikalarla dar gelirli kesimlere bunları dağıtırlar. Ama demokrasisi güçlü olmayan ülkelerse... Maalesef, son iki yıldır da biz baş aşağıya bu yönde gidiyoruz. Bize benzer ülkelerden de bahsedebilirim, mesela Çin. Hani dersiniz ki "Biz yüzde 5 büyüdük, e, Çin de yüzde 7 büyüyor." Ama ne pahasına büyüyor? 1 milyarın üzerinde nüfusunu bir köle gibi sermayeye peşkeş çekerek büyüyor, doğasını sermayeye peşkeş çekerek büyüyor. Maalesef, son iki yıldır da biz, hani demokrasi yoluyla büyümek ve demokratik bir ülke olarak hem yerli hem yabancı sermayenin yatırım yaptığı ve bu anlamda da sosyal bir adalet çerçevesinde bütün halkımızı refaha ve huzura kavuşturabilecek bir ülke klasmanından düşüp biz de Çin gibi -hani, Avrupa'nın bir Çin'i olarak- hem insanımızı hem doğamızı sermayeye peşkeş çeker bir lige doğru maalesef sürükleniyoruz ve bu konuda maalesef ki bu yönde bir yasa ve bir torba yasayla da karşı karşıyayız. Bu torba yasa, hatta, zeytin ağacına bile kastetmeye kalktı, şükür ki bir miktar geri adım var bu konuda ama hâlâ meralarımıza kastetmeye devam ediyor.
Değerli arkadaşlar, bu çağda bilgiyi, teknolojiyi geliştirebilen ülkeler demokratik ülkeler veya demokrasi yolunda yürüyen ülkeler. Bizim gibi ülkelerdeyse, maalesef, bu konuda ancak insanını, emeğini ortaya sürerek ve "Gel sermaye, ben senden vergi almayacağım. Meralarıma da yatırım yapabilirsin. Aynı zamanda, yatırım yaparsan merak etme, işçi de grev mrev yapmayacak, ben grevlerini ertelerim." diyerek ancak sermayeyi çekebiliyorsunuz. "Harç almayacağım, vergi almayacağım." diyerek çekebiliyorsunuz. Oysa bunların katma değerinin ne olduğu belli. Sayın Bakan da bilir, yüksek teknoloji ürünlerimiz yüzde 3 Sayın Bakan. Artık dilimizde pelesenk oldu, yüzde 3. Yani yüksek teknolojili ürün üretemiyoruz. Peki, nereye gidiyor, nasıl oluyor da yüzde 3'te kalıyoruz? Demokratik bir ülke olmadığımız için, üniversitelerimiz özgür olmadığı için... Ben geçenlerde Amerika'daydım, Harvard'da bir doçentle tanıştım, kendisi şeker hastalığıyla ilgili bir ilaç üzerinde dört yıldır çalışıyor ve şu anda yalnızca onun ürettiği şeker hastalığı üzerindeki ilaç tıpta bir devrim niteliğinde, milyarlarca dolarlık bir değer biçiliyor, şirketler peşinde koşuyorlar. Yalnızca bir kişi, bakın. Biz burada çevremizi, doğamızı kirleten, işçimizi peşkeş çeken belki bin tane fabrika açacağız, bu şekilde, onun ürettiği, bir kişinin, bir beynin ürettiği değeri, katma değeri yakalayamayacağız Sayın Bakan. Bunun gibi yüzlerce, binlerce gencimiz şu anda Batılı üniversitelerde. Aynı şekilde, böyle az gelişmiş, demokrasisi az gelişmiş pek çok ülkenin, Pakistan'ın, İran'ın, Irak'ın, Suriye'nin gelişmiş beyinleri şu anda Batılı üniversitelerde bu tip bilimsel araştırmalar yapıyorlar maalesef. Bu çağda demokrasisini geliştiremeyen, halkını peşkeş çekmeye mahkûmdur sermayeye ve bu da orta gelir tuzağında, orta demokrasi tuzağında ülkemizin daha yıllarca debelenmesine sebebiyet veriyor arkadaşlar. Gelin, bu yoldan dönelim derim. Yoksa daha çok tavizler verirsiniz, biz böyle 9-10 bin dolarlarda, maalesef orta gelir tuzağında sürünmeye devam ederiz. Gelin, bu yoldan dönelim derim.
Saygılarımla. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Paylan.