Konu: | Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 105 |
Tarih: | 13.06.2017 |
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; bu 9'uncu maddedeki organize sanayi, serbest, endüstri, teknoloji geliştirme bölgeleri ve sanayi sitelerinde arsa tahsisine yönelik sözleşmeler ve taahhütnamelerin damga vergisi istisnası kapsamına alınmasının yasadan çıkartılmasını istiyoruz. Son derece açık bunun nedeni. Bu, doğrudan doğruya, dümdüz, sermaye sahiplerinin kamuya, kamu bütçesine aktarmaları gereken vergilerin bir bölümünden daha bağışık kılınmaları hedefini gözetiyor.
Damga vergisi önemsiz bir kamu gelir kaynağı değil çünkü 2016 rakamlarına bakacak olursak, merkezî yönetim gelirlerinin tahsil edilebilenlerinin yüzde 2,18'ini, genel bütçe gelirlerinin tahsil edilebilenlerinin 2,25'ini, genel bütçe vergilerinin tahsil edilebilenlerinin de yüzde 2,58'ini oluşturuyor. Bunun bir bölümünden vazgeçmek, karşılığı konmamış bir kamu gelirinden vazgeçmek demektir. Bunun sanayiyi geliştirmek için yapılacağına inanmak güç çünkü dün de konuşma fırsatı bulduk, bunun sanayiyi geliştirmekten çok, bir sanayi tesisi kurma gerekçesi altında ellerindeki sermayeyi yatırıma dönüştürmek isteyen vahşi kapitalistlere alan açmaktan ibaret olduğunu söyleyebiliriz. Vahşi kapitalist sıfatını kullanırken bunu bir pejoratif, küçültücü manada bir şey diye söylemiyorum, kapitalist, kapitalisttir nihayet ama kimilerinin daha çok yırtmaya, daha çok tırnaklamaya, daha çok tırmıklamaya ihtiyacı var, kimilerinin ise karnı yüz yıldır bunu yaptıkları için doymuş, şişmiş ve artık iyi görünecek kadar zenginler. Örneğin, TÜSİAD patronları Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanına "Olağanüstü hâl kaldırılsın, yasaklar kaldırılsın." diyebildiler çünkü son on beş yıl içerisinde, özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde özelleştirmelerden ve diğer vergi indirimlerinden o kadar çok sebeplendiler ki artık grevlere karşı daha tahammüllü hâle geldiler. Mesele, şimdi daha tahammüllü olmayanları, bu işe yeni atılanları, herkesi yırtarak, tekmeleyerek, parçalayarak kasalarını doldurmaya çalışanları kollama zamanı. O yüzden Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı dedi ki TÜSİAD'çılara: "Ne var ya, sizin OHAL'den ne şikâyetiniz var? Nedir, fabrikalarınız mı işlemiyor, kâr mı edemiyorsunuz?" MÜSİAD Genel Kurulunda da "Biz geldik de fabrikalarınızı çalıştırmaya başladınız, ne şikâyet ediyorsunuz." derken aslında bu iki kesimden her tarafı yırtmaya gayret edenleri ne kadar çok kollama ihtiyacında olduğunu da ifade etmiş oluyordu.
Ancak, bu vergi kapsamından bu damga vergisinin bu bağlamda çıkartılması o kadar da bir şeyden vazgeçmek anlamına da gelmeyebilir çünkü esasen damga vergilerinin işverenden tahsil edilmeyeceğine dair 687 sayılı Kanun Hükmünde Kararname zaten var. Bunu bu şekilde yasadan çıkardığınız zaman yapmış olduğunuz şey, devletin İşsizlik Sigortası Fonu'ndan işverenlere ödediği payı da ödemekten vazgeçeceğiniz anlamına gelir ama son tahlilde bütün bu işlemlerden kaybeden, bugüne kadar fonda biriken bütün sermaye stokunun neredeyse yüzde 80'inden fazlasını patronlara dağıtmış olan bir Hükûmet karşısında işçilerin İşsizlik Fonu'na yaptıkları bütün katkının kendilerinin daha büyük bir kuvvetle, daha büyük bir şiddetle sömürülmesi için onların elinden alınması anlamına gelecektir. Neresinden bakarsanız bakın, işçiden alınan, patrondan alınmayanlarla birlikte bu vergilerin tamamı işçi sınıfının üzerine yüklenmiş olmaktadır. Yasadan çıkarılmasını istiyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kürkcü.