GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:105
Tarih:13.06.2017

BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) - Teşekkürler Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilli arkadaşlarım; 485 sıra sayılı torba yasanın 8'inci maddesi üzerine grubum Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Yalnız, tasarıya geçmeden önce bir noktaya değinmeden geçemeyeceğim, o da şu: Sarayın ve iktidarın HDP'yi ve vekillerini itibarsızlaştırma hareketi devam ediyor. İki gün önce Tunceli Milletvekilimiz Sayın Alican Önlü'ye, dün de Sayın Pervin Buldan'a yapılanlar bu projenin birer parçası ve devamıdır. Bu Mecliste Meclis Başkan Vekilliğini hakkıyla, tarafsız, objektif yapan Sayın Pervin Buldan'a yapılanlar aslında bu Meclise yapılmıştır. Halkın gözünde ve kamuoyunda itibarsızlaştırmaya yönelik bu tutumunuz ters tepmekte, eş genel başkanlarımız, vekillerimiz günden güne halkın gözünde daha da büyümektedir. "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir." sözünün rafa kaldırıldığı, Meclis Başkan Vekilimize reva görülen bu tutumu protesto ediyor, kınıyorum. İktidarın bu tutumundan vazgeçmesi, Meclisin de bu konuda inisiyatif alması gerektiğini düşünüyorum. Sayın Başkan, sizin de bu konuda birkaç cümle sarf etmeniz gerekir diye düşünüyorum.

Evet, zeytinliklerle ilgili 2'nci maddenin torbadan çıkarıldığı söyleniyor ama inanalım mı, inanmayalım mı? Geçmişte dört parti üzerinde uzlaşmıştı; Şırnak ve Hakkâri illerinin illikten çıkarılıp Cizre ve Yüksekova'nın şehir yapılması gündemdeydi, anlaşılmıştı, dokunulmayacaktı, Hakkâri'ye de Şırnak'a da dokunulmayacaktı ama bir bakıyoruz, tekrar Hakkâri ve Şırnak'ın il olmaktan çıkarılması gündemde.

Evet, seçimde bir de şu iddialı laflar ediliyordu iktidar tarafından. Seçimde "yerli ve millî vekillik"ten bahsediyordunuz. Sahi ne oldu bu millî ve yerli vekilliğinize? Bu yasalarla birkaç sermaye şirketinin kârını, rantını gözetenler mi yerli yoksa halkın tabiatını, coğrafyasını ve yaşam alanlarının tahribatını önlemeye çalışanlar mı? Siz yine bu şirketlerin rantını "teşvik" adı altında garantiye almaya çalışıyorsunuz, biz de bu halkın vergileriyle yapılan yatırımların, projelerin kime, niçin verildiğini ve niçin teşvik edildiğini soruyoruz. Özel şirketlerin kazançlarını vatandaş aleyhine bu kadar güçlendirmek yerine, çevre facialarına yol açacak, denetimsiz ve kanunen hiçbir sınırlamaya tabi olmayacak düzenlemelere bu kadar zaman, mesai ve enerji harcayacağımıza, ülkenin özgürlüğünü dikkate alarak yenilenebilir yatırım kaynakları noktasında, AR-GE çalışmalarına ve yenilenebilir yatırım kaynaklarının kullanılması noktasında mesai harcamamızın kamunun geneli için daha hayırlı olacağı kanaatindeyim.

Biz burada yasalar çıkarırken yarın kimin zeytinliğinin, kimin denizinin ve kimin toprağının yatırım şirketlerine rant çekilmesinin yasal olanaklarını yaratıyoruz? Yalnız kendi bölgesinde, kendi yaşam çevresinde bu projelere muhatap olacak bölge yaşayanları hiçbir şekilde kendilerini ifade edemeyeceklerdir. İşte, binlerce yıllık yaşam döngüsü içerisinde kendisine bir yaşam alanı yaratmış bu insanların bu konuda hiçbir fikirleri, düşünceleri ve iradeleri olmayacak mı? Herkesin bu çevreye ciddi anlamda etki edecek faaliyetlerde söz ve etkisi olacak ancak o bölgede yaşayan vatandaşlarımızın tek bir söz hakkı olmayacaktır. Kısmen, kanunla, zeytinlikler ve kıyılarla ilgili, bir bölgede yaşayan yurttaşın lehine olan kanun maddeleri de açıkça kaldırılmaktadır.

Biz seçim bildirgelerimizde açıklamıştık, bugün Mecliste de bunun gereğini yapıyoruz. Yerellerin, bölgelerin doğal varlıkları ve kaynakları üzerinde de doğrudan söz, yetki ve karar sahibi oldukları ve olmaları gerektiğini, bunun da mekanizmalarının oluşturulması gerektiğini belirtmiştik. Karadeniz'de Yeşil Yol'un, HES'lerin, İstanbul'a üçüncü köprünün, yeni bir havaalanının ya da bir boğazın, Gezi Parkı'nda Topçu Kışlası'nın, Sinop ve Mersin'e nükleer santralin, Yırca Soma'ya elektrik santralinin yapılıp yapılmayacağına Ankara değil, o bölgenin insanları karar vermelidir. Biz bu nedenle birkaç sermaye şirketinin rant ihtiyacını sağlamaktan ziyade, tabii, halktan ve emekten yana olan yatırım ve teşvik politikalarını destekleyeceğiz. Doğayı, suyu, ormanı, dereleri, meraları, sahilleri, tarım alanlarını, su ekosistemini koruyacak ve sermaye birikim sürecinde kâr ve rant alanı olarak kullanımını önleme yönünde mücadele edeceğiz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.