| Konu: | Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 13.06.2017 |
BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) - Teşekkürler Başkanım.
485 sıra sayılı torba Yasa Tasarısı'nın 1'inci maddesi üzerine partim Halkların Demokratik Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tasarının özü, ekonomiye canlılık kazandırılması adına yatırımların teşvik edilmesidir. "Teşvik" adı altında harçlardan muafiyet, bürokratik engellerin ortadan kaldırılması, kredi imkânlarının genişletilmesi gösterilmiştir.
Getirdiğiniz bu teşvik yasalarıyla yaşanılabilir çevre hakkı, sosyal adalet ilkeleri, toplumsal anlamda ekonomik kalkınmayı değil, toplumun ihtiyacını değil; piyasanın, sermayenin, birkaç ulusal ve uluslararası şirkete rant alanı yaratmaya çalışmak kısmını şimdilik bir not olarak belirttikten sonra şu hususa özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum: Bakın, AKP on beş yıllık iktidar döneminde getirmediği kadar teşvik yasasını nerdeyse son bir kaç yılda getirmiştir. Bu Meclis "teşvik üstüne teşvik" diyor, her gün "şu alanın, bu alanın teşvik edilmesi" diye yasal düzenlemeler getiriliyor ancak, tam tersi, ülkede bu teşvikler ile ekonomik iyileşme arasında garip bir şekilde ters orantı var sanki. Hangi yasayla hangi ekonomik teşviki getirirseniz getirin, bu darboğazdan kurtulamıyoruz. On beş yıllık iktidarınız sonucunda bozduğunuz ekonomik istikrarı sadece mali anlamda getireceğiniz teşvik yasalarıyla düzeltmeniz mümkün değildir. Biz bu söylediğimizi bu Mecliste defalarca dile getirdik ancak bunu AKP hükûmetlerine bir türlü anlatamadık.
İstikrar, sadece aldığınız oyla veya tek başınıza iktidar olmanızla sağlanan bir şey değildir. Yüzde 50'lere yakın oy alıyor ancak hem ekonomik hem sosyal hem de siyasal anlamda yüzde 10'luk bir istikrar sağlayamıyorsanız sayısal olarak barajı aşıyor ancak siyasal, ekonomik, sosyal anlamda barajın altında kalıyorsunuz demektir.
Burada temel sorun "ekonomi" başlığı altında yapacağınız düzenlemelerle çözüme ulaşmanız mümkün değildir. Bu getirdiğiniz teşvik yasalarının altını demokrasi, adalet, barış gibi kavramlarla ve uygulamalarla doldurmazsanız, hukuk güvencesi gibi asıl yapı taşlarıyla öremezseniz hiçbir teşvik yasasının toplumsal ve siyasal anlamda çözüm üretmeyeceğini, sadece birkaç şirket veya girişimcinin rantına rant katacağını bilmelisiniz.
Sayısal anlamda bir istikrar var gibi gözükse de tek başına bir hükûmet var, hatta yetmedi tek adama kadar bile geldi. Ancak ne hikmetse yatırımın genişlemesi, çeşitlenmesi ve büyümesi adına bir istikrar yok, hatta geriye gidişte negatif anlamda bir istikrar mevcut hâle geldi.
Bırakın büyük yatırımcıyı, mahallenizin herhangi bir sokağındaki bakkal Ahmet'e, kasap Mehmet'e sorun, size niçin yatırım yapmayacaklarını söyleyecekler, çok net ve kısa bir cevap vereceklerdir: "Önümüzü göremiyoruz. Ülkenin nereye doğru gittiğini bilmiyoruz, bu ülkede her an her şey olabilir yani belirsizlik, kaos sistemi var." diyeceklerdir.
İktidar kulislerinin basındaki kalemleri her gün darbeden bahsederken, koskoca ülke OHAL'le yönetilmeye çalışılırken, kanun hükmünde kararnameyle ekonomik alan bile düzenlenmeye çalışılırken kanun hükmünde kararnamelerle insanları işinden aşından ederseniz, ülkede -ister adına "savaş" deyin, ister "çatışma" deyin- bu şiddet sarmalını her gün beslerseniz bu ekonomik darboğaza bir çözüm geliştiremezsiniz.
Bu belirsiz, kaygı verici ortamı bir türlü aşamayacaksınız. Bu kaos ve belirsizlik ortamında ne yazık ki kalıcı ekonomik girişimleri yaratmak da ve devam ettirmek de mümkün olmayacaktır. Belki Maliye Bakanlarınızın gözünü kulağını saraya değil, biraz da sokağa vermesi gerekiyor. Artık çaresi yok ise size bir tavsiyem, gözünüz sarayda ama kulağınız mutlaka sokakta olsun.
Bu halk size asıl çözümü 7 Haziran da gösterdi ancak siz halkın uzlaşmayı, huzuru, sükûneti içeren sağduyusunu dikkate almayıp tek başınıza iktidarı âdeta zorladınız, "Koalisyon hükûmetleriyle ekonomik istikrar olmaz. Tek başına iktidar lazım." dediniz. Meşru veya gayrimeşru, halk sizi tek başına iktidar yaptı, size kredi açtı; yetmedi "Tek başına hükümetle de olmaz, tek adamla istikrar olur." dediniz. Tek başına hükûmetle, tek adamla bu ülkeye ne huzur geldi ne istikrar geldi. Siz "tek" dedikçe teklediniz, farkında değilsiniz. Bu nedenle ciddi bir politika değişikliğine gitmeden bu teşvik yasalarıyla düze çıkmamız mümkün değildir.
Bizi bu darboğazdan, bu sıkışmışlıktan kurtaracak olan da öyle sanıldığı gibi istikrarlı hükûmetler değil, bu tasarı gibi palyatif çözüm arayışları değil istikrarlı barış politikalarıdır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.