GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sur'da yaşanan sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:105
Tarih:13.06.2017

NİMETULLAH ERDOĞMUŞ (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ramazanışerifinizi bu artık veda sürecine girdiğimiz günlerde tebrik ediyor ve hayırlara, kurtuluşa vesile olmasını temenni ediyorum. Hazreti Peygamber (SAV) ramazanışerifin son günlerini "ateşten kurtuluş" şeklinde, "azaptan, cehennemden kurtuluş" şeklinde tanımlar. Aslında, cehennem ve ateşle ilgili bu izahlar, bu yorumlar sadece uhrevi azapla ilgili değil, bu dünyada da insanın kendi eliyle tutuşturduğu cehennem, cehennemler var. Mesela "Kur'an-ı Kerim'deki 'cahîm' kavramı sadece uhrevi hayat için değil, uhrevi hayattaki cehennem için değil, bu dünyadaki insanoğlunun eliyle tutuşturulan, oluşturulan cehennemi de ifade eder." şeklinde müfessirlerin yorumları var.

Şimdi, bu dünyevi cehennemden hareketle, aslında sadece Diyarbakır Sur ilçesine ateş düşmedi, Sur ilçesine düşen ateş sadece Sur'u, Cizre'yi, Silopi'yi, Nusaybin'i, Şırnak'ı, Yüksekova'yı yakmadı. Aslında o düşen ateş bu ülkeye düşen bir ateşti ve bu ülkeyi yakan bir ateşti. Hâlen de maalesef o ateş içerisinde bu ülkemiz bu şekilde yanmaya devam ediyor desek herhâlde haksızlık etmiş olmayız.

Bildiğiniz gibi, tarihî olayları bazen gözden kaçırsanız bile, resmî tarih aracılığıyla onlar örtbas edilmiş olsa bile yerel tarihler, toplumsal tarihler, evrensel tarih asla ve asla gerçek olayları örtbas etmeye müsaade etmez. Bakınız, 90'lı yıllar anlatılırken hepimizin hicap duyduğu ve uykularımızın kaçtığı yıllar olarak aklımıza gelirdi. Neydi o yıllar? 90'lı yıllar, 3.500'e yakın yerleşim alanının yani köylerin, mezraların boşaltıldığı, STK'ların raporlarına göre 2 milyona yakın insanın göçle karşı karşıya kaldığı, faili meçhullerin, ölümlerin, cinayetlerin, baskıların ve cezaevinde tutukluluk sürelerinin alabildiğine yaşandığı bir dönem olarak bu ülkenin yakın tarihine geçti.

Bugün iktidar mensubu arkadaşlara dönerek şunu söylüyorum: Maalesef, son iki yıldır bu ülkede yaşananlar ile 90'lı yıllarda yaşananlar şu anda mukayese ediliyor. Bakınız, bunu burada söylerken genel anlamda bir ifade olarak söylüyorum ve aslında hepimiz bu mevcut yaşanan olaylardan hem muzdarip olduk hem de mesuliyetimiz var. Ama üzücü olan şu: O Sur'a düşen ateş, ülkeye düşen ateş aslında ocaklara düşen ateştir ki ne yazık ki o ocaklarla ilgili mesajlar veriliyor, cenazelere iştirak ediyoruz ama sonuç itibarıyla bildiğimizden de maalesef geri durmuyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle sözlerimi tamamlarken ramazanışerifin bu son günlerinin hem ülkemizin hem toplumumuzun kurtuluşuna, barışına vesile olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Erdoğmuş.