GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Milletvekili Engin Altay'ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:103
Tarih:08.06.2017

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii böyle bir tartışmaya keşke bu Meclis tanıklık etmeseydi.

Şimdi, bakın ne olur, bir süreç yaşadık. Yani mübarek gün, burada arkadaşlarımın ben vücut dilini okuyabilecek durumdayım. Bir önceki konuşmacı Arap üzerinden vurdu, vurdu, vurdu; buradan da rahatsız olduk biz. Yani, geçmişte, efendim, Araplara tahakküm etmişiz, Osmanlı onları kolonize etmiş, böyle bir baskıcı mantıkla bugün de aynı şeyi yapmaya çalışıyormuşuz deyip bir kaşıntı, bir fit atma -tabiri caizse- oradan bir Arapları provoke etme mantığı. Daha sonra, efendim, sürekli... Ya, ne güzel işte, portakal olmuşuz, nar olmuşuz. Millet tanımlarında bunların hepsi teşbih olarak vardır. Bu halklar, gerçekten, kabileler ile halklar toplanır, bir milleti oluşturur.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Tamam, aynı şeyi söyledik, neye itiraz ediyorsunuz?

KAMİL AYDIN (Devamla) - Türkiye Cumhuriyeti devleti artık bir millî devlet olmuş, o süreci geçmiş. Sürekli bu kürsüye çıkarak onların, kim olursa olsun... Bakın, biz Müslümanız; yani, Müslümanlar bir vücut gibi.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bu ülkede Müslüman olmayan da var ya.

KAMİL AYDIN (Devamla) - Ya, vücutta herhangi bir uzuvda acı varsa diğeri hisseder. O tankın o eve girmesinden hangimiz acı duymadık? Eğer bir kasıt varsa onun hesabı bir an önce sorulsun, mahkemeye çıkarılsın ama buradan hareketle -daha önce buna benzer hatalar yapıldı, sürçülisan kabul ettik- efendim, ölen birisinin mezhebinden çıkıyoruz yola, "Ya, şu mezhepten olduğu için şu kadar can kaybı oldu." Bunlar hatalı şeyler; bunlar, Allah korusun, ayrıştırıcı, bölücü şeyler. Biz bütünüz, millet olmuşuz. Dolayısıyla Ankara'da şarampolde freni patlayan bir araç bir dükkâna giriyor, 10 kardeşimiz rahmetli oluyor; orada da bir tank olmuş. Kasıt varsa hesabı sorulsun; aynen Ankara'daki freni patlayan otobüsteki şoförün kastı varsa onun hesabının sorulması kadar doğal bir şeydir. Burada, Allah aşkına, yani, olacak her türlü şeyden etnik bir sonuç çıkarma...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMİL AYDIN (Devamla) - ...mezhebî bir sonuç çıkarma, ayrıştırıcı bir sonuç çıkarma bizi ayrıştırır, böler.

Şimdi, cümle aynen şöyle: "Efendim, biz o bölgede PKK'lılar kadar bölücülük yapan devlet görevlilerini de biliyoruz."

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Evet.

KAMİL AYDIN (Devamla) - Yani, bu ağır bir suçlama. Orada, işte, 13 şehidimizin kemikleri sızlar. Orada o çocuklar aç susuz mücadele ediyor. Buna rağmen bildikleriniz varsa gelin, şu kürsüden isimlerini verin, bunlar da izahatını yapsınlar. (MHP ve AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz.