| Konu: | MHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 102 |
| Tarih: | 07.06.2017 |
ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi olarak her türlü gıda israfı sorununun araştırılması, tüketiminin kontrollü hâle getirilmesi ve gereken önlemlerin alınması hakkında vermiş olduğumuz grup önerimiz üzerine söz almış bulunmaktayım. Ekranları başında bizleri izleyen aziz Türk milletini, basın mensuplarımızı ve Gazi Meclisimizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, idraki içerisinde olduğumuz ramazan ayı ne mübarek bir aydır, ne ulvi bir aydır, ne güzel bir aydır, her gün çocuklarımıza ve çevremize özellikle ulviyetini anlatmaktayız ve iftarlarda buluşmak üzere sözleşmekteyiz. İftarlarda özellikle üzerinde durduğumuz konular, vatanımızı sevmek, milletimizi sevmek, bu anlamda vatana, millete hayırlı hizmetlerde bulunmaktır; işte, her birimizin şiarı da budur. Milliyetçi Hareket Partisinin birinci ilkesi "Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben." demektir. Bu anlamda da milletimizin sorunlarının araştırılması, ülkenin kalkınması için gerekli her tür adımın atılması konusunda da çalışmaları yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.
Gıda israfına gelince, özellikle ramazan ayında her birimiz "İsraf etmeyelim, tabağımıza yiyeceğimiz kadar yemek alalım." deriz, hatta ve hatta küçük çocuklara tabağı sünnetlemeyi öğretiriz çünkü çöpe giden her yemek her birimizin aslında vicdanını acıtırken belki yüz sene sonra, belki elli sene sonra büyük bir fakirlikle karşı karşıya kalacağımızın da işaretidir. Bu anlamda, özellikle gıda israfı "Üretilen gıdaların tüketilmeden çöpe gitmesi" olarak da tanımlanmaktadır.
Gıda israfının Türkiye ve dünyaya faturası gittikçe artmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre, 18 milyon ton meyve ve sebze çöpe atılmaktadır. Bakın, burası çok önemli: Ekmek nimettir. Dünyanın hiçbir ülkesinde ekmeğe bizim ülkemizde verildiği kadar önem verilmemektedir, ekmekle yemin edilmektedir. Her yıl 1,7 milyar ekmek çöpe gitmektedir. Türkiye'de mutfaklarda en çok tahıl ve tahıl ürünleri, sonra sebze, sonra da bakliyat ve meyve tüketilmektedir. Bunların ise yüzde 16'sı hiç dokunulmadan çöpe gitmektedir.
Türkiye, dünyanın en büyük 4'üncü sebze, 10'uncu meyve üreticisidir. Dünyada bir yılda üretilen sebzenin yüzde 2,5'u, meyvenin ise yüzde 2'si Türkiye'de üretilmektedir ancak ne yazık ki "çirkin gıdalar" adı altında, tarladan rafa taşıma esnasında iyi paketlenmediği için veya korunamadığı için önemli bir bölümü henüz raflara gelmeden, henüz pazar tezgâhlarına gelmeden çöpe gitmektedir. Yine, küçük çiftliklerde yeni teknolojilere ayak uyduramayan, yetersiz insan kaynağıyla üretim yapan, eski nesillerin verimsiz tarım uygulamalarından kaynaklanan kayıplarla birlikte, sofralara gelene kadar toplam 2,4 milyon ton sebze, 880 bin ton meyve çöpe gitmektedir. Bu miktar Orta Afrika ülkelerinin bir yıllık toplam sebze üretimine denk gelmektedir.
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - 842 milyon yetersiz beslenen insan...
ARZU ERDEM (Devamla) - Değerli milletvekilleri, yetersiz teknoloji yatırımları, az insan kaynağı, belirsiz gıda kalitesi ve güvenlik standartları yüzünden de üretilen gıda ürünlerinin yarısı tüketiciye ulaşmadan heba olmaktadır. Bir yandan da nüfusun yüzde 99,5'inin gıdaya ulaşabildiği Türkiye'de hem gıda güvenliği bir sorun olmadığı için hem de artan tüketim gücüyle iş yeri, otel, üniversite, yurt ve ev mutfaklarında gıda israf edilmektedir.
Değerli milletvekilleri, hepimizin evlatları var, "Yemeğinizi bitirmezseniz arkandan ağlar." diyerek evlatlarımızı büyütüyoruz. Tabaklarında yemek bırakmasınlar diye çabalarımızın öncelikli sebebi elbette ki çocuklarımızın yemeğini tam yemesi ve sağlıklı büyümesidir ve ayrıca millî servetin de çöpe gitmemesidir.
Bizler ekmeğin karneyle alındığı bir dönemden geçen evlatlarız. Artık, ekmek karneyle alınmıyor. Günümüzde istediğimiz kadar gıdaya ulaşabiliyoruz ve kolaylıkla ulaşıyoruz. O kadar rahat ulaşabiliyoruz ki ülkemizde üretilen ekmeğin yüzde 5,4'ü çöpe gitmektedir. Bu da günde 4,9 milyon adet ekmeğe tekabül etmektedir. Ne yazık ki bu durum, bir önceki neslin israfı önleme çabalarını etkisiz hâle getirmektedir.
Hem hızlı tüketiyoruz hem hızlı yaşıyoruz. Artık meyve sebzeyi manavdan, eti kasaptan, ekmeği fırından almak yerine toplu marketlerde ne kadar hızlı alabiliriz diye düşünüyoruz, haftalık toplu alışverişler yapıyoruz. Böylelikle, en kaliteli ürünün en ucuza alınabileceği sanılmakta fakat toplu yapılan alışverişler sonucunda alınanların hepsi -her birimiz de bunu biliyoruz- tüketilemediği için çöpe gitmekte, buzdolabında unutulmakta, yeteri kadar değerlendirilememekte. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu verilerine göre, ülkemizde 300 gram üzerinden günlük olarak yaklaşık 85 milyon ekmek üretilmekte, 79 milyon civarında da ekmek tüketimi gerçekleşmektedir. Geriye kalan 6 milyon ekmek 2013 senesine kadar çöpe gidiyordu. Bakın, burada yapılanı söylüyorum. Yani iktidar partisi, evet, bu konuyla ilgili 2013 senesinde bir adım attı ancak bu adım yeterli midir, her birinizin burada takdirine sunuyorum. Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası'yla günde 1 milyon 50 bin ekmek çöpe atılmaktan kurtulmuştur lakin bu yeterli değildir. Hâlihazırda bugün 4 milyon 900 bin ekmek çöpe atılıyor.
Türkiye, hububat sezonuna tarihin en düşük stoklarıyla girerken İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli gibi büyük şehirlerin de aralarında bulunduğu birçok ilde tüm hanelerin temel gıdası olan ekmeğe yüzde 25'i bulan zamlar yapılmıştır. Hububat sezonuna da tarihin en düşük stoklarıyla giren ülkemizin daha çok tasarruf etmesi gerekmektedir. Böylece, hem zam yapılmasına gerek kalmayacaktır hem de ülke bütçesine katkı sağlanmış olunacaktır.
Açlıktan insanların hayatlarını kaybettiği bir dünyada, özellikle İslam dininde de yasaklanan israfın ülkemizde çok yüksek seviyelere ulaştığını her birimizin görüp kaygı duyması gerekiyor. Bu hususta ciddi çalışmalar yapılmalı ve acilen harekete geçilmelidir. Özellikle idrak etmiş olduğumuz ramazan ayı içerisinde, gelin, hep birlikte buna karar verelim ve araştırmalar yapalım. Gıdalar neden çöpe atılıyor? Hangi gıdalar çöpe atılıyor? Dünyada örnekleri nasıl? Atılması gereken ya da atılmaması gereken gıdalar nasıl değerlendiriliyor? Bunların acaba geri dönüşümü yapılabilir mi?
Fakir milletimize özellikle... Bakın, bir teyze vardı -hepimiz mutlaka hatırlayacağız bunu ve her birimizin vicdanını da sızlattığını ben düşünüyorum- bir çöp bidonunun önünde, poşetin içinden sebzeleri ayıklıyordu ve bunları evine götürüyordu.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Fakirlik kalmadı, öyle mi!
ARZU ERDEM (Devamla) - Bu sadece İstanbul'da değil, ülkemizin her yerinde, her ilinde bununla ilgili vicdanımızı sızlatan, özellikle pazarların akşam saatinde, tezgâhların altında bulunan ezilmemiş domatesleri eziklerin arasından ayıklamaya çalışan insanları ne olur her birimiz hatırlayalım. Bu anlamda, üzerimize düşen çok basit: Bunların tespitini yaptıktan sonra gerekli tedbirlerin alınması için milletimizin aydınlatılması, milletimizin yönlendirilmesi. Küçüklükten itibaren müfredat derslerine bile dâhil edilebilecek olan bir derstir aslında israfın önlenmesi. Çok basit bir şey.
Gelin, burada, siyasi bir refleksle buna "hayır" demeyin. Gelin, burada, bu araştırma önergesine muhalefet partisinin verdiği bir araştırma önergesi gözüyle bakmayın. Bakın, bu, milletin sorunu. Bu milletin sorununa karşılık iktidar partisi eğer buna siyasi bir refleksle "Bu sorunu muhalefet partisi getirdi." deyip "hayır" diyecekse, bu belki sizin muhalefet partisine karşı kazanacağınız küçücük bir zafer olarak karnenize yazılacaktır nezdinizde ama bilin ki toplumun vicdanında, milletin vicdanında bu konuda kocaman bir eksi alacaksınız.
Bu anlamda, gelin, hep birlikte el ele verelim, gerektiği yerde "evet" demesini bilelim ve özellikle Araf Suresi 31'inci ayetin mealinin ne dediğini tekrar hatırlayalım birlikte: "Ey âdemoğulları, her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin. Yiyin, için fakat israf etmeyin çünkü Allah israf edenleri sevmez."
Bu gerekçeler doğrultusunda, her tür gıda israfı sorununun araştırılması, kontrolsüz tüketimin kontrollü hâle getirilmesi ve gereken önlemlerin alınması hususunda gerekli çalışmaların yapılması için Meclis araştırması açılmasını tekrar tekrar buradan dile getiriyorum ve bu konuda desteklerinizi bekliyorum.
Her birinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)