GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cezaevinde anneleriyle birlikte kalan çocukların durumuna ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:98
Tarih:30.05.2017

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; cezaevlerinde anneleriyle birlikte kalmak zorunda olan çocuklar hakkında konuşma yapmak üzere söz almış bulunmaktayım.

Bir an, gökyüzünden mahrum çocukları düşünmenizi rica ediyorum. Gerçekten, özellikle bu konuda elde edilen verilere göre 560 çocuk, çocukluk hakkından yoksun ve gökyüzünden yoksun cezaevlerinde yaşıyor.

Bilirsiniz, Tunç Başaran'ın unutulmaz bir filmi vardır: Uçurtmayı Vurmasınlar. Filmde, küçücük Barış, annesiyle birlikte cezaevinde kalan, daha doğrusu kalmak zorunda olan ve en nihayetinde tüm çocukluğunu demir parmaklıklar arasında eriten bir çocuktur. Şu anda Türkiye'de yüzlerce Barış var, Poyraz Ali var, Miraz bebek var. Bir an, çocukluğunuzu ya da çocuğunuzu düşünün bu konuşmayı yaparken; bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle dolu olan, koşmak, bisiklete binmek isteyen, uçurtma uçurmak isteyen, salıncakta sallanmak isteyen yahut en basiti, bir kuş cıvıltısı duymak isteyen, bir tekir kedinin ardına takılıp koşmak isteyen çocuklar. Bu özgürlük hâlinden bihaber büyüyen yüzlerce çocuk var cezaevinde. Diyor ya "Uçurtmayı Vurmasınlar" filminde küçük Barış: "Sen artık gökyüzünü görebiliyor musun İnci?" İnci cevap veriyor devamında: "Bizim göğümüzün bir tek gündüzü var. Senin göğünde akşam oluyor mu?" Hapisteki çocukların göğünün bir tek gündüzü var, o gündüz ise demir parmaklara ve belirli saatlere sıkıştırılmış. Belli ki o gündüz güneşli de değil, hep bulutlu.

Sözünü ettiğimiz yer cezaevleri yani yetişkin bir bireyin dahi insan onuruyla bağdaşmayacak pek çok uygulamaya maruz kaldığı, küfür, şiddet gibi olayların yaşandığı bir yerden bahsediyorum. Aşırı kalabalık koğuşlarda yerde soğuk zemine atılan bir döşek üzerinde uyumaya çalışan, son derece sağlıksız koşullarda beslenmek zorunda kalan bu çocukların geleceği ellerinden alınıyor tıpkı çocuklukları ellerinden alındığı gibi.

Peki, bu çocukların suçu ne? Onların suçu yok, onların sadece anneleri mahpus, cezaevinde kalıyorlar, bu nedenle onlar dört duvar arasında. Bu gerekçeyle, saçının teline zarar gelse içimizin acıdığı çocuklarımız hastalığa, açlığa mahkûm ediliyor. (Gürültüler)

AHMET YILDIRIM (Muş) - Sayın Başkan, bu ne ya!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Keşke böyle bir konuda konuşurken bir de anneler, babalar, vekiller beni dinlese çok memnun olacağım ama gerçekten insicam kalmıyor, o açıdan... Özür dileyerek...

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Çözüm bu değil elbette. Bakınız, Hollanda'da bebekli bir kadının cezası beş yıl ertelenebiliyor, oysa Türkiye'de 0-6 yaş arası çocuklar cezaevinde anneleriyle kalmak zorunda, diğer ebeveynin manevi ilgisinden, kardeşlerinden ayrı büyüyorlar. Çok boyutlu bir mesele bu ve gerçekten bu meseleyi Meclisin çözüm üretmesi gereken bir mesele olarak nitelendirmemiz lazım.

Şu anda, hâlihazırda Türkiye'de 1 yaşında 128 bebek var cezaevinde. Sürekli doktor kontrolü gereken, özel bir beslenme planı uygulanması gereken 128 bebekten söz ediyorum. 2 yaşında 114 çocuk var ve 2 yaşının özelliklerini siz bu arada düşünün. 3 yaşında 81 çocuk var. 4 yaşında 70 çocuk var. 5 yaşında 31 çocuk var. Bisiklete binemeyen, sadece avluda, beton zeminde tur atmak zorunda olan çocuklardan söz ediyorum. Cezaevinde bulunan 560 çocuktan sadece 100'ü anneleri açık ceza infaz kurumunda olduğu için toprakla temas edebiliyorlar. Evet, 560 can, 560 yeni hayat ve bu hayatları kurtarmak ve onlara çocukluklarını vermek için bir şeyler yapmamız gerekiyor. Ve şu anda Muş Milletvekilimiz Burcu Çelik de Sincan Cezaevinde tutuluyor ve kendisinin dünya tatlısı, Asmin Mira isminde bir kızı var. Bu, milletvekili olduğu için basına yansıdı ama bu 560 çocuğun Asmin Mira'dan bir farkı yok.

Gelin -ileride bu konuda yeni önermelerimiz de olacak- çocukların dört duvar arasında kalmaması için, gökyüzünü gece de görebilmeleri için, bisiklete binebilmeleri için, çocuk olmaları için, çocuk olabilmeleri için hep birlikte bir şeyler yapalım diyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)