GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:94
Tarih:18.05.2017

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisi Grubu önerisinin aleyhinde grubum adına söz almış bulunuyorum.

Öneri metnini dikkatle okudum. Çünkü bu alanda yaklaşık otuz yıldır çalışan bir parlamenter olarak haksız ithamlar karşısında da notlarımı aldım, onları da ifade edeceğim zaman içinde. Ama şunu ifade etmem lazım: AK PARTİ 2002'den bu yana olan on beş yıllık iktidarı boyunca özellikle kadının güçlendirilmesi, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda çok ciddi adımlar atmıştır. Konuşmacıların bu anlamdaki ithamlarını açıkçası üzüntüyle izlediğimi ifade etmek isterim. 22'nci Dönem, AK PARTİ'nin ilk döneminde ilk ele alınan konu, töre ve namus cinayetleridir. Bu anlamda oluşturulan bir araştırma komisyonunun çıktıları, daha sonra TCK'da töre, namus cinayetleri saikiyle işlenen suçların şahsa bağlı suçlar olarak düzenlenmesinde en önemli sebeplerden biri olmuştur. Akabinde, yine bu anlamda, Parlamentoda araştırma talebi olduğu için, Parlamento çalışmalarını öncelikle ifade etmek istiyorum.

Yine, 23'üncü Dönemde, kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin uygulamalar ve mevzuatın noksanlıklarının araştırılması için bir alt komisyon KEFEK bünyesinde oluşturulmuş ve bir rapor yayınlanmıştır.

Yine, 2015 yılında, kadına yönelik şiddetin sebeplerinin araştırılması, gerekli önlemlerin belirlenmesi amacıyla da bir araştırma komisyonu çalışmış ve raporu yayınlanmıştır.

Bununla birlikte, 2004 yılında... Bazen, insan hafızası nisyanla maluldür, biliyorsunuz; bu anlamda unuttuğumuzu düşünüyorum. 2004 yılında kadın-erkek eşitliği ilk defa Anayasa'ya girdi. Bununla birlikte, 2010 yılında pozitif ayrımcılık anayasal düzenleme konusu oldu. Beraberinde, biliyorsunuz, İstanbul Sözleşmesi'ni çekincesiz imzalayan ilk ülke Türkiye'dir ve Parlamentosundan geçiren ilk ülke de Türkiye'dir. Ve akabinde, benim de mutfak çalışmalarında emek verdiğim 6284 sayılı Yasa çıkartılmıştır biliyorsunuz, uyum yasası kapsamında İstanbul Sözleşmesi'nin. Ve bu yasa, bugün 25 maddelik bir temel yasadır. Geçmişte 4320 olarak 4 maddeden oluşan ilgili yasa, bugün 25 maddelik temel bir yasadır ve İstanbul Sözleşmesi'ne imza atan hemen hiçbir ülke uyum yasasını bu ölçekte çıkaramamıştır çünkü her yasanın bir mali karşılığı vardır ve bu mali karşılık bugün Avrupa ülkeleri nezdinde karşılanamaz durumda görüldüğü için bu uyum yasası çıkarılamamıştır.

6284 sayılı Yasa, bu temel yasa 25 maddede bakın neler getiriyor: Türkiye için devrim niteliğinde, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda devrim niteliğinde düzenlemeler içermektedir. Israrlı takip ilk defa yasal düzenleme konusu olmuştur. 4320'de sadece nikâhlı eş üzerinde yapılan şiddet tanımlı iken nikâhlı eş olmayan, nişanlılık, flört ve arkadaşlık döneminde olan tüm şiddet fiilleri yine 6284'ün konusu olmuştur. Akabinde, şiddet önleme ve izleme merkezleri ilk defa yasalaşmıştır ve benden iki önceki konuşmacının ifade ettiği ekonomik güçlenme noktasında İŞKUR bağlantısı ŞÖNİM'in son derece önemlidir, bunu da buradan ifade etmek isterim.

Diğer yandan, kız çocukları ve çocuk haklarıyla ilgili düzenlemeler: Mesela, Çocuk Koruma Kanunu yine 2005 yılında AK PARTİ döneminde çıkarılmıştır. Tabii, kadına yönelik şiddeti konuşurken kadının güçlendirilmesini mutlaka konuşmak zorundayız. Burada en önemli düzenleme kız çocuklarının okullaşması, özellikle yükseköğrenime erişimidir. Bakın, 2003 yılında yüzde 45 olan kız çocuklarının okullaşma oranı 2006'da, sadece üç yıl sonra yüzde 80 olmuştur. 2003 yılında kız çocuklarının üniversiteleşme oranı yüzde 13 iken bu rakam 2016'da yüzde 43 olmuştur. Bu rakamın artmasındaki en önemli neden -belki detaylarını tartışabiliriz ama- 81 ilde açılan üniversitelerdir. Bu üniversitelerin, şehirlerinde olan kız çocuklarının eğitimine ciddi katkısı olmuştur ve bu yüzde 43 oranının da önümüzdeki dönemde hızla artacağına inanmaktayız. Bununla birlikte, kadının istihdama katılımını, siyasi karar alma mekanizmalarındaki varlığını besleyen en önemli kaynak kadının eğitime erişimidir. Bunun da altını çizmek istiyorum.

Diğer yandan, tabii, yoksullukla mücadele noktasında kadının güçlenmesiyle ilgili yapılan pek çok düzenleme var. Bunların en başında şartlı eğitim, şartlı sağlık transfer destekleri gelmektedir. Bunların da kız çocuklarının özellikle eğitime erişiminde önemli katkı sağladığını ifade etmem lazım.

Tabii şunu da söylemek gerekir: Şiddet, özellikle üçüncü sayfa haberi olarak -bir medya meslek mensubu olarak söylüyorum bunu- insanın içini son derece acıtıyor. Burada kısmen de meslektaşlarıma biraz ulaşmaya çalışmak istiyorum. Üçüncü sayfalarda bunun -tırnak içinde söylüyorum, bu ifade bir medya ifadesidir- haberin pornografisi yapılarak bu cinayet haberlerinin savcılık tutanaklarındaki ifadeleriyle bire bir verilmesinin de hiç doğru olmadığını ve toplumda bir şiddet eşiği oluşturduğunu da görmemiz gerekiyor. Şunu da ifade etmek lazım: Hiçbir sosyal sorun diğerinden ari değildir, diğerinden ayrı düşünülemez. Kadına yönelik şiddetle mücadele konusu da bunlardan biridir ve bu konu tüm dünyanın gündeminde olan bir konudur.

Bakınız, elimdeki bir rapordan bazı alıntılar okumak istiyorum burada size. 28 Avrupa Birliği ülkesinin kadına yönelik şiddet verileriyle ilgili bir çalışma bu, detaylarına girmeyeceğim ama şunu söylemek istiyorum: Ne yazık ki Avrupa'nın da karnesi bu konuda çok iyi değil çünkü bu, topyekûn bir toplumsal sorun.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Yapmayın ya! Yapmayın ya!

AYŞE KEŞİR (Devamla) - Bunu sadece siyasallaştırmak ve tek bir siyasi partiye angaje etmek, bu anlamda bu konunun siyasetin dolgu malzemesi olarak kullanılmak olduğunu, istismar edilmesi olduğunu düşünüyorum. Bakınız, Danimarka'da kadına yönelik şiddet yüzde 52'dir, Finlandiya'da yüzde 47, İsveç'te yüzde 46, Hollanda'da yüzde 45 ne yazık ki, İngiltere'de ise yüzde 44'tür ne yazık ki. Bu, tüm dünyanın sorunudur. Tüm dünya, okulda, sporda şiddeti konuşmak ve bununla mücadele etmek zorunda ve güç birliği yapmak zorundadır. Bununla birlikte, bir örnek daha vereyim dünyadan. Mesela, Londra'da ve New York'ta özellikle toplu taşımalarda kadına yönelik istismarlarla ilgili ciddi mücadele kampanyaları başlatılmaktadır; bu, dünyanın sorunudur. Hızlıca devam etmek istiyorum.

Konuşmacılar az önce bazı veriler verdi, ben araştırma önergesinde de gördüm, "17 kişinin yaşamını yitirmesi" diye ifade edilen metinde, kürsüye gelince "17 kadın" oldu. Ben rakamları buraya gelmeden önce aldım, ne yazık ki -1 de olsa bu bizim için mücadele edilmesi gereken bir rakamdır- bu süreçte 7 kadın yaşamını yitirmiştir Adana'da. Bunların ne yazık ki birisi uyuşturucu ve fuhuşla ilişkilidir. Maalesef, bu konu önemli bir konudur, kadın cinayetlerinde uyuşturucu ve fuhuş ilişkisi mutlaka mücadele edilmesi gereken bir alandır. Bunu da ifade etmek isterim.

Diğer yandan "şiddet" dediğimizde, bakın, elimde bazı veriler daha var. İlk konuşmacı "failleri teşhir etmek" diye bir ifade kullandı. Az önce de söyledim, şiddet topyekûn mücadele edilmesi gereken bir konudur; okulda, sporda, efendime söyleyeyim... Bugün ne yazık ki üzüntüyle görmekteyiz ki gençlerin dağa kaçırılmasıyla yapılan, özellikle kadın ve kız çocuklarına yapılan şiddeti konuşmadan topyekûn şiddeti konuşamayız.

Bakın, İnsan Hakları İnceleme Örgütünün bir raporu var elimde. 15 yaş altı kız çocuklarının ve çocukların PKK üzerinden şiddete uğramasıyla ilgili örnekler raporda yer almaktadır. Geçtiğimiz günlerde -daha çok yeni- Birleşmiş Milletler Daimi Temsilci Yardımcısı Begeç'in yaptığı bir açıklamada, PKK'nın özellikle kadın ve kız çocuklarını istismar etmesi, kendi bünyesindeki kadınlara dahi tecavüz, zorla hamile bırakma, kürtaj gibi cinsel şiddet uygulaması kamuoyuyla paylaşılmıştır.

Tabii, bütün bunlarla birlikte, ben az önce ilk konuşmacının ifade ettiği "Bunlar popülist yaklaşımlar." "Üyemiz ve yöneticimiz bile olsa farklı bir tutum içinde olamayız." ifadelerinin samimiyetini gerçekten görmek istediğimi ifade etmek isterim. Şu çocuklar için sessiz kalındığı süre içinde biz bu samimiyete inanmayacağız: PKK'nın dağa kaçırdığı kız çocukları, PKK'nın eline silah verdiği kız çocukları. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) PKK temsilcilerinin elindeki, silahla istismar edilen, infazı yapılan kız çocuklarıyla ilgili ses çıkarılmadığı süre içinde bizim bu samimiyete itibar etmeyeceğimizi ifade etmek isterim.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)