GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nın 98'inci yılını kutladığına ve Kırım Tatar Türklerinin sürgününün 73'üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:94
Tarih:18.05.2017

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Teşekkürler Sayın Başkan.

19 Mayısın 98'inci yıl dönümü. Bütün milletimizin 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nı tebrik ediyorum.

30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi'nden sonra yıkılan ve işgale uğrayan bir imparatorluktan bir ulus devlet çıkartmanın, çağdaş bir ulus devlet çıkartmanın ilk önemli adımıdır. Aynı zamanda işgalcilere karşı millet iradesinin örgütlenmesinin ve direnişinin çok önemli bir miladıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayısta Samsun'a çıkmış ve ondan sonra ilkokuldaki çocuklarımızın da bildiği şekilde bir güzergâh üzerinden Türkiye Cumhuriyeti'nin mimarisini oluşturmuştur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve cumhuriyetin kolonlarını oluşturan bilcümle geçmişimizi burada rahmet ve minnetle anıyorum.

Aynı zamanda bugün, Kırım Tatarlarının Kırım'dan Stalin tarafından sürgün edilişinin 73'üncü yıl dönümüdür. 18 Mayıs gece 03.00'te 250 bin Kırım Tatarı neredeyse bir gece içerisinde trenlerle -yolcu vagonlarıyla değil- hayvanların taşındığı vagonlarla Orta Asya'ya sürgün edilmişlerdir, bu sürgün sırasında yaklaşık yarısı hayatını kaybetmiştir.

Kırım Tatarlarının hayatını en iyi anlatan insanlardan birisi, uzun yıllar İngiltere'de yaşamış olan, kendisi de bir Kırım Tatarı olan Cengiz Dağcı'dır. Cengiz Dağcı'nın Yurdunu Kaybeden Adam, Onlar da İnsandı, Badem Dalına Asılı Bebekler, Üşüyen Sokak gibi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum Sayın Bostancı.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - İngiltere'de bulunduğu sıralarda Türkçe kaleme aldığı birçok romanı vatan hasreti ve Kırım Tatarlarının sürgün hikâyeleriyle doludur. 2011'de Kızıltaş köyüne defnedilmiştir vefat ettikten sonra, ancak ölümü dönebilmiştir, cenazesi dönebilmiştir.

Bugün kısmen Kırım Tatarlarının döndüğünü görüyoruz, ümit ederiz bundan sonra hiç kimsenin sürgün edilmediği, herkesin özgürce yaşadığı bir dünya teşekkül eder. Bizim kastımız ve ümidimiz ve çabamız bu yönde olacaktır.

Teşekkürler.