GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Referandum sürecinde yaşanan sıkıntılara ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:89
Tarih:09.05.2017

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben özellikle referandum süreci içerisinde gelişen olaylarla ilgili birkaç söz söylemek için aslında burada söz almış bulunuyorum ama bu söze başlamadan önce, 6 Mayıs 1972 tarihinde yine burada, bu sıralardan ellerin kalkmasıyla beraber katledilen Deniz'i, Yusuf'u, Hüseyin'i yani üç fidanı bugün burada saygı ve minnetle anıyorum. Bu, Türkiye tarihi açısından bir kırılma noktasıydı, o açıdan bence hepimizin tarihten ders alıp önümüzdeki süreçlere bakması gerekiyor çünkü özellikle bizim 2016 yılında milletvekili arkadaşlarımızın dokunulmazlığının kaldırılması da idam kararında bu Mecliste ellerin kalktığı gibi yine aslında bir kırılma noktasıydı ve bu kırılma noktasıyla başlayan bir sürecin bize getirdiği bir dönemdi referandum aslında çünkü biliyoruz ki buradan defalarca, bu tasarıyı getirenler, referanduma bizi götüren bu anayasa değişiklik tasarısını getirenler halkın talebi olduğunu, halkın yoğun isteği olduğunu dile getirdiler ama referandum sonucunda da gördüğümüz kadarıyla aslında bu, halkın bir talebi değildi, halka dayatılan bir sistemdi. Sonuçlar bence bunu çok net ortaya çıkardı çünkü şöyle bir plan aslında başlatılmıştı: Bir referandumla yeni bir sistem ama bu sistem demokratik değil ama bu sistem ülkeyi ileriye götürecek bir sistem değil, bu sistem ülkeyi geri dönüşü olmayan bir yola götürecek bir sistemdi ve bu sistemi getirirken ilk yapılması gereken HDP'nin susturulması yani bu Türkiye'de aslında bu sistemin karşısına alternatif getirebilecek, bu diktatöryal sistemin, bu bölen, toplumu kutuplaştıran sistemin karşısında bir arada tutabilen, başka bir alternatifi dile getiren HDP'nin önce susturulması gerekiyordu ve milletvekili dokunulmazlıkları kaldırıldı. Bugün eş başkanlarımız Sayın Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere toplam 10 milletvekili arkadaşımız tutuklu ve biz günaşırı tutuklamalara maruz kalıyoruz. Referandum süresi içerisinde de gözaltı ve tutuklamalara maruz kaldık. Aslında bu referandum çalışması olarak yürütülen bir gözaltı ve tutuklama furyasıydı çünkü bunun hukukla anlatılacak bir tarafı yoktu.

Bakın, bu süreç içerisinde arkadaşlarımız ifade bahanesiyle gözaltına alındılar ve aslında oluşturulan mahkemeler aracılığıyla, bugün artık "AKP'nin mahkemeleri" diyeceğimiz mahkemeler aracılığıyla arkadaşlarımız yargılandı ve Deniz Gezmişlere yapılan gibi şu anda cezaevinde tutuluyorlar. Bunu çok net olarak biz biliyoruz.

Ve yine bu referandum süreci içerisinde bütün medya bize kapatıldı, sürekli bir şeytanlaştırma çabası içerisinde oldu. Toplum şöyle bölündü: "Hayır"a destek olanlar yani teröristler... Artık ülkenin bu teröristlik tanımı o kadar genişletildi ki "hayır" diyenler de terörist ilan edildi, bizim çalışma yapmamız engellendi. Batman'da bizim propaganda yapan aracımız, araç şoförümüz darbedildi silahla, yine bizim referandum şarkımız yasaklandı ve dediğim gibi, il, ilçe yöneticilerimiz, belediyelerimiz sürekli bir hedef hâline getirildi. Yine bu referandum çalışması olarak belediyelere kayyum atandı çünkü belediyeler ve valilikler AKP'nin seçim strateji merkezleri hâline getirildi, tarafsız ve bağımsız olması gereken vali ve kaymakamlar en iyi ihtimalle halkın kulağına üfleyerek "Saflarınızı netleştirin, ayağınızı denk alın, kendinize çekidüzen verin." tehditlerine maruz kaldılar. Meydan meydan, esnaf esnaf, valiler, kaymakamlar, jandarma, emniyet gezerek insanları "evet"e yönlendirmeye çalıştılar.

Yine "hayır" diyecek olasılığı olan bütün herkes işlerinden aşlarından edildiler, buna belediye çalışanları da dâhil. Bakın, bir köyde köy imamı Kürtçe hutbe okuyor diye görevden alındı. Bu, topluma bir gözdağı vermekti.

Yine, seçim gününde burada özellikle Urfa'da yapılan hak ihlallerini biliyoruz; açık oy kullanmalar, mühürsüz pusulaların kullandırılması, yine Batman'da bizim müşahitlerimizin darbedilerek, dışarıya atılarak bütün pusulaların hepsine "evet" oyunun basılması.

Şimdi, bu kadar hak ihlaliyle, bu kadar saldırı altında gelen bir sistemden hangimize hayır gelecek? Hiçbirimize hayır gelmeyecek. Biliyoruz, söylediklerimizin burada çok bir anlam ifade etmediğini çoğu zaman hissediyoruz ama bakın, bugün, Deniz Gezmişlerin idamına onay verenlerin bırakın kendilerini, artık çocukları, torunu olmaktan bile insanlar utanç duyuyor. Bir gün bu utancı siz de kendinize, çocuklarınıza, torunlarınıza ve gelecek nesillere yaşatmayın. Bu sistem ülkeyi bölen, parçalayan, bir arada yaşama ruhunu tamamen bitiren bir sistemdir. Bence hâlâ geç değil, en kısa sürede bu yanlıştan vazgeçilmesi gerekiyor diyorum.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Başaran.