GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer'in (2/1180) esas numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/89) münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:81
Tarih:14.03.2017

ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, bir yıl önce, 13 Martta Güvenpark katliamında yitirdiğimiz yurttaşlarımızı bir kez daha saygıyla anıyorum.

Değerli milletvekilleri, uzun zamandır Türkiye'de üniversiteler yaptıkları bilimsel çalışmalarla anılmıyor. Ne yazık ki bugün Türkiye'de "üniversite" denince ilk olarak aklımıza ihraç edilen akademisyenler, postalların ezdiği cübbeler, ayaklar altına alınmış bilimsel özgürlük, bıçaklarla, sopalarla basılan üniversite kampüsleri geliyor. Oysa biz isterdik ki "üniversite" denilince akıllara, geleceğine emin ve güvenilir adımlarla yürüyen, üreten gençler ve akademisyenler gelsin.

Değerli milletvekilleri, on beş yıldır ülkeyi yöneten iktidar, günü kurtarmaya yönelik istihdam politikaları, kutuplaştıran ve gençleri yok sayan yönetim anlayışıyla bugün gençlerimizi işsizliğe ve gelecekleriyle ilgili umutsuzluğa mahkûm etmiş durumda. Başarısız eğitim ve istihdam politikaları en çok gençlerimizi ve kadınlarımızı etkiliyor.

Size hamasi sözlerin ötesinde rakamların gerçekliğinden bahsetmek istiyorum.

Türkiye, 35 OECD ülkesi arasında çalışmayan ve okumayan genç nüfusun çokluğu noktasında 1'inci sırada. Devletin resmî istatistik kurumu TÜİK'in verilerine göre ise Türkiye'de 4 gençten 1'i işsiz. Kadınların durumu ise daha da vahim. Genç kadınlarımız arasındaki işsizlik yüzde 29 civarında. İşsizliğin her gün katlanarak arttığı bir ortamda gençlerimize bir umut kapısı olan KPSS'ye girmek için kestiğiniz fatura da ortada. Türkiye'de bugün, 1.400 lira asgari ücretle çalışan emekçinin çocuğu KPSS'ye girmek için 420 lira ödemek zorunda. Adında "adalet" geçen bir partinin vekillerine sormak istiyorum: Sizin yoksula, emekçiye, gençlere layık gördüğünüz adalet bu mu?

Değerli milletvekilleri, bir ülkede adalet ve demokrasi olmazsa o ülkede refah da, istikrar da olmaz. AKP iktidarıyla birlikte doğan çocukların bugün okuduğunu dahi anlamadığının tescillendiği bir eğitim sistemimiz var. Patent, AR-GE, katma değeri yüksek ürünler beklemek herhâlde en hafif tabiriyle hayalcilik olur çünkü bilimsel özgürlüğün, düşünce özgürlüğünün olmadığı bir yerde katma değeri yüksek ürünlerin çıkması imkânsızdır. O yüzden, bu yapısal reformları göz ardı ederek istediğiniz yasayı çıkarın ama demokrasiyi, özgürlükleri, hukuku güvence altına almadığınız sürece bu ülkede ne yatırımlar artar ne de işsizlik azalır. Böyle bir ekonomi yönetimiyle, bir zamanlar tahıl ambarı olan ülkemiz bugün buğdayı bile ithal etmek zorunda kalır.

Değerli milletvekilleri, bir ülkenin kalkınmaya verdiği değer önce eğitime, bilime, bilim insanlarına verdiği değerle ölçülür. Türkiye'nin eğitim karnesi ortada. Zaten, geçtiğimiz günlerde, AKP iktidarı da en zayıf halkalarından birinin eğitim olduğunu itiraf etti. Ancak, şunu da söylemeden geçemeyeceğim: Keşke bizim yaptığımız uyarılara daha önceden kulak verseydiniz de bugün, Türkiye'nin çocukları okuduğunu dahi anlamayan nesiller olarak anılmasaydı.

Siz bu ülkenin her şeyden ve herkesten önce sakınıp kollanması gereken bilim insanlarını, akademisyenlerini, bir gecede, haksız, hukuksuz bir şekilde ihraç edeceksiniz, sonra kalkıp burada kalkınmadan, refahtan, istikrardan bahsedeceksiniz! Kusura bakmayın ama buna literatürde "ikiyüzlülük" denir. Siz, yüzlerce değerli akademisyeni ihraç ederek, aslında, bu ülkenin gelecek kuşaklarına, kendi çocuklarınıza ve çocuklarınızın yarınlarına yaptığınız kötülüğün farkında mısınız? Korktuğunuz tüm isimleri bir KHK'ya sığdırsanız da, bütün muhalifleri tek tek susturmaya çalışsanız da o referandum sandığından "hayır" çıkacak.

Değerli milletvekilleri, Türkiye iki gündür YGS sınavına geç kaldığı için bir yıllık emeği çöpe atılan 19 yaşındaki bir gencin gözyaşları arasında sarf ettiği şu iki cümleyi konuşuyor: "Evden gelsem yetişirdim, işten geliyorum, geç kaldım. Bir senem gitti, kolay bir şey değil, ben ne yapacağım şimdi?" On beş yıllık AKP iktidarında emeği heba olan tek genç yalnızca Mehmet değildi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz, tamamlayınız Sayın Adıgüzel, açıyorum mikrofonunuzu.

ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) - Daha düne kadar kol kola girdiğiniz FETÖ'yle yaptığınız şaibelerle binlerce gencin hakkını nasıl yediğinizi ne biz unuttuk ne de bu ülkenin gençleri. Ama emin olun, geleceklerini heba ettiğiniz yüz binlerce gencimiz size 16 Nisanda en güzel cevabı verecek.

Ayrıca, bugün Esenler'de yaşanan bu üzücü olayın tekrarlanmamasını temenni ediyorum ve Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticileri de bu olayı kınamalı, belediye başkanlarının böyle tavırlara girmesini engellemeli.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Adıgüzel.