| Konu: | İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün 390 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 2'nci maddesi üzerinde HDP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 80 |
| Tarih: | 09.03.2017 |
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Türkiye'nin toplumsal birliğini sağlamanın en önemli yolu meşru, demokratik zeminlerde siyaset marifetiyle herkesin var olmasıdır ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yaklaşımı her daim böyle olmuştur. Özellikle AK PARTİ iktidarı, kendi iktidarı boyunca her kesime meşru zeminleri işaret etmiş, her türlü toplumsal ve politik tartışma için meşru zeminlerde bu işlerin olması gerektiğini ifade etmiştir. Zaten bir ülkede toplumsal renklilik içerisinde, ortak kader ve gelecek için bir ortam kuracaksanız bunun yolu demokrasi ve özgürlük temelinde meşru zeminlerde siyaset yapmaktır.
Meşru zeminlerin ötesinde, Türkiye'de terör örgütleri vardır. Bunlardan birisi de etnik kimlikçi, milliyetçi PKK terör örgütüdür. Bu PKK terör örgütü esasen Stalinist yöntemlerle de teşekkül etmiş, heterojen bir ideolojik perspektifi olan, Kürtleri de istismar ederek...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) -...burada bir hegemonya kurmak isteyen bir yapıdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti bütün meşru devletlerin yaptığı gibi, kendisine meydan okuyan, toplumun bir kesimini istismar etmek isteyen, etnik temelli bir çatışma çıkartmak ve buradan nemalanmak için çaba gösteren, kan döken bu terör örgütüne karşı mücadele etmiştir. Bu terör örgütüne karşı mücadele hiçbir biçimde Kürtlere karşı bir mücadele değildir, bu şekilde tanımlamak açık bir kışkırtıcılıktır, öncelikle bunu belirteyim. Kürtler de Türkler de bu ülkede huzur içinde, esenlik içinde, demokrasi ve özgürlük temelinde yaşamak istiyor. Biz bunu sağlayacağız, herkes sağlayacak, meşruiyeti esas alan herkesin temel görevi bu. Aynı zamanda, bulunduğumuz coğrafyada elbette Arap, Acem, başka çok çeşitli etnik temelli yapılar ve ülkelerle çevrili tarihsel bir mirasımız var, bunlarla da bağ kurmak bizim görevimiz bütün devletlerin yaptığı gibi. Bu bağı kurarken yine çevremizde yer alan terör örgütleriyle mücadele etmek de bizim boynumuzun borcu, bunu da yapmaya devam edeceğiz. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti devletinin spesifik bir şekilde kendine has usullerle yaptığı bir yöntem değildir, uluslararası meşruiyet temelinde yapmış olduğu mücadelelerdir; bütün devletler böyle davranır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Bu mücadele dolayısıyla "haydutluk"tu, "hukuk devleti"ydi, "tercih"ti, bu tür değerlendirmeleri yapmayı uygun görmem.
Teşekkür ediyorum.