| Konu: | Türkiye'nin gündemine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 80 |
| Tarih: | 09.03.2017 |
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyor, iki gün önce trafik kazasında hayatını kaybeden 7 emekçi kadının ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin ekonomisi kötü. Köprü, yol ve tünel yaparak ekonomiyi kalkındırdığını sanan AKP'nin aksine, biz gerçekleri görüyoruz. Her 4 gençten birinin işsiz olduğunu biliyoruz. Büyüme rakamları ortada. 1946'dan 2002'ye kadar ortalama 5,1 büyüyen ekonomimiz, AKP iktidarında 2003'ten bu yana ortalama 4,6 büyümüş, hatta son on yıllık büyüme oranımız yüzde 3,3. Fabrika kurmadan, yatırım yapmadan sadece betona, inşaata bel bağlanan AKP ekonomisinde sonucun farklı olması da zaten beklenemezdi.
Değerli milletvekilleri, insan hakları ve demokraside de maalesef yerlerde sürünüyoruz. 150'yi aşkın gazeteci, hapishanelerde tutuklu ve aylardır önlerine iddianame konulmuyor, mahkemeleri başlatılmıyor. Şimdi sormak istiyorum Sayın Adalet Bakanına: Suçsuz olduklarını biliyorsunuz da bilerek bu işi uzatıp tutuklu kalmalarını mı istiyorsunuz? Bu, nasıl bir demokrasi anlayışıdır? İddianameleri yetiştiremiyorsanız niye tutuksuz yargılamıyorsunuz? Niye bu insanların, ailelerin hayatlarını zindana çeviriyorsunuz? Vicdan denen şeyden hiç nasibinizi almadınız mı? Bu, nasıl iştir?
Yine, 15 Temmuzda komutanları tarafından kandırılan askerî öğrenciler ve erlerin çoğu hâlen tutuklu, onların da hâlâ iddianameleri hazırlanmamış durumda. Her hafta onlarca anne ağlayarak bizleri arıyor, çocuklarının akıbetlerini soruyorlar, maalesef doyurucu bir yanıt veremiyoruz. Çıkın, açıklama yapın, annelerin gözyaşlarını dindirin. Aksi takdirde, bilesiniz ki, mağdur ettiğiniz yüzbinlerce ailenin gözyaşlarında boğulacaksınız. Sizler yıllarca FETÖ'ye destek verip "Rabb'im, milletim beni affetsin, kandırıldık." diye işin içinden sıyrılacaksınız, peki, sekiz aydır cezaevinde olan o gençlerin suçları, günahları ne, söyler misiniz? Biraz vicdan, vicdan; insan olanda olmazsa olmaz duygu. Yazıklar olsun!
Değerli milletvekilleri, gelelim referandum meselesine. Şimdi buradan sesleniyorum: Sayın Başbakan, Sayın Bahçeli, hatta Anayasa'ya göre tarafsız olması gerektiği hâlde referandum nedeniyle meydanlara inen Sayın Cumhurbaşkanı, neden canlı yayında Genel Başkanımızla birlikte bu değişikliğin içeriğini tartışmıyorsunuz, ki bütün vatandaşlarımız da bu değişikliğin ne getirip ne götüreceğini görsünler, öğrensinler. Kim doğruyu söylüyor, kim söylemiyor; bilmek, vatandaşlarımızın hakkı değil mi?
Sayın Kılıçdaroğlu çeşitli kereler bu çağrıyı yaptı. Hatta daha dün dedi ki: "Bana sadece on beş dakika versinler, onlar istediği kadar konuşsun, oturup tartışalım." Siz, neden olumlu cevap vermiyorsunuz? Var mısınız? Tabii ki yoksunuz çünkü ülkenin geleceğiyle ilgili "evet" demenin hiçbir gerekçesi olmadığını siz de biliyorsunuz. Çünkü "evet" 1 kişi için, "hayır" 80 milyon için; aksini mi söylüyorsunuz, hodri meydan. Yüreğiniz yetiyorsa, kendinize güveniyorsanız, hadi canlı yayına.
Yüce Meclisi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)