GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:10
Tarih:17.10.2012

ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, çok temel bir yasayı görüşüyoruz, yani toplumsal sınıflar içerisinde işçilerin, emekçilerin örgütlenme hakkını güvenceye alması beklenen bir yasa, sendikalar, toplu sözleşme ve grev yasası ama burada demokrasinin, örgütlenme hakkının, ifade özgürlüğünün kırıntısını bile bulmak mümkün değil. Dolayısıyla, bu yasa, diğer yasalar gibi ama hepsinden de çok Hükûmetin demokrasi karnesi olacak.

12 Eylül zihniyetinden çokça söz edildi. İşte, biraz önce görüşülen kapatma maddesi dâhil, cumhuriyetin ilkeleri, nitelikleri, demokratik esaslar diyerek bir kapatma hakkını kendinde gören iktidar, dolayısıyla işçi sınıfının örgütlenmesine zerrece saygı göstermemektedir. Daha baştan bir defa "herkes için" demeyerek, bu sendikalaşma hakkını herkese tanımayarak sadece iş sözleşmesiyle sınırlı tutarak bir kısıtlama ve antidemokratik bir tutum sergilemiştir. İşte, çatısı altında bulunduğumuz Mecliste çalışan binlerce personel aslında işçi sınıfının bir parçası, hepsi emekçi ama kamu personeli denilerek, kamu görevlisi denilerek kapsam dışında tutulmuştur. Bu tutum dahi iktidarın zihniyetini göstermektedir.

Peki, bir kez daha Sayın Bakana atıf yaparak söylemek istiyorum: "75 milyonun yasası." Daha bu sabah, mücadele eden işçiler, "Bu yasada biz varız, sendikalarla değil önce bizimle anlaşmanız gerekiyor." diyen işçiler iş bırakmışlardır işe başladıklarında bir saat, bu yasaya -hazırlanmakta olan bu yasa taslağına- tepki göstermek üzere. Dolayısıyla, sendikaların direncini kırmak ve onları âdeta kolu kanadı kırık bir vaziyette her şeye boyun eğdirmek adına getirilmiştir bu taslak. Ama getirildiği gibi de yerinde de saymamıştır. İşte, ara ara geçen, getirilen öneriler, şimdi hazırlanmakta olan öneriler, barajın yüzde 1'den yüzde 3'e çıkartılmasına dönük düşünülen öneri, ayrıca, yandaş sendikaları kollamaya, onları bu bataktan çıkarmaya dönük bir çaba, aslında bu saldırıların ne kadar büyük olduğunu, ne kadar kapsamlı olduğunu gösteriyor.

Tabii, yani Hükûmet, sermaye, bu kadar da mı olacak sendikaların içinde? Her şeyine karışıyor; organlarının sayısından genel kurulun yapılacağı süresine kadar. Dolayısıyla, ortada çok açık bir sendika var ama günah, vebal sadece bu taslağı hazırlayan sermayede, Hükûmetin önüne koyan sermayede ve Hükûmette, onun bakanında mı? Hayır elbette. Yani bugüne kadar gelirken, işte "uzlaşma" adı altında, "mutabakat" adı altında, işçi sınıfının gücünü ortaya çıkartmadan seyreden, bütün görevi sadece bir gazeteye ilan vermekle yasak savan ve işçinin, hak arayan işçinin önüne düşmeyen, adı "turuncu sendikacılar"a çıkmış birtakım sendikacılar da bir o kadar, tabii ki, bu olan bitenden sorumlu olacak. Yani, bu yasa, bütün bu direnişe rağmen, bütün itirazlara rağmen çıkacak ama bunun karşısında tabii ki bu sayfa kapanmayacak. Yani sadece işçilerin gözünde Hükûmet ne kadar emek düşmanı olduğunu göstermiş olmayacak ama Türkiye işçi sınıfı tarihinin mücadele geleneği, bu oldu bittiyle, bütün itirazlara rağmen çıkarılan bu yasanın da elbette yanıtını verecektir.

Düşünebiliyor musunuz yani çalışan nüfusun, emekçi nüfusun yüzde 5'i şu anda örgütlü, yüzde 95'i örgütsüz ama şimdi o yüzde 5'i dahi nasıl bir örgütlenme hakkına tabi olacak? Patronun iki dudağı arasında, sendikal tazminatları, iş güvencesi ortadan kaldırılmış. Yani, savunabilir misiniz, bir tek ILO standardında, imza koyduğunuz anlaşmalarda bu sendikal haklar, grev yasakları bu şekilde düzenlenmiş diyebilir misiniz? Kesinlikle böylesi bir şey söz konusu değil.

Dolayısıyla, 12 Eylül zihniyetinin devamı olan bu düzenleme, getirilecek olan bu düzenlemeler, yasakçı anlayışlar, toplu sözleşme, toplu iş sözleşmesi ve grev, sendikal hakla kopmaz bir bağ içerisinde olan sendikal haklara ne kadar hak tanıyorsanız, özgürlük tanıyorsanız, toplu sözleşme düzeni?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ABDULLAH LEVENT TÜZEL (Devamla) - ?grev düzeni de bu kadar geçerli olacak. İşçi sınıfımız hiçbir zaman bu yasayı kabul etmeyecek.

Hepinize teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)