GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken ve tüm hasta tutuklular açısından kelepçe vurularak hastaneye götürülmelerinin rencide edici bir durum olduğuna ve tutuklu milletvekillerinin bir an önce serbest kalması gerektiğine ilişkin konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:77
Tarih:02.03.2017

BAŞKAN - Ben cezaevi komisyonu üyesi Sayın Metiner'e, aynı zamanda Adıyaman milletvekilleri Sayın Boynukara ve Sayın Yıldırım'a da söz vereceğim ancak bir konuya ben de dikkat çekmek istiyorum sayın milletvekilleri. Biraz önce iki grup başkan vekilinin ifade ettiği konuyu gerçekten önemsediğimi ben de belirtmek istiyorum. Sayın İdris Baluken, Halkların Demokratik Partisi Grubunun Grup Başkan Vekiliydi. Üç ay süreyle Kandıra Cezaevinde kaldı ancak Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi kendisini oy birliğiyle tahliye etti. Tahliye olduktan sonraki süreç içerisinde ayağından bir rahatsızlık geçirdi ve bu rahatsızlığı nedeniyle Sayın Baluken hastanede ameliyat olmak durumunda kaldı. Tedavisi devam ettiği süreç içerisinde hastaneden taburcu edildi ancak tedavisinin devam edilmesine karar verildi, doktor raporları da var. Kapıdan çıkarken, hastanenin önünde bir kez daha alındı ve cezaevine konuldu. Bu sürece ben tanıklık ettim, kendisiyle birlikteydim hem hastane sürecinde, tedavi olurken, ameliyat olurken.

Aynı zamanda, taburcu olduktan sonra da kapının önünde, benim yanımda gözaltına alındı, bir kez daha cezaevine gönderildi. Daha sonra, cezaevindeyken de tedavisinin devam etmesi açısından birçok girişimde bulunduk ancak kendisine bir kelepçe takılarak tedavisinin devam edeceği ifade edilmişti. Sayın Baluken kelepçeli tedaviye gitmeyeceğini söylemiş ve tedaviyi kabul etmemişti. Dolayısıyla, başta Sayın İdris Baluken ama aynı zamanda cezaevinde bulunan tüm hasta tutuklular açısından bu konunun çok rencide edici bir durum olduğunu özellikle belirtmek istiyorum.

Ayrıca, tutuklu milletvekillerinin özellikle bir an önce serbest kalması gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum sayın milletvekilleri yani bu durumun, özellikle Türkiye demokrasisi açısından kabul edilir bir durum olmadığını her seferinde ifade ettik, bugün, buna bir kez daha vurgu yapmanın gerekli ve önemli olduğunu düşünüyorum. Belki birazdan, ara verdiğim zaman, arkada bir kez daha bu konuyu değerlendirebiliriz sayın grup başkan vekilleriyle birlikte ancak elbette ki bu sadece sayın grup başkan vekillerinin vereceği bir karar değildir. Dolayısıyla, tüm Parlamentonun, tüm milletvekillerinin gündeminde olması gereken bu duruma karşı, herkesin, özellikle düşüncelerini, fikirlerini ifade etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu durumun, ülkemize, Parlamentoya hiçbir faydasının olmadığını, hele hele bir referandum sürecinde, 16 Nisan tarihinde yapılacak olan bir referandum sürecinde böylesi bir durumun yaşanmaması gerektiğini ben de özellikle belirtmek istiyorum ve bu konuda Parlamentonun üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini belirtmek istiyorum.