GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:74
Tarih:23.02.2017

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bir torba kanunun son maddelerini görüşüyoruz.

Bu, özellikle sözleşmeli personelin yıllık izinlerinin kullanılıp kullanılmamasıyla ilgili ve ne şekilde kullanılacağıyla ilgili bir düzenlemedir. Öncelikle belirtmek isterim ki Komisyonda eklenen bu madde oldukça sıkıntılı, oldubittiye getirilip kamu personel rejimiyle ilgili bu durum torba kanuna eklenmiş, kanun yapma tekniği açısından son derece yanlış bir düzenlemedir. Bu düzenleme, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna ayrı bir düzenleme olarak sevk edilmeliydi ve o komisyonda görüşülmeliydi ama bir önergeyle Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüldü. Bu nedenle, eksik ve olumsuz olduğunu düşünüyorum.

"Hata yapmak" kelimesini özel olarak kullanacağım çünkü bu düzenleme hatalarla dolu. 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 21'inci maddesinin ikinci fıkrasında yaptığınız değişiklikle KİT'lerde çalışan sözleşmeli personelin yıllık izin haklarını, eğer hak ettikleri yıldan sonra yıl içerisinde kullanamazlarsa ortadan kaldırıyorsunuz. Hemen "Biz olmayan bir hakkı veriyoruz." diyebilirsiniz. Evet, mevcut durumda, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede "Bir sözleşme döneminde kullanılmayan izinlerin müteakip sözleşme döneminde kullanılması mümkün değildir." hükmünü değiştiriyor. "Kazanılmış izinlerin bir sonraki yıl kullanılabilmesine olanak sağlıyor." diyebilirsiniz. Ama yanlışlık tam da burada zaten; yanlışlık, kazanılmış izin haklarının kullanılmaması hâlinde ortadan kaldırılmasındandır. Bunun üzerine hemen "657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun memurların izninin kullanımına ilişkin 103'üncü maddesinde bu yönde bir düzenleme bulunuyor. Biz, aksine birbiriyle uyumlaştırıyoruz." diyebilirsiniz. Ancak sorun tam da burada yatmakta. Gerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 103'üncü maddesi, gerekse 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 21'inci maddesinde düzenlenen bu hükümler hukuka aykırıdır, yapılan bu değişiklik de aynı şekilde hukuka aykırı bir düzenleme olacaktır.

Şöyle ki: Getirdiğiniz düzenlemede de, mevcut durumda da kamuda çalışan memurlar ve sözleşmeli personel yıllık izinlerini amirlerinin belirlediği tarihlerde kullanabilmektedir. Amir veya kurum, memurun yıllık izin kullanımı talebini kabul etmezse, memur veya sözleşmeli personel bu izni kullanamayacaktır. Bu nedenle, birçok memurun veya sözleşmeli personelin geçmiş yıldan gelen izin hakları yanmakta, kullanılamamaktadır. Şimdi getirdiğiniz bu düzenlemeyle de -bu sistemde esaslı olan- Anayasa'nın 50'nci maddesine uygun bir düzenleme yapmıyorsunuz. Sözleşmeli personelin hak ettiği, kullanması anayasal güvenceye alınmış bir hakkını yasa eliyle ortadan kaldırıyorsunuz.

Bu hak nedir, söylemek isterim: Çalışanların dinlenme hakkıdır. Anayasa'nın 50'nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında dinlenme hakkı açıkça düzenlenmiştir, buna göre, çalışanların ücretli izin hakkı bulunmaktadır. Bunun ne şekilde kullanılabileceğine ilişkin hususların da yasalarda düzenleneceği belirtilmiştir. Dikkatinizi çekerim, bu hakkın yasalarla ortadan kaldırılabileceği düzenlenmemiştir. O yüzden, bu düzenleme Anayasa'mızın 50'nci maddesine aykırılık taşımaktadır.

Yine bu düzenleme, aynı zamanda Anayasa'mızın 18'inci maddesinde düzenlenen angarya yasağına da aykırıdır. Eğer bir kamu görevlisi ücretli yıllık izin hakkını kullanamazsa, bu durumda çalıştığı her bir yıl için yıllık izin hakkı kadar bir süre, ücreti ödenmeyen bir fazla çalışma yapmış olmaktadır.

Kaldı ki, bu düzenleme sadece bu 2 maddeye aykırı değildir, aynı zamanda Anayasa'mızın 90'ıncı maddesine göre imzalamış olduğumuz çeşitli uluslararası sözleşmelere de açıkça aykırılık taşımaktadır. Yapılması gereken açık ve nettir; Anayasa'ya ve uluslararası sözleşmelere aykırı olan bu düzenlemelerin Anayasa'ya ve uluslararası sözleşmelere uygun hâle getirilmesidir; kamuda çalışan memurlar ve sözleşmeli personel için de tıpkı işçilerde olduğu gibi bu izin hakkının mutlak olarak korunması, tam ve eksiksiz olarak kullandırılmasının sağlanmasıdır; yüce Meclisin görevi de budur.

Değerli milletvekilleri, gerek 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin kendisi gerekse Devlet Memurları Kanunu'nun 103'üncü maddesini değiştiren 562 sayılı Kanun Hükmünde Kararname bize bir aksaklık daha göstermektedir; Anayasa'mızın 91'inci maddesine göre çıkarılan bu kararnamenin de üzerinden neredeyse otuz yedi yıl geçmiş bulunmaktadır, bu kanun hükmünde kararname sistemi birçok sorun yaratmıştır. Bakın, 4/C'liler sorunu, geçici personel sorunu, sözleşmeli personel sorunu, kamu taşeronlarının kadroya alınması gibi birçok büyük sorun bulunmaktadır. Bu yüce Meclis tarafından yapılması gereken şey ise çok açıktır ancak yamalı bir bohçaya dönmüş bulunan kamu personel rejimini günümüz koşullarına göre yeniden ele almak, objektif, anayasal haklara uygun, evrensel hukuk kurallarına uygun geniş kapsamlı bir düzenleme yapmak zorundayız. Gelin, bu yanlışı başka bir yanlışla düzeltmeyin. Dinlenme hakkının evrensel bir hak olduğu, dinlenmenin sağlığı korumanın koşullarından biri olduğu, yıllık izinlerin yanmaması ve kullanımının temininde idarenin sorumluluğu olduğu, dinlenen memurun çalışmaktan doğan yorgunluğu ve yıpranmayı gidermiş olmaktan dolayı iş hayatında daha verimli olacağı gerçeklerinden yola çıkarak daha doğru ve çalışanların haklarını koruyan bir düzenleme yapalım.

Sonuç: Bu düzenleme yıllık iznin bölünemeyeceği ilkelerine aykırıdır. O nedenle, ilk cümleye en az kaç gün verileceği yazılmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSA ÇAM (Devamla) - İkinci olarak da son cümlesi olan kullanılmayan yıllık iznin düşmesi uluslararası sözleşmelere aykırıdır, bu cümle mutlaka kaldırılmalıdır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)