GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:74
Tarih:23.02.2017

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; yasama organı, çağdaş toplumlarda, medeniyetlerde niçin vardır, niçin yasama faaliyeti yürütülür? Bana sorarsanız, her şeyden önce insan onuru, insan haysiyetini güvence altına almak için bu faaliyetler yürütülür çünkü insanı insan yapan bütün değerler, bir bütündür, birbirinden ayrık ele alınamazlar.

1978'li yıllara müsaadenizle dikkatinizi çekmek istiyorum. Ben, ilkokul çağlarında bir çocuktum. Doğduğum ve büyüdüğüm köy olan Şeyhkent köyüne jandarmalar bir operasyon düzenledi; istihbarat alınmış, köyde silah var. O silahların toplanması amacıyla bütün köy halkı, köy meydanında, "bender" dediğimiz köy meydanında toplatıldı. Kadınlar, çocuklar bir tarafa ayrıldı, erkekler bir başka tarafa ayrıldı ve saatler boyunca kadınların ve çocukların gözleri önünde, yani hepimizin gözleri önünde babalarımıza, dedelerimize akla hayale gelmeyecek işkenceler, gayriinsani muameleler yapıldı. Amaç ne? Köyde var olan bir silahı ele geçirmek.

Gel zaman git zaman cunta gerçekleşti, cuntadan sonra kürdistan köylerindeki bu uygulama değişmedi.

Gel zaman git zaman 1990'lı yıllar gerçekleşti, 4 bin tane köyümüz, yerleşim birimimiz yakıldı; bu uygulamalar değişmedi.

Gel zaman git zaman bir başka darbe gerçekleşti 2015 yılının Haziran ayında, milletin iradesi tanınmamak suretiyle bir darbe gerçekleşti; şehirler, kasabalar yıkıldı.

Şimdi aynı uygulama, 1970'li yılların aynı uygulaması, Nusaybin'in 3 köyünde uygulanıyor. Tamı tamına on üç gündür bir köy abluka altına alınmış, giriş çıkışlar yasaklanmış, bir istihbarati bilgiye dayalı olarak köyde yaşayan bütün canlılara eziyet ediliyor. İnfaz, yargısız infaz iddiaları var, ağır işkence iddiaları var. Bütün samimiyetimle söylüyorum, dilim demeye varmıyor, insan onurunu, haysiyetini kırıcı uygulamalar ve onların feryatları, çığlıkları kulağımıza geliyor. On üç gündür o köye insan hakları heyetlerinin girişine izin verilmiyor.

Sayın Başkan, demin, benden önceki hatipler fotoğraflar gösterdiğinde "Bunları ben görmüyorum." demiştiniz. Müsaadenizle, önce siz görün Sayın Başkan. Bu fotoğraf, Koruköy'de -yani Herabe Bava köyü- Abdi Aykut'a ait, işkence gördüğüne dair bir fotoğraftır.

Şimdi ben sorarım size: Hangi istihbarati bilgi, hangi neden, ne olursa olsun, insanlık ailesinin suç saymış olduğu işkence etme alçaklığını meşrulaştırabilir? Bu uygulamanın sahipleri -çok açık ve net söylüyorum- alçaktırlar. Bu dünyanın neresinde olursa olsun hiçbir hukuk, hiçbir nizam, hiçbir düzen, bir başka insana işkence yapma hakkını vermez. Hiçbir düzen, hiçbir rejim, Gazze'de yapılanı meşru görmez. Gazze'de yapılan neyse, bugün Nusaybin'de yapılan odur. Ben kendim Mescidi Aksa'da bulundum, o maneviyatı hissettim. Bugün Mescidi Aksa'ya uygulanan uygulama neyse Herabe Bava'daki uygulama aynı uygulamadır.

Şimdi, ben hepinize, vicdanınız demiyorum çünkü artık vicdan maalesef kalmadı. Birazcık onuru olan, "Ben işkenceye karşıyım, ben reddediyorum zulmü." diyen AKP Grubundan bir vekil istiyorum, CHP Grubundan bir vekil istiyorum, MHP Grubundan bir vekil istiyorum. Gelin, bu akşam Nusaybin'e gidelim, gelin yarın sabah Herabe Reş köyüne gidelim. Gelin oradaki yurttaşlara diyelim ki "Burada ne oldu?"

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OSMAN BAYDEMİR (Devamla) - Eğer ki hukuka uygun işliyorsa çıkıp kamuoyuna diyelim ki "Bunlar yalandır." Eğer hukuksuzluk varsa o hukuksuzluğu gerçekleştirenlerin hep beraber yakasına yapışalım. (HDP sıralarından alkışlar)