| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 22.02.2017 |
DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 456 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 5'inci maddesi üzerindeki Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz önergesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, kanun maddesinde belirtildiği üzere kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları arasında sosyal sorumluluk projeleri kapsamında yapılan maddi desteklere bağlı sözleşmelerdeki damga vergisinin muafiyetine dayalı bir düzenleme söz konusu. Bu noktaya kadar her şey doğru görünüyor çünkü sonuçta yardım amaçlı yapılan bir projede devletin bundan vergi alması yardım parasının azalması anlamına geldiğinden düzenleme makul görünmekte.
Beklentimiz, bu tarz projelerin kabulünde sadece Hükûmet yanlısı kuruluşlara değil her kesime adil davranılmasıdır. Kamu kurumlarına ellerindeki projelere destek istemek için gelen sivil toplum kuruluşlarının Hükûmet yanlısı olup olmadığına bakılmaksızın getirdiği proje ne fayda sağlayacağı noktasında dikkate alınırsa daha uygun olur kanaatindeyim.
Değerli milletvekilleri, bu maddede sosyal projeler kapsamında ele alınan inşaatlar söz konusu. STK'ların toplum hizmetine sunulacak projeler geliştirmesi takdir edilecek bir çalışmadır ancak bu projelerin hangi amaca yönelik faaliyetlerde bulunacağıyla ilgili açıkçası biraz kaygı duymaktayım. Vakıf ve derneklerin özellikle çocukların eğitimi ve barınmasıyla ilgili projeler geliştirdikleri dikkatimizden kaçmamaktadır. Bugüne kadar bu amaçla açılan binaların yapılış, hizmete geçiş ve hizmetin devamlılığında denetime tabi tutulmadıkları yaşadığımız acı tecrübelerle ortaya çıkmıştır. Binaların fiziki sorunlarının yanı sıra bu kuruluşlar tarafından açılmış yurt ve benzeri yerlerde görevlendirilen personelin uygun şartları taşımadığı, içlerinden bazılarının da çocuklara zarar verdiği malumunuzdur. Hatta bazılarının yetiştirdikleri çocukların yetişkin olduklarında devlete, millete ve millî değerlerimize bakış açısı bizi her zaman kaygılandırmıştır.
15 Temmuzda demokrasi ve cumhuriyetimize kastederek aziz Türk milletine ve Türkiye Büyük Millet Meclisine mermiler, bombalarla saldıranların nerede, nasıl yetiştirildiklerini unutmamamız gerekiyor. Düne kadar bu hainliği yapan vakıf ve derneklerin güvenirliliğinden ne kadar emin olduğunuzu ve onları nasıl savunduğunuzu hatırlatmak istiyorum. Bugün o evlerde, yurtlarda, okullarda okuyanlar, kalanlar, çocuklarını orada okutanlar şaibeli bulunmakta, eğer memurlarsa açığa alınmaktalar. Yarın bir gün şu anda mevcut olan vakıf ve derneklerle, cemaat veya cemiyetlerle aranızın bozulmayacağının garantisi var mıdır? Sütten ağzımız fena yandı, şimdi yoğurdu üfleyerek yememiz gerekiyor.
Diyeceğim odur ki: Bahsettiğim tüm bu kurum ve kuruluşlar veya organizasyon, adına ne diyorsanız, eğitimden ellerini bir noktaya kadar çekmek zorundalar. Eğitime destek vermeleri kötü değil, yine versinler, ancak, bunun için yaptıkları projeleri, binaları tamamladıktan sonra devlete devretsinler. Bu okullar ve yurtlar, devletin himayesinde, devletin denetiminde hizmet versinler. Bu okullar, millî eğitimin ilke, ahlak ve müfredatına göre hizmet sunsunlar. Gerçi müfredat için de söyleyeceklerimiz var, ne kadar millî, ne kadar iyi öğrenci yetiştiriyor ama şimdilik bunu geçelim. Biz, unutmayalım ki çocuklarımızın güvenliği, eğitimi devletin sorumluluğudur. Devletin elini uzattığı, eğitimini üstlendiği, desteklediği, koruduğu her çocuk, yetişkin olduğunda devletine, milletine aidiyet duyar, devletinin, milletinin çıkarlarını gözetir, vatanını, bayrağını korur. Cemaatlere veya cemiyetlere teslim ettiğiniz çocukların, yetişkin olduklarında aidiyet duyacakları, çıkarlarını gözetecekleri, ona sahip çıkan kurum, cemaat, cemiyet, vakıf veya kişilerdir. Devletin görevinde bile çalışsa emir almayı tercih edeceği üstü, abiler, ablalar, hocalar veya minnet duyduğu, pençesine düştüğü yanlış kişilerdir. Daha da geç olmadan hatalarımızdan dönmemiz gerekiyor. Çocuklarımızı koruyacak tedbirleri almamız gerekiyor. Çocuklarımızın sorumluluğunu direkt devletin alması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti güçlü bir devlettir, çocukları da hiç kimseye, hiçbir vakfa, derneğe, cemiyete, cemaate muhtaç değildir.
Hatırlatıyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Depboylu,