GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Birlikte yaşama kültürüne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:73
Tarih:22.02.2017

HALİS DALKILIÇ (İstanbul) - Gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, aziz milletimizi ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Anadolu coğrafyasında yaşayan bizler, toprağa ilk tohumun atıldığı günlerden bu yana savaş ve mücadelenin merkezi olan bu toprakları bin yılı aşkın bir süredir vatan kılmamızın, elimizde bulundurmamızın temelini birlikte yaşama ve kardeşlik kültürümüze borçluyuz.

Yüce Meclis çatısı altında bulunan her bir şahsiyetin atalarının yaşattığı medeniyetin güncel ve modern adı iyilik medeniyeti, kardeşlik medeniyetidir. Büyük medeniyetimizin bugünkü temsilcileri olan bizlerin inancında, yaratılmış her fert, insan kardeşimizdir. Hazreti Ali'nin tabiriyle "Ya insanlıkta eşindir ya da dinde kardeşindir."

Nice büyük imparatorluklara mezar olmuş, nice efsane orduların dağılmış, nice medeniyetlerin çökmüş olduğu bu topraklarda Müslüman Türklerin bin yıldır aralıksız bulunuyor olmasının sırrı ve dayanağı bu birlikte yaşama ve kardeşlik kültüründedir. Birlikte yaşamak, bizim başkalarından öğreneceğimiz bir şey değil, bin yıldır bu coğrafyada beraberce başardığımız ve dünyaya gösterdiğimiz bir örnektir; dünyaya yön verdiği günlerden bu yana hükümranlığına giren hiçbir coğrafyayı, hiçbir kültürü, hiçbir unsuru sömürmemiş, hiçbir acı ve gözyaşına duyarsız kalmamış, hiçbir mazlum ve mağduru geri çevirmemiştir. Ecdadımıza layık davranışlar sergilediğimiz günümüzde vatanımızın, milletimizin ve devletimizin bekası, muasır medeniyetlere ilham olma noktasında, yeniden, işte bu birlikte yaşama kültürü ve kardeşlik bilincimizi canlandırmamıza bağlıdır. Ayette de söylendiği gibi "Ey insanlık ailesi, elbet sizi bir erkek, bir dişiden yaratan biziz. Sizi kavimler ve kabileler hâline getirdik ki tanışabilesiniz. Elbet, Allah katında üstününüz ona karşı en fazla sorumluluk bilincinde olanınızdır. Şüphe yok ki Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır." İnsanoğlunun şimdi ve buradasına hitap eden ayet ve konusu insanoğlunun birbirine karşı ahlaki duruşunu ve duruşu bozmamayı da vazeder. Sadece insanın insana karşı sorumsuzca davranışı değil, aynı zamanda, insanın Allah'a karşı sorumsuzca davranışı anlamına da gelir insani ilişkilerdeki zaaf. Bizim, Allah'a karşı olan sorumluluk bilincimiz, Allah'ın yarattığı tüm insanlığa, yaratılmışlara karşı sorumluluğumuzu zirvede tutmamızı gerektirdiğinden sadece kendi coğrafyamızda değil, sadece komşu coğrafyalarda değil, tüm coğrafyalarda mazlumlara el ve yürek uzatmamızın sebebi budur.

İnsan eşrefimahlukattır. Farklı inançlara mensup olması, bir mümin açısından insanı gözden çıkarma gerekçesi olmaz, olamaz. Bir mümin kul, Allah'ın insan üzerindeki emeğini görmezden gelemez, gelmiyor; insan olma ortak paydasını yok sayamaz, saymıyor. Hayber Savaşı öncesi Peygamber Efendimiz (SAV) komutan olarak atadığı Hazreti Ali'ye şu talimatı veriyordu: "Ya Ali, senin elinde bir kimsenin hidayet bulması, güneşin üzerine doğduğu her yeri fethedip bana teslim etmenden daha hayırlıdır." Peygamber Efendimiz'in medeniyetimize ışık tutan bu yaklaşımı ecdadımızı ve dolayısıyla da bizleri sömürge kültüründen uzak tutmuştur. Sömürülenleri korumamız adına ilham olmuş, dolayısıyla, sömürenlerin yegâne düşmanı hâline bizleri getirmiştir.

Bugün yanı başımızda cereyan eden tüm karışıklıkların yegâne sebebi, dünyayı sömürmeyi alışkanlık hâline getirenlerin, oyunu yeniden kurgulama iştahlarından kaynaklanmaktadır. Bu düzene dur diyebilmek -memleketimize olumsuzluklarının da yansımasından endişelendiğimiz daha büyük acılara yol açmaması için gayret ettiğimiz- ve başarıyla ilerleyebilmek, hiçbir renk ayrımı yapmadan Türk milletinin yekvücut hareketine bağlıdır.

Bin yıldır başardığımız birlikte yaşama kültürünü sürdürmemiz sadece kendi devletimizin değil, mazlum ve mağdurların umudu olacaktır. Allah Resulü'nün buyurduğu gibi: "İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş sayılmazsınız." Efendimiz, iman etmenin şartı olarak müminlerin birbirini sevmesini gösteriyor. Sevgi böylece imanın en büyük şartı olmuş oluyor. Sevgi, imanın en büyük şartıysa müminler sevgiyle, merhametle ve şefkatle yollarına devam edeceklerdir. Şu ayete göre müminlerin birbiriyle didişmesinin acı sonucu da: "Birbirinizle didişmeyin, direncinizi yitirirsiniz, kokunuz kesilir, rüzgârınız dağılır."

Bugün burada bulunan bizler anlaşma, uzlaşı ve dayanışma kültürünü sağlayabilirsek ülkemizin ve milletimizin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HALİS DALKILIÇ (Devamla) - Başkanım, bir dakika lütfen...

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen, diğer konuşmacılara vermedim bir dakikalık bir süre.

HALİS DALKILIÇ (Devamla) - ...ateş çemberine alınmasına daha güçlü ve daha kudretli karşı koymuş oluruz. Birbiriyle didişmenin, direnci yitirmenin, kokuyu ve rüzgârı kaybetmenin ne demek olduğunu komşu coğrafyalarda merhametimize ve şefkatimize sığınan mültecilere sormak ve dinlemek lazım.

BAŞKAN - Sayın Dalkılıç, teşekkür ederim

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın Başkan, bir dakika ek süre verin yani çok güzel konuşuyor Sayın Dalkılıç. Lütfen, biz de rica ediyoruz.

BAŞKAN - Diğer arkadaşlara vermediğim için bir dakikalık bir süre, adaletsiz davranmak istemedim.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Verseniz zarar mı edeceksiniz Sayın Başkan? Sermayeden kaybınız olmayacak yani.

BAŞKAN - Bir dakika...

Tamamlayın lütfen Sayın Dalkılıç.

HALİS DALKILIÇ (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Nefret, şiddet ve intikam dilinin nelere yol açtığını görmek için bugün Irak, Suriye, Libya ve benzeri ülkelere bakılabilir.

Sevgi, nezaket ve insanlık diliyle, kuvvetli, güçlü ve büyük Türkiye'nin geleceğinin arifesindeyiz. Birlik, beraberliğimizi haykıracağımız en önemli imkân... İnşallah, önümüzdeki referandum sürecinde güçlü bir şekilde "evet" demek inşallah bizi hedeflerimize yaklaştıracak, koşarak muasır medeniyetler seviyesine kavuşmuş olacağız.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - "Hayır" oyu verenlere "terörist" demeyin.

HALİS DALKILIÇ (Devamla) - Ülkemize, milletimize hayırlı olsun.

Ben, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Dalkılıç.