GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 21 Şubat Uluslararası Ana Dili Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:72
Tarih:21.02.2017

LEZGİN BOTAN (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, Sayın İdris Baluken ve Sayın Ferhat Encu'nun yine hukuksuzca tutuklanmalarını bir kez daha burada, yüce Meclisin huzurunda şiddetle kınadığımı belirtiyor, arkadaşlarımızın böyle haydutvari bir şekilde, hukuku araçsallaştırarak tutuklanmalarını kınıyorum ve derhâl arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını bekliyorum.

Sayın Başkan, 21 Şubatın Dünya Ana Dili Günü olarak kutlanmasının nedeni bir halkın verdiği dil mücadelesidir çünkü Bengal halkının tarihsel toprakları iki ülke arasında pay edildiğinde, Pakistan'da Ali Cinnah iktidarının ilk işi kültürel asimilasyon olmuştur. Bu amaçla Bengal dili ve alfabesi yasaklanmış, Urduca ise zorunlu dil olarak dayatılmıştır. Cinnah yönetimi Türkiye'de hiç de yabancısı olmadığımız bir argümana sığınmıştır. Onlara göre Bengal dili, Pakistan'ı bölmek isteyen komünistlerin, hainlerin ve farklı odakların oyunuymuş. Buna direnen Bengal Dili Hareketi üyesi onlarca üniversiteli genç katledilmiştir. Dolayısıyla, 21 Şubat Bangladeş'te "Dil Şehitleri Günü" olarak kutlanmaktadır.

Hatırlarsanız Türkiye'de de 2002 yılında binlerce üniversite öğrencisi bu amaçla, Kürtçenin ana dilde eğitim olarak devlet kurumlarında ve okullarında verilmesi için dilekçe vermişti. Akıbetleri belki ölüm olmadı ama ölümden beter, terör örgütü üyeliğiyle yargılandılar, suçlandılar ve hepsi okullarından uzaklaştırıldı. Türkiye'de de başta Kürtçe olmak üzere ana dil talepleri Ali Cinnah gibi sürekli bu şekilde terörize edildi ve dışlandı. Dolayısıyla "Ana dilde eğitim toplumu böler.", "Ana dilde eğitim millî birliği bozar." diyen muhalefet ile "Ana dilde eğitim ülkeyi böler." diyen AKP'nin Kürtler nazarında bu konuda çok da bir farkı yoktur.

Oysaki UNESCO verilerine göre Türkçe, Kürtçe, Lazca, Çerkezce, Pomakça, Abhazca, Romanca, Arapça başta olmak üzere Türkiye'de 40'a yakın dil yaşamaktadır. Türkiye, somut olmayan bu kültürel miras açısından dünyanın en zengin ülkeleri arasındadır. Bugün artık kültürel ve tarihsel mirasın yaratılmasından bahsedilecekse bu dillerin inkârı söz konusu olabilir mi? Sayın Başkan, bu yüzden diğer dillerin eriyip yok olması pahasına bir halkın ana dilinden koparılıp Türkçeye zorlanması bir zulümdür ve unutulmaması gerekir ki bir dili öldürmenin bir insanı öldürmekten, bir toplumu yok etmekten hiçbir farkı yoktur.

Değerli milletvekilleri, Anadolu ve Mezopotamya'nın bereketli toprakları üzerinde kurulan Türkiye bir diller bahçesidir, bir kültürler deryasıdır. Lakin UNESCO'nun yaptığı araştırmalara baktığımızda, bu diller bahçesinde 15 dil yok olma tehlikesi altındadır. Bugün tek dil politikaları sonucunda Kapadokya Yunancası, Mlahsö ve Ubıhça yok edilmiş ve yok olmuş dillerdir. Eğer devlet tekçilik saplantısından kurtulmazsa diğer dillerin de akıbeti farklı olmayacaktır.

Bu tablo karşısında AKP'nin sessizliği, dillerin katledilmesine suç ortaklığı teşkil etmektedir. Dil yasaklarını kaldırmak bir dilin yaşaması için yeterli değildir. Çünkü bir dil ana sınıfından üniversiteye kadar eğitimde ve bütün kamusal alanlarda kullanılmadıkça bu çağın şartlarında o dilin yaşama şansı yoktur.

Hatırlatmak isteriz ki UNESCO'nun bu yılki Dünya Ana Dili Günü mesajının teması da "Çok Dilli Eğitim ile Sürdürülebilir Bir Geleceğe" şeklindedir.

Bakın, sadece birkaç ay önce KHK'larla başta İstanbul Kürt Enstitüsü, Kürdi-Der, Ferzad Kemanger İlkokulu kapatılmış, aynı şekilde Diyarbakır'da Kürtçe eğitim veren Zarokîstan kapatılıp Türkçeye çevrilmiştir. Bu, şüphesiz AKP'nin Kürtçeye yaklaşımının ve düşmanlığının bir resmidir. Özellikle AKP'li Kürt milletvekilleri bilsinler ki Ahmedi Hani'nin iki eli sürekli onların yakasında olacaktır.

Değerli milletvekilleri, sonuç olarak herkesin kendi ana dilinde özgürce yaşaması temennisiyle ezilen bütün halkların 21 Şubat Dünya Ana Dili Günü'nü kutlarken sözlerimi dil bilimci Ouchinski'nin şu sözleriyle bitirmek istiyorum...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

LEZGİN BOTAN (Devamla) - "Bir halk kendisine yeni bir vatan edinebilir veya yeni bir ülke kurabilir fakat kaybettiği ana dilini asla tesis edemez, ana dili kaybolur kaybolmaz halk da ölür ve bir tek kişinin katli karşısında ürperen insanlık, yok olan bir toplum karşısındaki durumunu gözden geçirmelidir."

Son olarak yapılan mevcut Anayasa'yla Türkleri, Alevileri, Lazları, Çerkezleri, Pomakları, Arapları yok sayan, bu dilleri, bu kimlikleri, bu kültürleri görmeyen bir yerde bu davranış, bu yaklaşım sürdüğü sürece hepimiz "la, la, la" diyeceğiz, "na, na, na" diyeceğiz, "hayır, hayır, hayır" diyeceğiz ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)