| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Sudan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hidrokarbon Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 16.02.2017 |
MHP GRUBU ADINA AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, muhterem vatandaşlar; sözlerime başlamadan önce, terör örgütünün kahpe saldırılarında şehit olan, her biri fidan gibi olan ve birbirinden kahraman Türk evlatlarını rahmetle ve şükranla anıyorum.
Bugün, Türkiye'mizin dört bir yanından gelen 100'e yakın genç arkadaşımızla birlikteydik. Milliyetçi Hareket Partisi Meclis Grup Başkan Vekilimiz Sayın Erhan Usta'yla birlikte Milliyetçi Hareket Partisi olarak -ülkemizin doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine- Meclisimizi ziyaret eden pırlanta gibi genç kardeşlerimizi ağırladık. Bu gençlerin gözlerinde ülkemizin geleceğini gördüm, bu gençlerin gözlerinde büyük Türk milletinin ufuklarına baktım. Tamamı, ülkemizin gündemini özümseyerek ülkesini seven bu kardeşlerimiz bizlere hem şahsi hem millî kaygılarını aktardılar. Yaşıtlarının ülkesi ve Türk Bayrağı için gerek sınır içinde gerek sınır ötesinde mücadelesine şahit olan Türk gençleri artık uyanıyor. Türk gençleri, atalarımız gibi, dünya bir olup kuyumuzu kazsa dahi milletini ve devletini korumak için bir dakika bile oyalanmadan sorumluluk almaya hazır. Vatanını seven Türk gençleri en iyi bildikleri işi en iyi şekilde yaparak yüce Türk milletinin varlığına hizmet ediyor.
Muhterem vatandaşlar, Türk milleti olarak, karşımıza geçecek yüreği bile olmayan kahpe terör örgütlerini lanetliyoruz. Kim ki bu necip milletin evlatlarını üzüyorsa hem bu dünyada hem de ahirette iki elimiz de yakasında olacaktır, buna herkes emin olsun. Bizler "Bir ölür bin diriliriz." diyen gururlu bir milletin fertleriyiz. Allah'ın izniyle, fırtınalar dolu bu deryadan çıkacak ve sakin limanlara varacağız. İşte bu yolculukta, içinde bulunduğumuz gemide hepimiz biriz, hepimiz aynı hedefe kürek çeken Türk milletinin gururlu üyeleriyiz. Bizim bu birlik ve beraberliğimize kastedenler kaybedecekler. Dost gibi görünüp bizi sırtımızdan vuranlar kendi tuzaklarında can verecekler. Bu toprakların tek hâkimi vardır, o da yüce Türk milletidir.
Bu vesileyle, sınır ötesini düşmana dar eden, düşmanı girdikleri inlerde yok eden Türk piyadesine, Türk topçusuna, Türk tankçısına, Türk Özel Kuvvetlerine, Türk komandolarına, 7 denizi yurt yapan Türk Deniz Kuvvetlerinin seçkin birliklerine, Türk Hava Kuvvetlerine ve bayrağımızı her diyarda dalgalandıran doğuştan asker Türk evlatlarına selam olsun.
Gece gündüz ikmal yollarında askerlerimizi ve masum sivilleri destekleyen kardeşlerimize, düşmana ölüm saçan askerlerimize, kahpe ve korkak düşmanın bombalı tuzaklarını başlarına yıkan Sualtı Savunma Grup Komutanlığının seçkin askerlerine tek tek teşekkür ediyorum, Allah yollarını açık etsin; kılıcınız keskin, gazanız mübarek olsun.
Saygıdeğer milletvekilleri, bugün pırıl pırıl gençlerden oluşan sağlıkçı kardeşlerimizle görüştüğümüzü ifade ettim. Allah'ın izniyle onlar da bu güzel millete sağlık hizmeti verecekler. İnsan hayatını koruyan ve kurtaran kutsal mesleklerini yaparak büyük Türk milletinin bu coğrafyada ilelebet payidar kalması için mücadele edecekler. Tüm beklentileri, adil ve liyakatli bir kamu sisteminde Türk milletine sağlık hizmetlerini götürebilmektir. Ancak, gelin şimdi AKP Hükûmetinin sağlık personel politikasını birlikte inceleyelim.
Sevgili vatandaşlar, hepinizin bildiği gibi doktorlar tıp fakültelerinden, hemşire, ebe, tıbbi sekreter, fizyoterapist, paramedik gibi yardımcı sağlık personeli ise sağlık meslek liseleri ya da başta sağlık hizmetleri meslek yüksekokulları olmak üzere üniversitelerimizden mezun olmaktadır. Ülkemizde şu an 385'i devlet okulu olmak üzere, diğerleri özel okul olmak üzere 500'ün üzerinde sağlık meslek lisesi vardır ve yılda ortalama 75 bin öğrenciyi mezun etmektedir. Bununla birlikte, sağlık alanında ön lisans programları da dâhil olmak üzere, sağlık meslek yüksekokullarında ise 2015-2016 yılında toplam öğrenci sayısı yaklaşık 264 bin civarındadır. Yani ülkemizde bir yıl içerisinde bu okullardan sağlık alanında mezun olan öğrenci sayısı bu kadardır. Şimdi, bu kadar öğrenci arkadaşımız mezun olduktan sonra maalesef açıkta kalmaktadır çünkü AKP Hükûmeti sağlık personeli alımında taşeron sistemini kullanmaktadır. Hâlbuki kaliteli ve hakkaniyetli bir sağlık sistemi için, Türk milletine daha kaliteli bir sağlık hizmeti verilebilmesi için ilk koşul sağlık hizmetlerinin eğitimli, donanımlı ve likayatli kişiler tarafından sunulması gereğidir. Bizim AKP Hükûmetinden, Sayın Sağlık Bakanından ve Sayın Maliye Bakanından Türk gençleri adına Milliyetçi Hareket Partisi olarak bir isteğimiz vardır: Lütfen, sağlık personeli atamalarında taşeron sisteminden vazgeçelim. Şu anda yaklaşık 400 bin atanamayan yardımcı sağlık personeli gencimiz var. Bunlar zorluklar içerisinde okumuş, eğitim almış ve donanımlı gençlerimizdir. Bu gençlerimizin, özellikle sizin kamu-özel ortaklığıyla 2017 yılından itibaren yapmış olduğunuz şehir hastanelerine, yaşam merkezlerine, aile sağlığı merkezlerine ve taşra sağlık müdürlüklerine atamalarını yapalım. Gelin, buradan bu gençlerimize ve ailelerine bir müjde verelim. Aynı atanamayan öğretmenlerde olduğu gibi 40 bin, 60 bin atama yapalım.
İkinci önemli konusu ise, sağlık personeli alımı yaptınız ancak bu alımı 2016'da yapmanıza rağmen şu ana kadar güvenlik soruşturmalarını tamamlamadınız. Bu gençler, sabırla bu soruşturmanın sonuçlarını beklerken atamalarını istemektedirler. Burada da bu işin bir an önce çabuklaştırılmasını talep ediyoruz.
Sağlık personelimiz, ülkemizin her köşesinde büyük fedakârlıklar içinde hizmet vermeye devam etmektedir. Ancak bu sağlık personelimizin özlük hakları konusunda, özellikle emekli maaşları ve çalışırken aldıkları maaşlar konusunda artışlar yapılmamaktadır ve çalıştıkları anda aldıkları döner sermayeler emekliliklerine sayılmamaktadır. İşte, gelin, Milliyetçi Hareket Partisinin bu konuda vermiş olduğu kanun teklifini hep birlikte geçirerek bu sağlık personelimize de bu müjdeli haberi birlikte verelim.
Bir diğer konu ise geçen hafta da Sayın Sağlık Bakanının söylediği yıpranma payı. Sayın Sağlık Bakanı diyor ki: "Yıpranma payı hazır." Bu, bakın, geçen yıldan beri devamlı gündeme getirilen konu. Madem hazırsa Sayın Başbakan, gelin, bu yıpranma payını artık geçirelim. Sizin yıpranma payı konusunu yıllardır sürüncemede bıraktığınızı biliyoruz ama -dört yıldır- artık bu yıpranma payı müjdesini lütfen sağlık personeline verelim.
Peki, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak sağlık konusunda neler öneriyoruz? Sadece muhalefet yapmıyoruz. Bakın, buradan Milliyetçi Hareket Partisi olarak neler yapılması gerektiğini bütün vatandaşlarımızla birlikte sizlerle de paylaşmak istiyoruz.
Birincisi: Tedavi edici hizmetlerden ziyade koruyucu sağlık hizmetlerine önem verelim. Böylelikle tedavi edici hizmetlerin önündeki tıkanma azalır yani hastanelerdeki yığılmalar azalır ve bunun sayesinde yapmış olduğunuz sağlık harcamaları da azalır.
İkincisi: Birinci basamak sağlık hizmetlerini yeniden yapılandırmamız lazım yani kalite, koordinasyon ve hasta mutluluğunun sağlandığı multidisipliner sağlık merkezleri kuralım. Yani burada içinde laboratuvar ve röntgen hizmetlerinin de bulunduğu, içinde, işte yardımcı sağlık personellerinin bulunduğu, diyetisyenin, psikoloğun olduğu bir sağlık merkezi yapalım ve vatandaşlarımız burada sorunlarına çözüm bulsun.
Üçüncüsü: Kültür değişimi yani yüksek performanslı sağlık hizmetlerine geçelim. Sağlık çalışanlarını değersizleştirme politikalarından artık uzaklaşalım, hem hastalarımızı hem de sağlık çalışanlarımızı mutlu eden bir sağlık sistemine hep birlikte geçelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Son birkaç şey kaldı.
BAŞKAN - Buyurunuz, mikrofonunuzu açıyorum Sayın Yurdakul.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dördüncüsü: Israrla getirdiğiniz performans sistemi var, eğer performans sisteminde ısrar edecek iseniz hacimden yani nicelikten ziyade değere yani niteliğe önem verirsek o zaman bu performans sistemindeki adaletsizlik de sona erer.
Beşincisi: Hesap verilebilir sağlık kurumlarını birlikte yaratalım.
Altıncısı: Eğitim, AR-GE çalışmaları ve enformasyon teknolojilerine önem veren bir Türk sağlık sistemini birlikte meydana getirelim. İşte, bakın, o zaman hem sağlıkta kalite artar hem de hem hastalarımız hem de sağlık çalışanlarımız birlikte memnun olduğu için bütün sorunlara hep birlikte çözüm bulmuş oluruz.
Beni dikkatle dinlediğiniz için hepinize sevgi ve saygılarımı sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yurdakul.