GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiye-İran Hududunda Yeni Kara Hudut Kapılarının Açılmasına Dair Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:70
Tarih:15.02.2017

HDP GRUBU ADINA DİRAYET TAŞDEMİR (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yaklaşık, bir hafta içerisinde, bine yakın arkadaşımız gözaltına alındı. Bunların çoğu, partili yöneticilerimiz, üyelerimiz, içerisinde MYK üyelerimiz, kadın meclisi çalışanımız olan arkadaşlarımız; yine, bu bin kişi içerisinde, yerellerde bilgi işlemde görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız ve sandık güvenliğinden sorumlu olan arkadaşlarımız bulunmaktadır. Biraz önce burada bir AKP'li hatip bu gözaltılara ve siyasi soykırım operasyonlarına ilişkin görüşlerini ifade ederken şöyle söylemişti: Bütün bu tutuklamalar ve gözaltıları belli bir siyasi operasyon çerçevesinde ve açıkçası terörize ederek ifade etmişti. Bunun bir algı operasyonu olduğunu bir kez daha burada ifade etmek isteriz çünkü referandum sürecine giderken bize, partimize yönelik bu operasyonların hiç de tesadüfi olmadığını, burada yaratılmak istenen algının aksine, aslında 17 Nisandan duyulan korkudan, kaygıdan kaynaklandığını da bir kez daha ifade etmek isterim.

Yine, sizler de biliyorsunuz ki yargı sizin elinizde, emniyet sizin elinizde, basın bütün yönüyle sizin denetiminizde ve egemenliğinizde. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, aslında gece gündüz çalışarak çabalayarak muhalefet etmeye çalışan bizlere yönelik bu operasyonlarla da bir sindirme sistemi geliştirdiğinizi de söylemek isterim. Yine, tabii ki bu sindirme operasyonlarının bir devamı... İlk startını 4 Kasımda vermiştiniz, içerisinde Eş Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da olduğu 12 milletvekilimize yönelik bir operasyonla aslında bunun startını verdiniz. Bugün, burada, yine bütün bu çalışmaları ya da arkadaşlarımızın bu tutukluluk sürecini ifade ederken yine bir algı operasyonu ve gerçeği altüst ettiğinizi söylemek istiyorum. Sizler de biliyorsunuz ki eğer buraya çıkıp vekillerimize yönelik, siyasi çalışmalarına yönelik bir eleştiri getirecekseniz o zaman sizin açıkçası savcıların hazırladığı iddianamelere bakmanızı salık veririz çünkü bu iddianamelerde aslında suç olarak ortaya konulan her şey arkadaşlarımızın bu kürsüde söylediği, alanda yürüttüğü siyasi çalışmalardır ve sizler de biliyorsunuz ki üç aydır arkadaşlarımız tutuklu. Bu ülkeyi torba yasalarla yönettiğiniz gibi şimdi de torba iddianamelerle aynı şekilde yargılamalar yapmaya çalışıyorsunuz.

Bakın, farklı zamanlarda ve farklı tarihlerde yapılan konuşmaları, yapılan etkinlikleri suçmuş gibi bir araya getirip aslında suç icat ediyorsunuz. Ya, şunu bir kez daha ifade etmek isterim ki, orada ifade edilen her şey sadece sözün gücüdür ve sizler de sözün gücünden korkuyorsunuz. Bugün hapsettiğiniz sözün kendisidir, bunu da bir kez daha sizin dikkatinize çekmek istiyorum.

Yine, burada az önce konuşan AKP'li hatip bizim sıralarımıza dönerek şunu ifade etmişti, "Siz yüzünüzü gösterin." manasında bir şeyler söylemişti. Yani, siyaseten aslında bizim tutarsız olduğumuzu ifade etmeye çalıştı ama biz dün ne söylediysek bugün de burada, bu kürsüde aynı şeyi söylüyoruz. Eğer siyaseten bir tutarsızlık görmek istiyorsanız, 2002'de iktidara geldiğinizde, açın videoları, konuşmalarınızı dinleyin, aslında dün söylediğini bugün inkâr eden bir AKP iktidarıyla karşı karşıya kalacağınızı göreceksiniz. Bir kez daha bunu sizlere öneriyoruz ki eğer bir daha burada bize yönelik böyle bir söylemde bulunacaksanız önce on dört yıllık siyasetinize, pratiğinize bakmanızı salık veririz.

Yine, son dönemlerde bu tutuklamalar ve siyasi operasyonlardan nasibini alan bütün iller içerisinden bir tanesiydi, aslında bu zulümden payını alan da benim ilim Ağrı. Son dönemlerde eş başkanlarımızdan tutalım parti yöneticilerimize, belediye meclis üyelerimizden tutalım il genel meclis üyelerimize kadar onlarca arkadaşımız tutuklandı, hâlâ da gözaltında olan arkadaşlarımız var.

Şimdi, bu yönelimin yani Ağrı'ya bu kadar yönelimin nedeni ne? Açıkçası, ben kısaca ondan da biraz söz etmek istiyorum. Ağrı 500 bin nüfuslu olan bir il. Açıkçası, Ağrı, Ağrı olalı yani il olduğundan beri Ağrı'ya bir hizmet vermek, Ağrı'nın sorunlarını ifade etmek ve bu hizmet konusunda farklı bir cepheden Ağrılıların sorununu çözmek gibi bir şey hiç kimsenin aklına gelmedi, hiçbir iktidarın aklına gelmedi, sizin de aklınıza gelmedi. Sizler de bir dönem 3 vekil aldınız Ağrı'dan, bir dönem 4 vekil aldınız, bolca vaatlerde bulundunuz, umut dağıttınız ama sonra ne oldu? Bütün bu vaatleri ve umutları cebinize koyup Ankara'ya geldiğinizde hepsini unuttunuz. Eğer unutmamış olsaydınız, bugün Ağrı'da yaşanan sorunlar devam etmiyor olacaktı. Yani, ben Ağrı'nın sorunlarına ilişkin binlerce şey sayabilirim ama zamanım yok, sadece birkaç tanesine kısaca değinmek istiyorum.

Eğer gerçekten bu vaatler yerine getirilmiş olsaydı, bugün beş yıldır bitmeyen bir hastane sorunu olmazdı. Siz akşamüzeri altı yedi gibi Ağrı'ya çıktığınızda sis tabakasından açıkçası göz gözü görmüyor, nefes almakta zorlanırsınız. Yani şöyle yanlış anlamayın, bu Ağrı da sanayi kentidir, böyle bolca fabrikası var, ondan kaynaklı bir sis tabakası kenti kaplamış diye düşünmeyin. Bunun nedeni, aslında, sizin dağıttığınız ucuz kömür, bundan kaynaklı. Ağrı'da nefes almak zorlaşıyor.

Evet, doğal gaz boru hatları Ağrı'dan geçiyor ama bu doğal gaz boru hatlarından Ağrı'yı faydalandırmak da aklınıza gelmediği için, insanlar ucuz kömürü kullanmak zorunda kalıyor ve bir anlamda da nefes alma konusunda da zorlanıyor.

Dolayısıyla, Ağrı'nın sorunları çok fazla; işsizlikten tutalım toplumsal sorunlara, göçten tutalım şu anki yoksulluğa kadar, eğitimden tutalım sağlığa kadar binlerce sorunu sıralayabilirim. Ama şunu ifade edeyim ki ne zaman Ağrı sizin aklınıza geldi, ne zaman Ağrı hizmetle tanıştı, onun tarihi de 2014'tür. 2014 yerel seçimlerinde, bütün hilelere rağmen, sandıklarda oyların yeniden yeniden sayılmasına rağmen Ağrı halkı iradesini ortaya koydu ve bizden yana koydu. Biz, Doğubeyazıt'ta, Diyadin'de, Ağrı'da ve Tutak'ta büyük bir çoğunlukla seçildik, eş başkanlarımız göreve başladı. Doksan yıllık tarihinde hizmet nedir bilmeyen Ağrı halkı, tarihinde ilk defa, demokratik, eşit bir hizmet anlayışıyla karşı karşıya kaldı.

Peki, bu hizmet anlayışı ödüllendirildi mi? Hayır, maalesef Ağrı halkı, eş başkanlarımız, yöneticilerimiz şahsında bir kez daha cezalandırıldı çünkü yapılan operasyonlarda Doğubeyazıt Eş Başkanımız Rohat Özbay ve Delal Tekdemir, yine Tutak Eş Başkanımız Fırat Öztürk, yine Diyadin'de büyük başarılara imza atan Eş Başkanımız Hazal Aras ve Ağrı'da, gerçekten Ağrı'nın çehresini değiştiren, kadın politikalarında öncülük eden, birçok anlamda Ağrı'yı hizmetle tanıştıran Eş Başkanımız Mukaddes Kubilay, sudan gerekçelerle hukuksuz bir şekilde rehin alındılar. Dolayısıyla, Ağrı halkı, eş başkanlarımız şahsında, bir kez daha, yürüttükleri hizmetlerden dolayı cezalandırıldılar.

Yine, son dönemlerde evet, sık sık vekiller, bakanlar Ağrı'ya gidip geliyor, bolca vaatlerde de bulunuyorlar, bizler de bunları takip ediyoruz. Yani şunu ifade etmek isterim ki biz bunlardan rahatsız değiliz, hatta biz çok seviniyoruz çünkü bunun bizim buradaki mücadelemizin, muhalefetimizin sonucunda geliştiğini de çok iyi biliyoruz. Ama eğer gerçekten Ağrı halkına bir hizmet vermek istiyorsanız, gerçekten Ağrı halkının iradesini tanımak istiyorsanız o zaman seçilmiş iradesine saygı duymasını öğrenmek zorundasınız.

Bakın, burada yine bir hatibiniz şöyle ifade etmişti, "Siz halkı bölüyorsunuz, biz 79 milyonun aslında temsilcisiyiz." demişti. Bizler değil, asıl bu uygulamalarla halkı bölen sizlersiniz çünkü bir kesimin iradesini yok sayarak, sanki onlar sandığa gitmemiş, tercihte bulunmamış, iradesini beyan etmemiş gibi "Ben bu iradeyi tanımıyorum." diyorsunuz. Yani bir kez daha biz de sormak isteriz ki siz hangi güce dayanarak bu halkın iradesinin üstünde bu iradeyi tanımayan bir yerden "Biz bunu beğenmedik, bunun yerine bir atanmışı, bir kayyumu sizin yerinize görevlendirdik." deme cüretini gösterebiliyorsunuz.

Onun için de biz 17 Nisan sabahı uyandığımızda Ağrı halkı bir kez daha büyük bir "hayır"la bu politikalarınıza 7 Haziranda verdiği cevabı verecektir, buna da inanıyorum.

Hepinizi de saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)