GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:67
Tarih:08.02.2017

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; partim ve grubum adına, görüşülmekte olan 443 sıra sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 5'inci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, Serbest Bölgeler Kanunu Tasarısı, geneli itibarıyla incelendiğinde, ülke ekonomisinin ihtiyaçları ve cari açığın azaltılması amacıyla uluslararası yatırımları çekmek hedeflenmektedir. Serbest bölgeler hakkında yapılmış birçok araştırma, var olan dünya örnekleri üzerinde küreselleşmenin etkisiyle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ticari büyüme anlamında bu yöntemin doğru olduğunu göstermektedir.

Tabii, bu konunun tüm boyutlarının iyi bir biçimde değerlendirilmesi, özellikle uzun vadede kazanımlarının iyi analiz edilmesi gerekmektedir. Tasarıda her ne kadar yüzde 25 yabancı, yüzde 75 yerli firmaların bulunacağı ifade edilse de, serbest bölgelerde özellikle gelişmekte olan ülkeler adına elde edilen ticari başarı daha fazla serbest bölgelerin kurulmasına neden olmakta, bu da beraberinde yerli veya yabancı şirketlerden ziyade çok uluslu şirketlerin faaliyet göstermelerinin önünü açmaktadır. Bu da, şüphesiz, kapitalist sistemin daha da güçlenmesine, emeğin ve insanın ucuz iş gücü olarak sömürülmesine neden olmaktadır.

Komisyonda istihdam sağlayacağı yönünde bazı bilgiler verilmiştir. Doğrudur, belli ölçülerde bir istihdam artışından söz etmek mümkündür. Fakat istihdamdan bahsedeceksek, iş ve işçi güvenliğinden de bahsetmemiz gerekmektedir. Ekonomi Bakanlığının serbest bölgeler istihdam verilerine bakıldığı zaman, istihdam açısından bölgesel farklılıklar görülmektedir. Serbest bölgelerde 2014-2015 döneminde yaklaşık olarak Mersin bölgesinde yüzde 6, Kocaeli bölgesinde yüzde 13, İzmir bölgesinde yüzde 17, Adana Yumurtalık bölgesinde yüzde 61, Denizli bölgesinde yüzde 32 oranlarında istihdam düşüşü yaşanmıştır. Gaziantep ve İstanbul bölgelerinde de düşüşler görülmektedir. İşçi sayısındaki artışlar ve düşüşler işlerin çoğunun geçici ve güvencesiz işler olduğunu göstermektedir. Bu da, işsizlik sorununun ortadan kaldırılması ya da serbest bölgelerin istihdam açısından güvenilir olmadığını göstermektedir.

Değerli milletvekilleri, tabii, bu konu hakkında daha ayrıntılı konuşmak isterdim fakat hepinizin de bildiği gibi, dün akşam saatlerinde yeni bir KHK yayınlandı, çoğunluğu öğretmen ve akademisyen birçok kamu çalışanı görevlerinden ihraç edildi. Artık sarayın bir alışkanlık hâline getirdiği KHK'ların kurduğunuz başkanlık hayaliyle rutin bir hâle geleceği de kesin. Eğer iktidar bugün öğretmeni, akademisyeni kamudan ihraç etme çabasının yarısını darbeyi açığa çıkarmaya harcasaydı burada ihraçtaki hukuksuzluğu değil demokrasinin kazanımlarını konuşuyor olurduk. Bizler iyi biliyoruz ki çıkarılan KHK'ların amacı kamunun güvenliği değil, AKP'nin iktidarda kalma hırsıdır. Muhalif her ses, sizden olmayan herkes buna kurban edilmeye çalışılmaktadır. Barışın dili, uzlaşı ve hukuk âdeta yok sayılmaktadır. İhraç edilen 330 akademisyenin 115'i barış bildirisini imzalamıştı ve bu 115 akademisyenin suçu örgüt üyesi olmak değil, AKP üyesi olmamaktı. İşle, ekmekle bu kadar basit oynamak, insanları KHK'larla görevden uzaklaştırmak ve kriminalize etmeye çalışmak toplumun neredeyse tüm kesimine yayılmış kutuplaşmayı ve ayrışmayı daha da derinleştirmekten başka bir şeye hizmet etmez. Özellikle referandumun öngörüldüğü şu zaman diliminde herkesi aklıselime davet ediyorum.

Geçen hafta Bitlis'teydim, Bitlis Valisi hiçbir gerekçe göstermeden Hizan ilçemizin önce 18, daha sonra da 20 olduğunu duyduğum köy muhtarının görevine son vermiştir. Hangi hukuk anlayışıyla böyle bir karar verilmiştir? Her defasında utanmadan "Halktan niçin korkuyorsunuz?" diyen siyasetçilere sorum, sizler muhalefetten niçin bu kadar korkuyorsunuz? Demokrasiyi amaç değil de araç olarak gören zihniyet geri vitese takılı bir aracı bir santim bile ileri alamaz ve "ileri demokrasi" diye de bir safsata yapamaz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Gaydalı.