GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:67
Tarih:08.02.2017

MHP GRUBU ADINA MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 443 sıra sayılı Serbest Bölge Kanunu Tasarısı'nın birinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, genel olarak serbest bölgeler ülkede geçerli ticari, mali, iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, sınai ve ticari faaliyetler için daha geniş teşviklerin tanındığı ve fizikî olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yerler olarak tanımlanmıştır. 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'nda serbest bölgelerin kurulması ve işletilmesindeki temel amaçlar; ihracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak, işletmeleri ihracata yönlendirmek, uluslararası ticareti geliştirmek olarak sıralanmıştır. Bulundukları ülke ekonomilerine sağladıkları katkıların yanında, dolayı esnek ve çağdaş idari yapılarıyla dış ticarete yönelmek isteyen firmalara modern ve gelişmiş bir yatırım ortamını sağlayan serbest bölgelerin lojistik merkezler olarak ülkemizde de önemleri gittikçe artmaktadır. Ülkemizde temel olarak ihracata dayalı yatırım ve üretimi teşvik etmek amacıyla 1987 yılından bu yana Mersin, Antalya, Adana Yumurtalık, Denizli, İzmir, Rize, Samsun, Mardin, Gaziantep ve Kayseri gibi 18 yerde serbest bölge kurulmuştur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son yıllarda serbest bölgelere gereken önem verilmemiş, ihracatta ve yatırımlarda beklenen katkı sağlanamamıştır. Serbest bölgelerin ülke ekonomisine katkısı ve fonksiyonlarından ziyade, bazı serbest bölgelerin faaliyetlerinin desteklenmesi ve bölgelere verilen imtiyazların kullanılması üzerinde odaklanılmıştır. Bu yaklaşım, maalesef, kanun tasarısının komisyonlarda görüşülmesi sırasında da ortaya konulmuştur.

Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğünün verilerinden yapılan hesaplamalara göre, yurt dışı da dâhil olmak üzere, 2005-2014 arasındaki son on yıllık dönemde serbest bölgelerin toplam ihracatının Türkiye'nin ihracatına oranı ortalama yüzde 17'den 8'e, ithalatı da yüzde 9,3'ten yüzde 4'e gerilemiştir. Ülkemizde faaliyet gösteren 18 serbest bölgede ticaret hacmi düşüş sergilemektedir. 2015 yılında 20 milyar dolara, 2016 yılının ilk dokuz aylık dönemindeyse 14,5 milyar dolara gerilemiştir. Serbest bölgelerde ticaret hacmi son beş yıldır artış göstermemiştir. 2011 yılında 22,6 milyar dolarlık ticaret hacmi 2015 yılı sonunda 20,2 milyar dolara inmiştir. Serbest bölge ticaret hacminin yalnızca yüzde 35'i serbest bölgelerden yurt dışına yapılan ticarettir; miktarı ise, 2014 yılında 7,9 milyar dolardan 2015 yılında 7,5 milyar dolara inmiştir. Ticaret hacminin yönü itibarıyla bakıldığında ise, serbest bölgelerden yurt içine, yurt içinden serbest bölgelere ve yurt dışından serbest bölgelere ticaret akışı, serbest bölgelerden yurt dışına yapılan ihracatın 2 katıdır. Bu manzara, serbest bölgenin kuruluş amaçlarına uygun çalıştırılmadığını ve hedeflerine ulaşmadığını, son yıllarda bu konunun ciddiyetle ele alınmadığını teyit etmektedir. Gelinen son noktada, serbest bölgelerin ihracat ve yabancı yatırımlar dolayısıyla ekonomik kalkınmayı destekleme aracı olma vasfı ortadan kalkmıştır. Bugün itibarıyla iktidarın serbest bölgelere bakışı hususundaki tavrı Komisyon görüşmelerinde de ortaya çıkmıştır.

Kanun tasarısının amacı, serbest bölgelerin mevcut işleyişindeki problemlerin bertaraf edilmesi, yeni nesil serbest bölgelere geçişin sağlanması, ülkemizin lojistik potansiyeline katkı sağlayacak biçimde serbest bölgelerdeki hizmetlerin artırılması, ülke ekonomisinin ihtiyaçları ve cari açığın azaltılması bakımından önem arz eden yabancı yatırımların artırılması olarak ifade edilmiştir. Ancak getirilen maddelerle, serbest bölgelerin arkasına sığınarak bazı yatırım ve yatırımcılara daha fazla avantaj ve imtiyaz verme, acele kamulaştırma imkânı tanıma, Ekonomi Bakanlığının yetkilerini artırma, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve ihracatçı birliklerini kamu kuruluşu niteliğinde meslek kuruluşu hâline getirme, Ekonomi Bakanlığı dış kadrolarına atama kriterlerinin tamamen ortadan kaldırılması gibi kanun tasarısının amacıyla ilgisi olmayan hususlar düzenlenmektedir.

Değerli milletvekilleri, serbest bölgeler, depolama ve alım satım yapan, kamu imkânından faydalanan, vergi istisnası sağlayan yerler durumundadır. İmalat ve üretim ise tamamen teknoloji getiren veya yüksek teknoloji ürünlerinin üretildiği yerler olmaktan çok uzaktır. Örnek olarak, Türkiye'nin ilk kurulan ve yüksek hacme sahip Mersin Serbest Bölgesi'ni incelediğimizde bu acı durum ortaya çıkmaktadır. Mersin Serbest Bölgesi'nde yüzde 72 oranında alım satım, kiralama, depolama, bankacılık, sigortacılık ve diğer sektörlerde 372 yerli firma, 92 yabancı, 41 yerli-yabancı ortalığı olmak üzere toplam 505 firma bulunmaktadır. Üretim sektöründe ise yüzde 28 oranında olmak üzere 137 yerli, 44 yabancı, 12 yerli-yabancı ve toplam 193 firma bulunması bu acı gerçeği teyit etmektedir.

Tasarının Komisyon görüşmelerinde AKP'li üyeler tarafından verilen önergelerle maddelerin neredeyse tamamı değiştirilmiş, Komisyonda sağlıksız ve hazırlıksız bir ortam yaratılmıştır. AKP'li üyeler tarafından toplam 10 maddenin tasarıdan çıkarılması, 11 maddede değişiklik yapılması için verilen önergeler kabul edilmiş, toplam 24 madde olan kanun tasarısının hemen hemen tüm maddeleri AKP milletvekillerinin verdikleri önergelerle değiştirilmiş veya tasarıdan çıkarılmıştır. Tasarıda yapılan değişiklikler AKP'li Komisyon üyeleri ile Hükûmet arasındaki görüş ayrılıklarını ve hazırlığın yetersiz olduğunu ortaya koymuştur. Zaman zaman aynı madde üzerinde AKP'li üyeler tarafından 1'den fazla önergenin verildiği olmuştur. Bu değişikliklerden bazıları grubumuzun verdiği önergelerde de dile getirilmesine rağmen muhalefet talep ve önergeleri genelde dikkate alınmamış, AKP Grubunun önergeleri doğrultusunda değişiklikler yapılmıştır. Yalnızca Türkiye İhracatçılar Meclisi statüsünün değiştirilmesi ve 5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'da değişiklik öngören hususların maddelerinin tasarıdan çıkarılması konusunda Komisyonda partilerin ortak yaklaşım sergilediği gözlenmiştir. Tasarının 13'üncü maddesi üzerinde verilen paralel önergeler çerçevesinde madde tasarıdan çıkarılmıştır. Bunun sonucunda, Türkiye İhracatçılar Meclisi Kanunu'nda değişiklik öngören ilgili diğer maddeler de AKP Grubunun önergeleriyle tasarıdan çıkarılmıştır. Bakanlığın bu husustaki maddelerden neden vazgeçtiği tam olarak da anlaşılamamıştır.

Değerli milletvekilleri, yer seçimleri, yönetimleri, büyüklükleri ve bunun gibi konulardaki sorunlar nedeniyle serbest bölgelerimizin performansı tartışılabilir ancak aradan geçen sürede serbest bölge modelimizin geliştirilmesi, üretim, istihdam ve ihracata olan katkısının artırılması yerine, bazı kötüye kullanımlardan hareketle, bu bölgelere karşı kamu idarelerinde oluşan olumsuz yaklaşımların etkisiyle, serbest bölgeler aleyhine düzenlemeler ve uygulamalar birbirini takip etmiştir.

2004 yılında yürürlüğe giren 5084 sayılı Kanun'un 9'uncu maddesiyle 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'nda yapılan değişiklikler ve sonrasında muhtelif kamu kurumlarının uygulamaları, serbest bölgelerimizin gelişimini ve gelecek beklentilerini olumsuz etkilemiştir. Yapılan düzenlemelerin etkisiyle, 2004 yılından sonra Türkiye'de yeni nesil serbest bölge kurulmadığı gibi, mevcut serbest bölge modelimizin daha iddialı üretim ve ihracat artışını sağlayabileceği özel ekonomi bölgeleri gibi yeni model çalışmaları, arayışları da sonuçlandırılamamıştır. Ayrıca, ilk olarak Bakanlar Kurulunca 9/3/2015 tarihinde kararlaştırılmış olan kanun tasarısı 22/4/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Ahrazoğlu, tamamlayınız, buyurunuz.

MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Devamla) - Tasarı ekinde imzası bulunan Bakanlar Kurulu üyelerinin önemli bir kısmı, Ekonomi Bakanı da dâhil olmak üzere, değişmiş ancak İç Tüzük'ün 77'nci maddesi uyarınca hükümsüz sayılan, anılan Bakanlar Kurulu kararı hiçbir değişiklik yapılmadan 23/2/2016 tarihinde Kanunlar Kararlar Genel Müdürlüğü yazısı ve dönemin Başbakanının imzasıyla tekrar Meclise sunulmuştur. Kapak yazısında ilgili Bakanlar Kurulu kararının yenilenmesinin uygun görüldüğü ifade edilmesine rağmen, yenilemeye ilişkin Bakanlar Kurulu kararı talep etmemize ve kanunun geneli üzerinde konuşmacımız, Genel Başkan Yardımcımız Sayın Emin Haluk Ayhan Bey'in ısrarla sormasına rağmen hâlâ Komisyona veyahut da tarafımıza sunulmamıştır. Bunun bir an önce Sayın Bakanımız tarafından tarafımıza verilmesini bekliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Ahrazoğlu.