| Konu: | AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 22.01.2017 |
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; Meclis uzun bir müzakere neticesinde Anayasa değişiklik teklifinin halka gitmesine karar verdi. Öncelikle hayırlı olsun.
Bu müzakere sürecinde Mecliste diğer kanun görüşmelerinden biraz daha farklı bir atmosferin teşekkül ettiğini söyleyebiliriz. Protesto eylemleri, kürsüye yönelik iki girişim ve çeşitli stratejiler ama temelde gerek Komisyon aşamasında gerek Meclisteki çalışmalarda meşruiyetin sınırlarını koruma konusunda herkesin nihai noktada bir dikkatinin ve ihtimamının olduğunu gördük. Esasen başlangıçta da ortak kanaat bu istikametteydi.
Şunu belirtmeliyim: Meşru mecralarda, sadece Türkiye için değil dünyanın her yerinde meşru mecralarda, işin usulüne uygun bir tarzda yapılması konusunda iktidar daha dikkatlidir. Niçin? Çünkü zaten meşruiyet içerisinde kendi tasavvur ettiği neticeyi elde edebileceği, bu sonucu sağlayabileceği imkânlara ve araçlara sahiptir. İtiraz edenler, muhalefet ise, elbette yine itirazlarını meşru mecralar içinde yaparlar ama aynı zamanda, daha etkin olmak, iktidar üzerinde, iktidarın kararı üzerinde mümkünse bir baskı oluşturmak ve bu kararı değiştirme yolu olarak başka yol ve yöntemleri de denemek için biraz gerilime, stratejik birtakım yöntemlere başvururlar. Dünyanın her yerinde, aşağı yukarı, iktidar ile muhalefet arasında meşru mecralardaki müzakerelerde, tartışmalarda bu şekilde bir karşı pozisyonun ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Anayasa değişiklik teklifine ilişkin de Mecliste yaşanan tablolar -muhalefet derken Cumhuriyet Halk Partisi ve Halkların Demokratik Partisi bakımından- bu söylediğim şablona uygun bir şekilde cereyan etmiştir diyebilirim.
Bu teklife nihai olarak millet karar verecek ve millete gitmesi, milletin nihai olarak kararı vermesi konusunda da ilke düzeyinde sanıyorum Mecliste kimsenin itirazı yok. Herkes gidip milletimize, kendi kanaati istikametinde görüşlerini beyan edecek, sonucu etkilemeye çalışacak, bütün bunları demokratik usullere uygun bir şekilde yapacak. Bunların hepsi haktır. Bu değişiklik teklifinin kazananı, inşallah, bütün millettir, bütün partilerdir; kaybedeni yoktur. Buradaki müzakerelerde farklı pozisyonlar olabilir, itirazlar olabilir ama unutmayalım ki itirazlar ve "evet" diyenler sonuçta kurallar çerçevesinde aynı mecraya akarlar, millet iradesinin teşekkül ettiği mecraya. Hepimizin dedikleri olmaz elbette ama nihai olarak ortaya çıkan karar, oyunun kuralları gereği, demokratik teorinin kuralları gereği herkesin iradesi olarak cereyan eder, o şekilde ortaya çıkar.
Burada bir hususa atıf yapmam gerekiyor. Özgürlük, demokrasi, haklar meselesine ilişkin bu değişiklik teklifine yönelik birçok itirazdan bahsedildi. Bunlar dile getirilebilir, söylenebilir ama zaman zaman abartılı bir dille buradaki muhalefetin anlatımını dinlerken âdeta Fransız İhtilali döneminde Saint Just'ün ruhunun yeniden uyandığı gibi bir intibaya kapıldığım da oldu. Saint Just'ün -Robespierre'in de arkadaşıdır, fikir babasıdır- çok meşhur bir sözü vardır "Özgürlüğün düşmanlarına karşı özgürlüğün tiranlığını kuracağız." demişti. Bu özgürlük meselesinde özgürlüğün tiranlığına varabilecek tarzda değerlendirmelerden, yol ve yöntemlerden kaçınmak esasen özgürlüğe karşı saygımızın gereği olmalı diye düşünürüm.
Kanunların ruhu üzerine Montesquieu'ya çok atıf yapıldı. Montesquieu, Fransız İhtilali öncesi onu hazırlayan düşünürlerden birisidir, kendisi de bir soyludur. "Kanunların Ruhu Üzerine" kitabı başlığından da anlaşılabileceği gibi, evet, kuvvetler ayrımından bahseder, yasaların nedenlerinden bahseder, Romalılardan bahseder, Montesquieu hayrandır ama sonuç olarak şunu söyler özü olarak: "Kanunlara ruhunu veren o ülkelerin ekonomik durumları, sosyal durumları, iklimleri, halkının karakteridir." Türk halkının karakteri nedir muhalefetteki değerli arkadaşlarımız? Atatürk ne diyordu? "Türk halkının karakteri, Türk milletinin karakteri özgürlüktür." Türk milleti bu karakterini en son 15 Temmuzda hep birlikte gösterdi mi? Gösterdi.
Dolayısıyla, buradaki her tür yasaya itirazlarınız olabilir, biz farklı kanaatteyiz... Ona ruhunu verecek olan, sizin de çok atıf yaptığınız Montesquieu üzerine söyleyecek olursak, Türk halkının özgürlük karakteridir, hiçbir endişeye kapılmanıza gerek yok.
Milletimiz nihai olarak hayırlı bir karar verecektir, bu da hepimizin başı üstünde olacaktır.
Bugünkü grup önerimizi Ramazan Bey mahiyeti itibarıyla anlattı. Genel Kurul takdir eder ve olumlu kararla bunu onaylarsa, inşallah, 7 Şubattan itibaren yeni çalışma dönemini başlatacağız.
Çok teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bostancı.