Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 62 |
Tarih: | 19.01.2017 |
MİZGİN IRGAT (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu maddede konuşma yapmadan önce, bu Mecliste yaşadıklarımız, gerçekten var olan Anayasa sisteminin neleri getireceğinin yani topluma verdiğimiz mesajdan da anlaşılacağı üzere şiddet dolu günleri, birbirine tahammülün azaldığı, farklılıkların birer sorun olarak görüldüğü bir sisteme doğru gittiğimizin en büyük ispatıydı.
Değerli milletvekilleri, bundan önce ta 1215'te Büyük Özgürlük Fermanı, kralın yetkilerini halk ve hukuk karşısında azaltan ilk belgedir. O günden bugüne, Montesquieu'den bir sürü hukukçuya kadar yıllarca engizisyonlarda, haksız, hukuksuz Orta Çağ'ın karanlığında ve binlerce emek ödeyerek gelen insanlık tarihi, bugün, hak, hukuk, özgürlük ve demokrasi noktasında çok önemli bir noktayı, bir ivmeyi yakalamıştır ama önümüze getirilen yasa tasarısına baktığımızda ise yetkileri toplayan, hak ve hukuk üstünlüğünü, demokrasiyi 2'nci, 3'üncü, belki de en son planda tutan bir çalışma olarak önümüze getirilmiştir.
Olağanüstü dönemlerde, darbe dönemlerinde yapılan anayasaların ne kadar sancılı olduğunu hepimiz yaşayarak öğrendik. 1982 Anayasası'nın büyük bir oranla kabul edilmesi, yasanın meşru olduğu anlamına gelmemektedir. O günden bugüne yüzlerce sorunu bünyesinde barındıran, ruhunda özgürlüğü barındırmayan darbe anayasasından çok acılar çektik, çekmeye devam ediyoruz. Farklı toplumsal kesimlerin demokratik taleplerinin görülmediği, aksine toplumsal sorunların artarak derinleştiği, Türkiye'nin Osmanlı'daki Meşrutiyet Dönemi dâhil yüz yılı aşkın bir süreçte denenen parlamenter sistemin eksik, aksak yanlarını tamamlama yerine, kuvvetler ayrılığını daha çok önde tutma yerine, hukukun üstünlüğünü öncelemek yerine, demokrasinin güçlendirilmesi yerine dünyada bir benzeri olmayan, hiç denenmemiş bu sistemin, rejim değişikliğinin, sistem değişikliğinin getirilmesinin nedeni nedir? Buradan sormak isteriz: Bu ihtiyaç nereden doğdu? Parlamenter sistemi çok mu iyi işletiyordunuz? Kaç dönemdir, bizim de bir buçuk yılına şahit olduğumuz Meclis çalışmasında istediğiniz tüm yasaları zaten buradan yasalaştırıp geçirdiniz, yapmak istediğiniz her şeyi zaten yaptınız, fiilî anlamda başkanlığı layıkıyla, kendi istediğiniz şekilde zaten yürüttünüz. Şu andaki bu sistem değişikliği Alevileri, kadınları, Kürtleri, toplumun tüm kesimlerini içerisinde barındırmayan ve meşru bir tartışma ortamından geçirilmeyen bu değişiklik dayatmasını biz gerçekten anlamıyoruz. Bunun sancıları burada, işte şiddet görüntüleriyle kendisini ele veriyor aslında.
Değerli milletvekilleri, en büyük sorunlarımızın başında merkezîleşme sistemi gelmektedir. Türkiye'de, daha doğrusu yaşadığımız coğrafyada 19'uncu yüzyıldan itibaren başlayan merkezîleşme programı, bu ülkenin bugüne kadar yaşamış olduğu en büyük sorunların başında gelmektedir. Ademimerkeziyetçi ilkeden vazgeçerek yani yerelden uzaklaşarak merkeze yaklaşmayı, otoriterleşmeyi bu ülkenin önünde duran en büyük sorun ve neden olarak görüyoruz.
17'nci, 18'inci yüzyıla kadar üç yüz otuz yıl Kürtlerin, Kürt beyliklerinin özerk bir sistemde yaşadığı, Amasya Tamimi'nde, Amasya Sözleşmesi'nde de görüldüğü üzere, sorunsuz bir şekilde yerelin yetkilerinin artırılarak, yerel özgünlükleri dikkate alınarak yaşanan üç yüz otuz yıl içerisinde herhangi bir sorun yaşanmamıştır. Ne zaman ki merkezîleşme programı gündeme alındı, işte tam o gün inkârın, işte tam o gün sorunların başladığı gün oldu ve bugüne kadar da devam etti.
Bizler yerel güçleri artırmadıkça, belediyelere ilişkin bütün geri düzenlemeleri düzeltmedikçe, koymuş olduğumuz şerhleri kaldırmadıkça Türkiye olarak demokratik bir seviyeyi yakalayamayız diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Irgat.
MİZGİN IRGAT (Devamla) - Bu temelde, oryantalist, ideolojik paradigmalarla bugüne kadar coğrafyamıza dönük olan bakış açılarından kurtularak, bu toplumun gerçek sorunlarını gerçek muhataplarıyla çözerek ve demokratik temelde yepyeni bir anayasayla bu ülkenin tüm sorunlarını çözebiliriz.
En başta, daha önce arkadaşlarımız dile getirdi, en önemli fay hatlarını, Kürt sorununu, Alevi-Sünni sorununu, kadınların ve gençlerin sorununu gerçek anlamda çözebiliriz ama dayatmacı politikalarla değil, Meclisin yetkilerini 11'inci maddedeki gibi kaldıran bir sistemle değil, Meclisin onurunu, itibarını ve yetkilerini artıran bir sistemle.
Çok iyi biliyoruz ki 11'inci maddede yazılan şey hem siyasi hem fiilî anlamda imkânsızdır. Bu Meclis, geçtiği takdirde, hiçbir Cumhurbaşkanını görevinden alamayacaktır. Bu Meclisin yetkilerini elinden alan fesih yetkisini düzenleyen bu madde...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MİZGİN IRGAT (Devamla) - ...hukuka aykırı bir maddedir.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Irgat.
MİZGİN IRGAT (Devamla) - Söz konusu teklif adına hepinizin "hayır" demesini bekliyorum.
Saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)