| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 61 |
| Tarih: | 18.01.2017 |
TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, şu ana kadar yapılan konuşmalar ışığında şunu ifade etmem lazım: Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir, hiçbir mesleğin de suç işleme hakkı yoktur; özgürlükler ile terörü birbirinden dikkatle ayırmak lazım.
CHP grup önerisi basın özgürlüğüyle ilgili bir konuya dikkat çekti. Bu konu bu kürsüde defalarca konuşuldu ve her seferinde ifade ettiğimiz bir gerçeklik var: Basın mensuplarının haklarının korunması, çalışma şartlarının günün ihtiyaçlarına göre güncelleştirilmesi ve iyileştirilmesi bizim için de çok önemlidir. Bu meslekte emeklilik hakkı alacak kadar işin mutfağında çalışmış bir milletvekili olarak söylüyorum, aynı zamanda basın emekçisi olarak söylüyorum, basının özgürlüğü, ifade özgürlüğü çok değerlidir ama bu basın ahlakıyla da doğru orantılıdır. Niye? Çünkü, bir özgürlüğün sınırı bir başka özgürlükle birlikte tespit edilir ki işte 15 Temmuz gerçeğinde basının bu aradaki üstlendiği görev çok değerlidir.
Bakınız, 15 Temmuzda, bu süreçte darbe kalkışmasının yaşandığı saatlerde yani bu Meclis kürsüsünde, bu Meclis salonunda, milletvekillerimizin yanında basın emekçileri kendi görevlerini yapmışlar ve her türlü tehdide karşı tek yürek olmuşlar, darbecilere karşı yayınlarını sürdürmeye devam etmişler, halka demokrasi direnişinde cesaret vermişler ama en önemlisi de dünyaya çok güzel bir basın fotoğrafı vermişler, bu konuda çok değerli bir yayıncılık örneğine de imza atmışlardır.
Yine, özellikle ifade etmek isterim ki yapılanları göz ardı ediyoruz her seferinde. Buraya çıkan her konuşmacı basın özgürlüğünden bahsederken, basınla ilgili neler yapıldı, kanuni düzenlemeler, Basın Kanunu'nda yapılan değişiklikler, uyum yasaları çerçevesinde gerçekleştirilen yasal düzenlemeler hep es geçiliyor. Ben hatırlatma babında üç beş tanesine özellikle dikkat çekmek istiyorum.
Dönemimizde, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları döneminde, yargı reformları paketleriyle, ifade ve düşünce özgürlüğünün önündeki engel teşkil eden hükümler kaldırılmıştır.
Basın-yayın yoluyla ya da sair düşünce açıklama yöntemleriyle işlenmiş suçlara ilişkin dava ve cezaların infazının ertelenmesi de sağlanmıştır. Bunu kim yaptı? AK PARTİ yaptı.
İfade ve düşünce özgürlüğü kapsamında, birinci uyum paketiyle, dönemimizde, ifade özgürlüğü alanının genişletilmesi amacıyla Terörle Mücadele Kanunu'nun 7 ve 8'inci maddeleri değiştirilmiştir.
Hemen ikinci uyum paketine dikkat çekiyorum. Yine Basın Kanunu'nda yapılan değişiklikle, basılmış eserlerin dağıtımının önlenmesi veya toplatılması hâkim güvencesine bağlanmıştır mesela.
Hemen üçüncü uyum paketinde -ama lütfen buna dikkat ediniz- yine Basın Kanunu'nda yapılan değişiklikle, basın yoluyla işlenen suçlar için öngörülen tüm hapis cezaları kaldırılmıştır. Dikkat ediniz, "basın yoluyla işlenen suçlar" diyorum, "teröristler" ya da "katiller" demiyorum.
Dördüncü uyum paketiyle de yine Basın Kanunu'nda yapılan değişiklikle, mesul müdür ve yazı sahibinin haber kaynaklarını açıklamaya zorlanmasının önüne geçilmiştir. Bütün bunlar çok önemli yasal düzenlemelerdir ama ben devamına işaret etmeyeceğim.
Şuna özellikle dikkat çekmek isterim: Basın özgürlüğünün korunması önemlidir ama elbette bu özgürlüğün istismar edilmemesi de aynı ölçüde önemlidir. Mesleğimiz size suç işleme özgürlüğü... Hiçbir meslek de suç işleme özgürlüğü yoktur. Basın özgürlüğü basın ahlakıyla birlikte gelişebilecek bir kavramdır ve bu ikisi bir arada yürürse gelişme ancak o zaman sağlanabilir.
İçerik ve yayınlarına ellerinde uzun namlulu silahlar bulunan örgüt mensuplarının fotoğraflarını koyanları, silahlı terör örgütünün yayın organı fonksiyonunu üstlenenleri, çatışmalarda ölen kişileri ve eylemleri, Türkiye Cumhuriyetine karşı silahlı isyan ve saldırıda bulunanları öven yayınlar yapan gazetelerde yayınlanan içerik ve görselleri düşünce, ifade veya basın özgürlüğü kapsamında değerlendirebilir misiniz? Hayır. Terör örgütünü övmek, terör seviciliği yapmak gazetecilik olamaz, hiçbir ülkede olmadığı gibi. Türkiye Cumhuriyeti devleti de hukuk devletidir; Türk Ceza Kanunu'nda, Terörle Mücadele Kanunu'nda gereği neyse o yapılır.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinde Anayasa değişiklik kanunu teklifimizin ikinci tur oylamaları var. Öncelikle ifade etmek isterim ki gerek birinci tur oylamalarında gerekse Anayasa Komisyonu çalışmalarında bu kanuna emek vermiş, kanun teklifiyle ilgili görüş ve ifadelerini Mecliste ve Komisyonda belirterek katkı sunmuş tüm değerli milletvekillerimize de buradan teşekkürlerimi, şükranlarımı sunmak istiyorum. Çünkü nihai kararı çok değerli, aziz milletimiz verecektir. Ben diyorum ki bu sistem, bu Anayasa değişikliği ülkemizin istikrarı ve istikbali demektir. Cumhurbaşkanlığı sisteminde koalisyonlar yok, kaos yok, istikrar ve istikbalimiz vardır. Yine, Cumhurbaşkanlığı sistemiyle kuvvetler ayrılığı var, otoriter yönetim yoktur. Yine, Cumhurbaşkanlığı sisteminde Meclisten çıkan hükûmet yerine doğrudan milletin iradesiyle seçilen iktidarlar var demektir. Dolayısıyla, Anayasa değişiklik teklifini önemsiyoruz. Bu Anayasa değişiklik teklifimize millî iradenin, aziz milletimizin son sözü söyleyeceğine ve bu konuda aziz milletimizin son noktayı koyacağına yürekten inanıyor ve hayırlı olmasını diliyor, bu duygu ve düşüncelerle de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - "Hayır"lı olacak inşallah.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kaynarca.