GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:60
Tarih:17.01.2017

ALİ ATALAN (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Söz almışken ülke gündemini gölgeleyen ve domine eden Anayasa değişikliğiyle ilgili bazı hususlara dikkatinizi çekmek istiyorum. Malum, ikinci tur oylama da eğer birinci tur gibi sonuçlanırsa 18 maddelik bu paket, halk oylamasına sunulacak; sunulacak ama nasıl? Konunun teknik içeriğine ve olası sonuçlarına ilişkin birçok şey konuşuldu, birçok arkadaş değindi ama hangi şartlar altında, nasıl bir atmosferde seçim olacak, seçmen, sandık başına gidecek; bu konu, kanımca yeterince dikkate alınmamaktadır. Ortalama demokratik bir ülkede sıradan bir anayasa değişikliği veya yasa değişikliği teklif edildiğinde öncelikle komisyonda etraflıca ele alınıp farklı görüşteki uzmanlardan, farklı görüşteki STK'lardan görüş alınır, kamuoyunda ve basında farklı kesimlerce kapsamlı bir şekilde tartışılır. Bu, maalesef yapılmamıştır. Bu, bir.

İkinci husus ise bu teklifin Parlamentoya getiriliş, Parlamentoda tartışılma şekli ve usulünün tarihe kara bir leke olarak geçeceği aşikârdır.

Diğer boyutu ise değerli arkadaşlar, hedeflenen referandumun gerçekleşmesi durumunda içinden geçtiğimiz koşullara bir bakalım. OHAL rejiminin ülkenin bütününde egemen olduğu, daha geçenlerde Meclisin önündeki müdahaleden de anlaşılıyorken, insanlar özgürce gösteri ve toplantı yapamıyorken bu referandum, nasıl demokratik koşullarda gerçekleşebilir; merak ediyorum. Türkiye'nin üçüncü büyük partisinin eş genel başkanları, grup başkan vekilleri, milletvekilleri, belediye eş başkanları, partimizin yüzlerce yöneticisi ve üyesi çökertme operasyonlarıyla tutuklanmışken, bölgede partimizin il ve ilçe kongrelerini bile biz rahat yapamıyorken, seçim bölgem Mardin başta olmak üzere birçok bölgede özel güvenlik bölgeleri ilan edilmişken bu referandumun demokratik geçeceğini ve sonucun meşru olacağını kim söyleyebilir, kim garantileyebilir? Bu bağlamda, somut bir örnek vermek gerekirse daha geçen hafta Nusaybin'de başta belediye eş başkanlarımız Sara Kaya ve Cengiz Kök olmak üzere birçok arkadaşımız gözaltına alınmıştır. Siyasi operasyonlarda AKP'nin il ve ilçe teşkilatları âdeta devlet eliyle partimizi tasfiye etmeye çalışmaktadır.

Değerli arkadaşlar, Ahmet Türk gibi hümanist bir kişiliğe yönelik sergilenen tutum ortadayken, kurgulanan bu tekelci siyasal sistemle neler yapılabileceğini öngörmek için herhâlde kâhin olmak zorunlu değildir. Burada sormak istiyorum: Bu Anayasa değişiklik süreci normal demokratik ve olağan koşullarda, yani ülke belirli bir normalleşme sürecine girdikten sonra eğer olmuş olsaydı ne zararı olurdu, merak ediyorum. Her şeyden önce sormak lazım: Neden bu acele? Burada bulunan hemen hemen herkes, bütün arkadaşlar, mevcut Anayasa'dan yani 82 Anayasası'ndan haklı olarak şikâyet eder, herkes değiştirilmesinden yanadır ama burada görülmesi gereken bariz ve aleni bir tutarsızlık mevcuttur. Anayasa'nın en antidemokratik, en çağ dışı ve günümüzle hiç uyuşmayan hükümleri mevcutken ve öncelikle bunların değiştirilmesi gerekirken, özellikle mevcut durumda siyasi bir hükûmet krizi ortada yokken, üstüne üstlük "Biat et, rahat et." diyen uysal bir Başbakan Hükûmetin başındayken bu türbülanslı dönemde mutlak iktidar hırsıyla Anayasa'nın bu bölümünü değiştirmeye kalkışmak ne anlama gelir?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ ATALAN (Devamla) - Eskiye takılmayan, köhnemiş bir anlayışı savunmayan özgürlükçü, demokratik, uygar bir cumhuriyet anayasası oluşturmak isteyen bizim partimizdir.

Saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)