| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 14.01.2017 |
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, hata yaptığınızda sizi uyaran, size doğru yolu gösteren birinden daha öte dost yoktur. Şimdiye kadar muhalefete kulaklarınızı hep tıkadınız, en yapıcı eleştirilerimizi dahi düşmanlık saydınız ancak değerli arkadaşlar, bu defa farklı. Geçmişte yaptığınız hataların bedelini hep birlikte ödedik, ödüyoruz. Ancak şimdi yapmaya hazırlandığınız Anayasa değişikliği sonrasında ortaya çıkacak hatanın bedeli çok daha ağır olabilir, dolayısıyla bu defa muhakkak bize kulak vermelisiniz. Tüm eksikliklerine rağmen, ülkemizin tam demokratik, çağdaş ve gelişmiş bir hukuk devleti olma potansiyeli hep sürdü. Askerî darbeler dahi bu potansiyeli ortadan kaldıramadı. Fakat şu an teşebbüs ettiğiniz Anayasa değişikliğinin bu potansiyeli tümüyle ortadan kaldırması söz konusu. Yaklaşık iki yüz yıllık bir yürüyüşe nokta koymak üzeresiniz. Basit bir yasal değişiklikten bahsetmiyoruz, Türkiye gemisinin rotasında esaslı bir değişiklikten bahsediyoruz, ışıkların tümüyle kapanmasından, ülkemizin bir Asya tiranlığına dönmesinden bahsediyoruz.
Bakın, okuduğunuz gazetelerde sizi uyaracak hiç kimse yok. Kendi dünyanızın aydınları sizi alkışlama yarışı içerisinde. En yakınınızdaki iş insanları ya menfaat ya korkuyla tamamen paralizi olmuş durumdalar. Bizden başka sizi uyaracak hiç kimse yok. Bizi götürmek istediğiniz yerde hukuk devletinin, demokrasinin, laikliğin, özgürlüğün olmadığını ve olamayacağını size bizden başka anlatabilecek hiç kimse yok.
Geleceğimize kıymadan bir kez daha düşünün, biz bu değişikliği neden yapıyoruz? Konuyu rasyonel düzlemde tartışabilmek amacıyla şahısları bir kenara koyalım. Önerilen Anayasa değişikliğinin amacı, yürütmede gücü mutlaklaştırmak ve yoğunlaştırmak. Peki, buna neden ihtiyaç duyuyorsunuz? Bu şekilde hangi problemi çözeceksiniz? 2002'den beri iktidardasınız. Yürütmenin gücü eksik olduğu için çözmek isteyip de çözemediğiniz hangi problem var?
Mesela, eğitim kalitesini yükseltecektiniz de bu sistem mi engel oldu? Mesela, işsizlik sorununu çözecektiniz de mevcut sistem mi size sorun çıkardı? Mesela dolar, Sayın Binali Yıldırım'ın varlığı nedeniyle mi yükseliyor? Mesela terör, Başbakanlık makamı olduğu için mi Türkiye'de bu kadar şiddetli arttı?
Değerli milletvekilleri, biz bu teklife "rejim değişikliği" diyoruz, siz "sistem değişikliği" diyorsunuz. Teknik detaylar burada çokça tartışıldı, başka bir sorunun peşindeyim. Hukuk devletinden neden vazgeçmek istiyorsunuz? Demokrasiden neden vazgeçmek istiyorsunuz? Sizi bu kadar ciddi bir yanlışa sürükleyen neden ne? İçinizde çok değerli hukukçular var, böyle bir teklife vicdanen rahat bir şekilde "Evet." diyeceğine inanmadığım milletvekilleri var. Şayet "Ben ayrı düşmeyeyim, benim başıma bir şey gelmesin." endişesi taşınıyorsa yani bir anlamda "Sürüden ayrılanı kurt kapar." endişesi hâkimse şunu unutmayalım arkadaşlar: Koyunları satan da, yiyen de hep çobanlardır. Çekinmeyin, yanlışa "Yanlış." diyebilmelisiniz.
Bir an için sizin dediğiniz üzerinden gidelim, bu teklif bir rejim değişikliği olmasın, bir sistem değişikliği olsun. Başkanlık sistemi de değil ama hadi öyle olsun. Gelişmiş demokratik ülkeler arasında parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçen ülke var mı arkadaşlar? Yok. Bakın, ben size söyleyeyim, sadece Sahra Çölü'nün güneyindeki bazı Afrika ülkelerinde böyle bir geçiş olmuş. Bu ülkeler de Zimbabve, Gana ve Malavi. Her 3'ünde de büyük acılar yaşanmış ve diktatörlük kurulmuş.
Değerli milletvekilleri, bakın, değerlerimizin yitirildiği bir dönemdeyiz. Bütün kavramların içinin boşaltıldığı, manipüle edildiği bir dönemde, üstelik OHAL koşulları altında yaşamsal bir değişikliği tartışıyoruz. Sayın Başbakanın çıkıp burada Başbakanlığının gereksizliğini ayakta alkışladığı bir durum gerçekten izaha muhtaçtır. Yetki ile sorumlulukların, sınır ile çerçevenin, millî olan ile şahsi olanın, ferman ile yasanın, hukuki olan ile fiilî olanın bilerek, isteyerek karıştırıldığı bir dönemde Anayasa tartışıyoruz. Bu usulden, bu yöntemden dönün arkadaşlar. Gazi Meclise yakışmayan bu teklife "Hayır." deyin, bu yanlışlık, bu ayıp son bulsun diyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)