GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:58
Tarih:14.01.2017

AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, muhterem vatandaşlar; konuşmama başlamadan önce, Bitlis'te teröristlerle çıkan çatışmalarda şehit olan 2 jandarmamızı rahmetle anıyor, ruhları şad, mekânları cennet olsun diyorum.

İçinde bulunduğumuz şu kritik günlerde hem içeriden hem dışarıdan yüce Türk milletinin birlik ve beraberliğine kastedenlere binlerce kez lanetler diliyorum. Allah, milletinin güvenliğini ve bu güvenlik için dağ taş demeden gece gündüz görev yapan kahraman Türk evlatlarını korusun.

Kıymetli vatandaşlarımız, her gün biraz daha uçuruma yaklaşan sağlık politikalarından, sağlık hizmeti alan vatandaşlarımız kadar sağlık hizmeti veren sağlık personelimiz de olumsuz bir şekilde etkileniyor. Baştan aşağı paralı bir hâle gelen sağlık hizmetlerinde Hükûmet yanlış bir rayda ilerlemeye ve Türk milletine zarar vermeye maalesef devam ediyor. Bunca uyarılarımıza rağmen sağlığa ticarethane gözüyle bakan bu Hükûmet, bu uğurda, eğitimli ve yetişmiş Türk gençlerini kelimenin tam anlamıyla öğütüyor. 400 bin, evet, tam 400 bin Türk genci AKP hükûmetlerinin vaat ve demeçleriyle yardımcı sağlık personellerinde eğitim aldılar, teşekkür ediyoruz. Ancak, sağlık işletmecilerinden ağız ve diş sağlığı teknikerlerine, tıbbi sekreterlerden radyoloji teknikerlerine, diyetisyenlerden psikologlara tam 400 bin Türk genci bugün sağlık kurumlarında görev alamamaktadır. Bu, kabul edilebilir bir şey değil. AKP Hükûmeti tarih boyunca nasıl anılacak biliyor musunuz? Apartman üniversiteleri ve apartman sağlık meslek liseleriyle. Evet, yanlış duymadınız, AKP Hükûmeti sözlükte "apartman" ifadesiyle açıklanacak.

"Sağlığı şöyle iyileştiriyoruz.", "Şu kadar yardımcı sağlık personeli açığımız var.", "Bu eğitimi alan kimse işsiz kalmayacak." ifadeleriyle Türk gençlerini ve ailelerini milyarlarca lira borca soktunuz, bu gençlere eğitim aldırdınız. Şimdi bu kardeşlerimiz hakları olan bu iş yerlerine girmek istiyorlar.

Sağlık Bakanlığı 2017 personel alım ilanları geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Hükûmet olarak 16 bin sağlık personeli alacaksınız, ancak bunun sadece 4'ü yardımcı sağlık personeli. Yanlış duymadınız, sadece 4 kişi. Bakın, sizin ifadelerinizle ve teşviklerinizle bir meslek edinen ve hayatını şekillendiren 400 bin insandan söz ediyorum, 400 bin aile. Milyonlarca Türk vatandaşı şu anda sizin yanlış sağlık politikalarınızın ve personel yönetim modellerinizin cezasını çekiyor.

Hükûmetin anlayacağı dilde ifade edersem belki daha iyi anlaşılmış olur: En düşük ihtimalle 1,2 milyon seçmen yanlış politikalarınızın olumsuz sonuçlarıyla karşı karşıya. Bu insanlara taşeronluğu işaret ediyorsunuz. Bu gençlere "Köle olun, alt işverene para kazandırın ama asla insan onuruna yaraşan ücreti alamayacaksınız." diyorsunuz. Gerçekten yazık, gerçekten günah. Ne yazık ki bununla da bitmiyor. Size güvenerek ailelerinin okuttuğu bu gençlerin bazılarının aldığı eğitimin özel sektörde dahi tatbik edilmesinin önünü kapatıyorsunuz. Çünkü hâlâ meslek tanımını getirmediğiniz için aldığı sağlık eğitimi yerine hastanelerde yemek ve temizlik işleri yapmak zorunda kalıyorlar. Sizin teşviklerinizle gelip okudular ve şimdi aldıkları diplomaya yaraşır bir iş bile bulamıyorlar.

Sayın Hükûmet üyeleri, tüm samimiyetimle sizleri uyarıyorum. Bu politikalarınız sürdürülemez. Türk gençlerini resmen değirmen taşında öğütüyorsunuz. Bu vebalin altında kalırsınız. Babasının emekli maaşıyla okuttuğu ve yardımcı sağlık branşında eğitim alan Türk gençlerinin ahları hem bu dünyada hem de ahirette iki yakanızı tutar.

Muhterem vatandaşlar, daha önce verdiğimiz önergelerle kritik görevlerde bulunan radyoloji branşındaki sağlık çalışanlarımızın haklarını daha önce Mecliste gündeme getirmiştik. Radyoloji bölümlerinde çalışan cefakâr personelimizin en iyi koruyucu ekipmanlarla donatılmasını bir gereklilik olarak ifade etmiştik. Koruyucu ürünlerin ve emniyet tertibatlarının bizzat radyoloji görevlileri tarafından değerlendirilmelerinin önemini de ifade etmiştik.

Sayın milletvekilleri, nükleer tıp ve radyolojinin şakaya gelmeyeceğini görmek zorundayız. Bu alanda muhakkak sıkı bir denetleme mekanizması kurulmalıdır.

Son olarak bu kürsüden bizi ve Milliyetçi Hareket Partisinin sağlık politikalarını can kulağıyla dinleyen Sağlık Bakanımız Sayın Recep Akdağ'a huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.

Birincisi: Sadece tedavi edici hizmetlerle olmaz, koruyucu sağlık hizmetlerine önem verelim demiştik. Milliyetçi Hareket Partisinin sağlık politikalarının başında bu gelir demiştik. Sağlık Bakanımız, yapmış olduğu ifadelerde, özellikle bütçe konuşmalarından sonra, gereken önemi koruyucu sağlık hizmetlerine vermeye ve gereken bütçeyi tahsis etmeye başlayacaklarını ifade etmiştir. Teşekkür ederiz.

İkincisi: 3.500 aileye sadece 1 aile hekimi düşmektedir. Bu sayı çok azdır demiştik, kendisi de ifade etmişti. İşte şimdi, kendisinin ifadesiyle Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın ikinci fazında bu sayıyı artıracağını ifade etmiştir. Evet, doğru bir yaklaşımdır çünkü koruyucu sağlık hizmetlerini sağlayan aile hekimlerimizdir. Eğer aile hekimlerimize gereken önemi verirsek tedavi edici hizmetlere gereken önem azalmış ve sağlık hizmetlerine yapılan harcama da azalmış olur.

Üçüncüsü: Sadece aile sağlığı merkezleriyle yeterli sağlık hizmeti verilemez demiştik. Bu kürsüden defalarca ifade ettiğimiz gibi, multidisipliner sağlık merkezlerinin hayata geçmesi gerekir. Yani ne demektir multidisipliner sağlık merkezleri? İçinde aile hekimi, hemşire, diş tabibi, psikolog, diyetisyen, tıbbi sekreterin bulunduğu, hastanın ilk başvurduğu zaman kendi sorununun yüzde 98'inin orada çözümlenebileceği bir sağlık merkezi kurulacağını, bunun kurulması gerektiğini ifade etmiştik. Peki, bu ne sağlar?

Birincisi: Vatandaşımız orada işini beş dakikada hâlleder.

İkincisi: Harcanan sağlık parası yani 114 milyar TL'nin büyük bir kısmı harcamadan geri kalır, bu parayı başka yerlere aktarırız.

İşte şimdi, Sağlık Bakanımız, bizim bu önerimizi kendi ifadesiyle "Yaşam merkezleri kuracağız." diye ifade etmektedir. Tekrar teşekkür ediyoruz. Eski Sağlık Bakanımız, şimdi yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu da üniversite hastanelerindeki sağlık çalışanlarının yani sağlık personelinin kadro sorununu defalarca dile getirmemizden sonra bu alandaki mağduriyetin sona erdirileceğini bir hafta önce açıklamıştır. Tekrar teşekkürümüzü ifade ediyoruz.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Başbakan da teşekkür bekliyor.

AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - İyiye giden bir Türkiye için Hükûmetin muhalefetle istişarede bulunmasının önemini tekraren gözler önüne sermek istedik. Umarım Hükûmet, bu istişareleri ve Milliyetçi Hareket Partisinin öneri ve görüşlerini dikkate almaya devam eder.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Tayyip Bey de teşekkür bekliyor.

AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Son olarak, buradan Sayın Sağlık Bakanımızdan değil, Sayın Sağlık Bakanımız ve Sayın Başbakandan bir isteğimiz var: Sağlık çalışanlarının özlük haklarını iyileştirmelerini yani maaşları ve döner sermayelerini emeklilik maaşlarına yansıtmalarını ve söz verdikleri yıpranma paylarını buradan vermelerini istirham ediyorum.

Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)