GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:57
Tarih:13.01.2017

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben bu akşam size diktatörlük ile demokrasi arasındaki farklılığı izah etmeye çalışarak başlayacağım. Ağır bir konu sizin açınızdan, onun farkındayım.

Değerli milletvekilleri, ikisi arasındaki temel fark egemenlik hakkıyla ilgili. Diktatörlük rejimlerinde egemenlik kayıtsız ve şartsız diktatöre aittir. Demokrasilerde ise egemenlik kayıtsız şartsız -şurada yazılı olduğu gibi- millete aittir. İşte bizim sizinle aslında bu görüşmelerde temel kavgamız bu. Size şunu anlatamıyoruz: Bakın, Osmanlı'nın son elli yılından itibaren peyderpey de olsa egemenlik millete verilmiş. Şimdi, siz, bu yüz elli yıllık süreci tersine döndürüp egemenliği yeniden milletin elinden alıp saraya vermeye çalışıyorsunuz. İşte bizim sizinle anlaşamadığımız konu bu. Bunu yaparsanız bunun adı demokrasi olmaz. Tipi ne olursa olsun bundan demokrasi çıkmaz.

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Sen onu anlamazsın.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Onu anlatmaya çalışıyorum size ama anlamıyorsunuz tabii.

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Millet seçti, millet.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Gerçi arkadaşlarımız büyük bir gayret içerisinde kaç gündür size laf anlatma konusunda ancak ben o kadar gayretli olmayacağım çünkü umudumu yitirdim sizden. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

AHMET UZER (Gaziantep) - Hadi be!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Sayın milletvekilleri, bu maddede fesih yetkisi düzenlenmiş ancak şu fesih yetkisi konusunu şöyle bir irdeleyelim, nasıl olacak bu? Şimdi, yeni sistemde partili bir cumhurbaşkanı var, muhtemelen partinin genel başkanı. Yüzde 50 civarında oyla seçilmiş, yüzde 51'le seçilmiş. E, millî irade burada, yüzde 100'ü temsil ediliyor toplumun, milletin. Şimdi, yüzde 51'le seçilen bir partili cumhurbaşkanı burada değişik partilere mensup milletvekillerinin bulunduğu ve millî iradenin yüzde 100 tecelli ettiği Parlamentoyu feshedecek, hem de sebepsiz, sebep dahi göstermeden. Yani, buradaki bir konuşmaya kızıp belki ertesi gün Meclisi feshetmeye kalkacak, "Hadi buyurun, seçime gidelim." diyecek. Bunun kabul edilebilir bir yanı var mı sayın milletvekilleri? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Kendisi ne olacak?

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - 1 Kasımda niye kabul etti?

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Sayın milletvekilleri, sizin sorununuz şu: Siz "millî irade" deyince sadece Recep Tayyip Erdoğan'ı anlıyorsunuz, millî iradeyi sadece Recep Tayyip Erdoğan temsil ediyor zannediyorsunuz.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Milleti anlıyoruz, milleti! Milleti anlıyoruz!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Kendinizi küçümsüyorsunuz, bizlere haksızlık yapıyorsunuz.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Her zaman milletten izin alıyoruz!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Bakın, şu Parlamentoda bulunan herkes millî iradeyi temsil ediyor, bizler millî iradeyi temsil ediyoruz. Yani, Recep Tayyip Erdoğan sandıktan çıkıp geldi. Biz nereden çıkıp geldik? Ağaç kavuğundan mı çıkıp geldik?

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Siz yüzde kaç aldınız? O yüzde 52 aldı, siz kaç aldınız?

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Biz de sandıktan çıkıp geldik. (CHP sıralarından alkışlar) Bizi Saray'daki caminin avlusunda bulup buraya mı getirdiler?

İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - O Saray'daki camiden rahatsızsınız siz!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Sandıktan çıkıp geldik, millî iradeyi asıl biz temsil ediyoruz, hem de yüzde 100'ünü biz temsil ediyoruz. Bunu anlamakta siz güçlük çekiyorsunuz.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Yüzde 100'ünü nasıl temsil ediyorsun ya! Performans ortada! 11 tane seçim kaybetmişsiniz, konuşuyorsun ya. Altmış yıldır iktidara oynuyorsunuz.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Sayın milletvekilleri, vallahi ben size laf anlatmaktan yoruldum, anlamıyorsunuz, arkadaşlarımız da yoruldu.

İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Sizin rahatsızlığınız Saray'daki cami, cami!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - O yüzden, müsaadenizle, size laf anlatmaktan vazgeçiyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Anlatamıyorsun!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Bu akşam burada çok değerli bir grubumuz var, ben onların vicdanlarına seslenmek istiyorum müsaade ederlerse.

Bakın, elimde tuttuğum Dokuz Işık Doktrini.

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Sen onu okumamışsın.

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Sen önce altı oku oku, bak ne hâle geldin.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Milliyetçi Hareket Partisi buna ciddi anlamda sahip çıkıyor, milliyetçilik konusunda ciddi bir sahiplenmesi var, milliyetçiliği yüceltiyor. Ben bu konuda saygı duyuyorum Sayın Genel Başkan, size ve grubunuza.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Kendine bak, kendine.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Diğer taraftan, bizim grubumuza bakalım, biz zaten milliyetçilik anlayışımızı Beştepe dağlarına yazmışız.

Peki, bir de bunlara bakalım. Sizin hiç milliyetçilikle ilgili derdiniz olmadı. (CHP sıralarından alkışlar)

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Terbiyesizlik yapma ya!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Sizin milliyetçilikle ilgili hiçbir kaygınız olmadı. "Siz milliyetçiliği ayaklar altına aldık." diyen siyasi hareketsiniz.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Etnik milliyetçilik o, etnik.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Dolayısıyla, ben Sayın Bahçeli'ye çok büyük saygı duyuyorum.

Sayın Bahçeli'nin ve Milliyetçi Hareket Partili milletvekili arkadaşlarımın vatan sevgisini, millet sevgisini, bilhassa da bayrak sevgisini çok iyi biliyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Bu tarafa bak, bu tarafa.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - O anlamda, şöyle bir çağrıda bulunmak istiyorum: Bakın, bayrağımızın çok güzel bir rengi var, al bayrağımızın. Bu renge de tıpatıp uyan bir oy pusulası var. (CHP sıralarından alkışlar) İsterseniz, uygun görürseniz o kırmızı renkli oy pusulasını o zarfa koyup kutuya atarsanız ülkemizi gerçekten büyük bir felaketten kurtarmış olacaksınız. Ben istirham ediyorum, takdir sizlerin.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.