| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 13.01.2017 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Atatürk'ün mirası parlamenter cumhuriyet rejimini değiştirecek Anayasa teklifinin 10'uncu maddesi üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum. İnanarak ve yürekten "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." diyen herkesi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, kısa da olsa, siyasi yaşamımda belki de ilk kez Hükûmeti eleştirmeden bir konuşma yapacağım. (AK PARTİ sıralarından "Oo" sesleri) Sadece başkanlık sistemiyle ilgili, halkın bana sorduğu soruları sizlere, milletvekillerine yönelteceğim ve sizleri vicdanınız ve yemininizle baş başa bırakacağım.
Halkımız soruyor: Anayasa değişikliği neden olağanüstü hâl döneminde yapılıyor? Korkudan hiçbir şey konuşamıyoruz, hiçbir şey yazamıyoruz. Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Türkiye kan gölüne dönmüşken, çiftçinin beli kırılmışken, emekliler sürünürken, ülkenin önemli bir kısmı açlık sınırının altında yaşarken, benim vekil olarak seçip gönderdiğim insanlar benim sorunumu çözmek yerine neden başkanlık sistemini getirmeye çalışıyorlar? Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Egemenliği saraydan alıp millete vermek uğruna, cumhuriyet ve bağımsızlık uğruna canlarını hiçe sayan, yediğimiz lokma, giydiğimiz hırka, oturduğumuz koltuk nedeniyle hâlâ borçlu olduğumuz, arkalarından ağıtlar yaktığımız on beşliler, egemenliğin halktan alınıp tekrar saraya verilmesini isterler miydi? Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Tüm yetkilerin tek elde toplanması, özgürlüğü ve bağımsızlığı uğruna ölümü göze alan bir millet için uygun mudur? Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Halkımız soruyor: Tek adam bir hata yaparsa veya daha önce örnekleri olduğu gibi, kandırılırsa, kendi seçtiği milletvekilleri Cumhurbaşkanını Yüce Divana gönderir mi? Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Diyelim ki milletvekilleri zor da olsa Cumhurbaşkanını Yüce Divana gönderdiler. Cumhurbaşkanının seçtiği Yüce Divan üyeleri adil bir yargılama yapabilir mi? Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Diyelim ki yargıladılar. Daha önce de örneğini gördüğümüz gibi, Cumhurbaşkanı "Ben Anayasa kararlarını tanımıyorum." derse ne olacak? Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Soruyor halkımız: Partisinin Genel Başkanı da olan Cumhurbaşkanı, "devlet başkanı" sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk milletinin birliğini temsil edebilir mi? Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Soruyor halkımız: Diyelim ki Anayasa'yı değiştirdik, bir süre sonra bu Anayasa Cumhurbaşkanına veya daha sonra seçilenlere dar gelirse ne olacak? Örneğini daha önce gördüğümüz gibi Cumhurbaşkanı Anayasa'ya ve ettiği yemine uymazsa ne olacak, yeni bir anayasa mı yapılacak? Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Bir kişinin millî güvenlik politikalarını belirlemesi doğru mudur? Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Halkımız soruyor: Cumhurbaşkanı ölürse ne olacak? Bizim seçmediğimiz bir insan geçici de olsa bu ülkeye nasıl hâkim olacak? Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Halkımız soruyor: Cumhurbaşkanının genel başkanı olduğu partinin il ve ilçe başkanları tıpkı vali ve kaymakamlar gibi Cumhurbaşkanını temsil edecekler. Bu işte bir yanlışlık yok mu?
"Seçilmiş yüzde 51 seçilmiş yüzde 100'ü feshedecek." diyorlar. Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Halkımız soruyor: Kim Cumhurbaşkanı olursa olsun bu kadar çok yetkiyle, dünyada birçok örneğini gördüğümüz üzere, insani özelliklerinin ve zaaflarının esiri olmaz mı? Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Dolar aldı başını gidiyor, ola ki referanduma gidildi, mevcut Cumhurbaşkanı "Bakın, 'evet' demezseniz istikrar bozulur." diyecek mi? Bu kez de bizi ekonomiyle mi korkutacaklar? Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Halkımız soruyor: Daha önce hiç denenmemiş bir sistemi milletimiz üzerinde deniyorsunuz, ya tutmazsa bedelini gene biz ödeyeceğiz. Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Halkımız soruyor: "Başkanlık sistemi olmazsa erken seçime gitmek kaçınılmazdır." diyerek milletvekilleri tehdit ediliyor. Koltuğunu korumak için rejimi değiştirecek bir milletvekili olabilirmiş gibi bir algı yaratılıyor. Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Değerli arkadaşlar, bu işin kazananı olmaz. Burada çok sınırda oylarla maddeler geçiyor.
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - O zaman halktan korkmaya gerek yok, halk gereğini yapar.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Çok sınırda oylarla maddeler geçiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Halktan niye korkuyorsunuz o zaman, halk gereğini yapar.
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Atıcı siz de.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Maddeler geçtikçe AKP milletvekilleri alkışlıyor kazanmış gibi.
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Korkunuz halktan, halktan korkuyorsunuz. Kopuksunuz halktan.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Hayır, bu işin kazananı olmayacak Sayın Vekilim. Eğer herhangi bir madde 330'un altında kalırsa inanın biz de kazanmayacağız. Bu iş referanduma giderse yüzde 51 "evet" çıksa veya yüzde 51 "hayır" çıksa geriye kalan yüzde 49 kaybetmiş olacak. Bu işin kazananı olmayacak. O yüzden, daha vakit geç olmadan, millet daha çok birbirinden ayrılmadan ve kutuplaşmadan gelin bu işin kazananı bütün milletimiz olsun. Bu teklifi geri çekelim. Evet, bu ülkenin ciddi anlamda iyi ve sivil bir Anayasa'ya ihtiyacı var. Bu Anayasa'yı birlikte yapma gücünü kendimizde görüyoruz, bunu yapabiliriz. Bunu milletimize hediye ettiğimizde, o zaman herkes kazanmış olacak. Gelin bu Anayasa'yı geri çekelim.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Halka inanın, güvenin, gerisi kolay.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.