GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:57
Tarih:13.01.2017

BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) - Teşekkürler Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan Anayasa değişiklik teklifinin 9'uncu maddesinde verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen değerli halkımı, cezaevinde bulunan eş genel başkanlarımı, grup başkan vekillerimi, milletvekili arkadaşlarımı buradan selamlıyorum.

Defalarca Adalet Bakanlığına başvurumuz oldu vekil arkadaşlarımızla görüşmek için ama maalesef hep reddedildi. Oradaki arkadaşların sağlık durumundan endişeliyim. Bir doktor olarak, bir hekim olarak onları ziyaret edememenin acısını, üzüntüsünü yaşıyorum. Bunun takdirini de kamuoyuna bırakıyorum.

Evet arkadaşlar, dün ve önceki gün Mecliste yaşanan şiddet ortamı ve sonrası yaşanan polemikleri buradan kınıyorum. Meclisin seviyesini düşüren -meslektaşlarımın da katıldığı- "köpek", "kuduz", "ısırma", "aşı", "karantina" gibi söylemlerin nahoş görüntüsü Meclisimize hiç yakışmamıştır.

Burada yasama faaliyetlerini yürütüyoruz ama Meclis ve toplum o kadar gerilmiş ki hoşgörü ve saygı ayaklar altında. Buradaki gerilim maalesef topluma da yansıyor. Bütçe görüşmelerinde "Bu gerilimi azaltalım, bu atmosferi dağıtalım, Meclisi ve toplumu gerecek söylemlerden kaçınalım, iç barışımızı sağlayalım." demiş, bu konuda en büyük sorumluluğun Sağlık Bakanlığına düştüğünü belirtmiştim. Hatta Dünya Sağlık Örgütünün "sağlık" tanımını vermiştim. Sağlık Bakanlığının ve toplum psikolojisinden anlayan, çözüm üreten, tarafsız, objektif kurum ve kuruluşların görüşlerinden yararlanılmalıdır düşüncesindeyim.

Ama, maalesef Sağlık Bakanımız bu Meclisi en fazla geren şahısların başında geliyor. "Neden açık oy kullanıyorsun?" diyen bir vekil arkadaşımıza hışımla, agresif bir tavırla "Sana ne! Sana mı soracağım lan!" gibi hiç de hoş olmayan bir görüntüsü medyaya yansımıştır. Bir Sağlık Bakanı böyle bir tavır gösteriyorsa gerisini siz düşünün arkadaşlar.

Sayın milletvekilleri, Anayasa tartışmalarının başlangıç noktası bile Anayasa'nın kendisine aykırıdır. Evet, anayasalar her ülkede olduğu gibi bu ülkede de tartışılabilir, değiştirilebilir ancak anayasalar fiilî duruma uydurulmak üzere kabul edilmiş metinler değildir. Anayasalar, yurttaşların güvencesi olarak yürütme, idare gibi devlet yetkisini yasal olarak kullanan kurum ve yapıların güçlü yürütme mekanizmalarını kanunla sınırlayarak zayıf olan bireyin hakkını, hukukunu güvence altına alan metinlerdir. Devletin yürütme yetkisini kötüye kullanarak ekstra iktidar alanları yaratmak, kendi yetkisini aşmak bir fiilî durum değil olsa olsa anayasal bir suçtur.

Ülkeyi yönetmek demek halkın çoğunluğuyla hükûmet olmak demek değildir, çoğunluğu arkasına alıp "Ben her şeyi yaparım." demek de değildir. Anayasalar özü itibarıyla hak, hukuk, adalet kriterleriyle yurttaşı ve azınlığı devlete karşı güvence altına alan normlardır. Bu görüşülen yasanın bu kötü durumdan çıkışı değil var olan kaosu daha da derinleştireceği aşikârdır. Tekçi zihniyetler darbelere zemin hazırlar arkadaşlar.

Sayın milletvekilleri, bugün yasama faaliyetlerinde bulunması gereken vekil arkadaşlarımızdan 11 kişi yok burada. Rehin alınmalarından dolayı Meclis eksiktir. Oylamaların da bizim için fazla önemi yok. Oylamaya katılmama nedenlerimizden biri de bu haksızlıktır. Biz tek bir kişinin istikbalini gözeten, koruma altına alan tekçi, otoriter yönetilme tarzına razı değiliz. Bir kişi tüm Türkiye'den büyük değildir. Umarım bu teklif Meclisten geçmez, geçer ise iktidarın, devletin tüm baskılarına karşı OHAL koşullarında referandum yapılacak. Buna rağmen Türkiye'nin kurtuluş reçetesi olmadığını, bilakis daha da kötü yönetileceğini, bir kişiyi kurtarmaya yönelik bir yasa olduğunu anlatacağız. Bir tek kendi tabanımıza değil AKP tabanına da bunu anlatacağız. Yanlış hesap mutlaka bir yerden dönecektir. Bazıları erimeye yüz tutan partilerini kurtarmak, devletin kadrolarını kapmak adına, Kürt düşmanlığı adına "Evet." diyecekler. Bazıları da "'Evet.' demezsek erken seçim olur, vekilliğim düşer." korkusuyla Saray'ın tehdit ve şantajlarına boğun eğerek istemeye istemeye "Evet." diyecektir. Ama biz halkımızın sesine kulak vereceğiz. Her gün yüzlerce kişi bizi arıyor, mail atıyor, ne olur hayır deyin diyor. Hayır diyeceğiz. Ben ilk oyumu tıp 2'nci sınıftayken kullandım. 1982 Anayasası'na, Kenan Evren Anayasası'na hayır demiştim, bugün de bu teklife hayır diyeceğim. O gün mutlu bir azınlıktaydım. Hayır diyeceğim için kendimi şanslı görüyorum.

Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Yıldırım.