GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:55
Tarih:11.01.2017

DİRAYET TAŞDEMİR (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aslında, kadınlar Türkiye'de yıllardır kadına yönelik şiddetle mücadele ediyor ve bu şiddetin görünür kılınması için de epeyce kampanyalar yürütüyor. Evet, bizler sokakta, evde, iş yerinde, cezaevinde kadına yönelik şiddetle çokça mücadele geliştirdik, bunları çokça duyduk ama bugün Mecliste kadına da şiddet uygulanabileceğini AKP milletvekilleri bir kez daha bize gösterdi. Açıkça şunu söylemek isterim ki eğer şiddet, kadına yönelik şiddet Meclise kadar gelmiş ise bizim bundan sonra sokakta, evde, iş yerinde ve cezaevlerinde yaşanan şiddete ilişkin, şiddetle mücadele etmekte nasıl bir söz sahibi olacağız, bununla mücadele yöntemlerini nasıl geliştireceğiz? Özellikle iktidar partisi sıralarında oturan kadın vekillerin, bundan sonra, bugünden sonra bu Meclis kürsüsünde şiddete ilişkin, kadına yönelik şiddete ilişkin söyleyeceği sözün de bir anlamı olmayacağını düşünüyorum. Yani öyle ki, açıkçası, toplum bir şiddet sarmalı içerisinde terbiye edilmeye çalışılıyor. Farklı düşünen, farklı görüş belirten, sizin gibi olmayan, başka bir görüş ifade eden kim olursa olsun aslında susturulmaya, bastırılmaya ve bir şekilde sözünü söyleme hakkı elinden bu şiddet yöntemleriyle alınıyor.

Bakın, bir akademisyen Nuriye Gülmen, hukuksuz bir şekilde kanun hükmünde kararnamelerle görevinden alındı. Nuriye Gülmen'in yaptığı tek şey, Yüksel Caddesi'nde demokratik hakkını kullanarak oturma eylemini gerçekleştirerek kendi işine geri dönmeyi talep etti, onlarca kez gözaltına alındı, bugün de şiddet uygulanarak gözaltına alındı.

Peki, Nuriye Gülmen nasıl bir tehditti ki kendi hakkını ararken, hukuksuzluğa karşı bu direnişi geliştirirken bugün gözaltında. Yine, özellikle Adalet Bakanının bunu dinlemesini istiyorum. Sayın Bakan, dinlerseniz sevinirim.

Yine, bu şiddet örneklerinden bir tanesi ise Van M Tipi Cezaevinde Ferit Hasçelik isimli bir tutsak Van M Tipi Cezaevinden T Tipi Cezaevine sevk edilirken çıplak aramaya maruz kalıyor ve bu tutsak çıplak aramayı kabul etmediği için şiddete uğruyor. Uygulanan şiddet ne biliyor musunuz? Aslında çokça Hizbullah dosyalarında karşımıza çıkan "domuzbağı" denilen bir yöntem. Yani Ferit Hasçelik'in elleri ve ayakları kelepçeleniyor, domuzbağı şeklinde bayılıncaya kadar dövülüyor. Peki, biz bunu nasıl tanımlayacağız? Hükûmetin bu konuda burada bir açıklama yapmasını da bekliyoruz.

Açıkçası, bir de şunu ifade etmek isterim ki bu şiddet sarmalı bugün başlamadı, 7 Hazirandan beri aslında toplum bir şekilde susturulmaya çalışılıyor. Bunun ilk örneklerine partimize yönelik şiddet, tutuklama furyasıyla, kayyum atamalarıyla bizler tanıklık ettik.

Bakın, siz, bu kürsüye çıkan her milletvekili ya da Hükûmet yetkilisi ilk önce şunu söylüyor, diyor ki: "Biz halkın iradesini temsil ediyoruz, halk bize bu gücü verdi, biz halk adına konuşuyoruz." Ama öyle anlaşılıyor ki sizin halktan kastettiğiniz ise sadece size oy veren, sizi tercih eden yani halk da bir anlamda sizin kafanızda bölünmüş. Peki, bu akşam Tutak Belediyesi basıldı, Tutak Belediyesine oy veren halkının iradesi gasbedildi ve eş başkanımız görevden alınarak yerine bir kayyum atandı. Peki, siz hangi hakla, hangi hukukla Tutak Belediyesinin iradesine el koyuyorsunuz? Şunu bir kez daha söylemek isterim ki, bu halk sizi asla ve asla tercih etmeyecek. Şiddetle, zorla, baskıyla siz onların fikirlerini değiştiremeyeceksiniz.

Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Taşdemir.