GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:6
Tarih:10.10.2012

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 197 sıra sayılı Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı'nın 6'ncı maddesi ile ilgili önerge üzerinde söz aldım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, dün bu tasarıya karşı çıkan, hakkını savunan işçiler, emekçiler bir kez daha AKP gazını yediler, AKP gazıyla zehirlendiler. Bu gaz biber gazı değil, AKP gazıdır. "Bunu polis yapıyor." diyerek AKP bundan sıyrılamaz. Her fırsatta vatandaşın yüzüne gözüne gaz sıkan bu anlayışı kınıyorum. Hani sendikalarla Hükûmet mutabakat sağlamıştı? AKP İktidarı dün işçi sınıfının düşmanı olduğunu, milletvekillerine, işçilere biber gazı sıkarak bir kez daha göstermiştir.

Değerli arkadaşlar, sendikal örgütlülük, sadece çalışanların maaşlarıyla, ücretleriyle ilgili bir kavram değildir, yalnızca ücretle ilgili değildir. "Sendika" demek "kayıtlı çalışma" demektir, "sendika" demek "iş güvenliği" demektir. Bugün, Türkiye'nin yaşadığı en önemli sorun, kayıt dışılık ve iş güvenliğidir. Sendikal örgütlülük gerilediği için çalışma yaşamında kayıt dışılık, taşeronlaştırma ve ölümler artıyor. İnsanlarını yok sayan, kayıt dışı tutan bir sistemin adalet üretmesi, çözüm üretmesi mümkün değildir.

Bakınız, Türkiye Büyük Millet Meclisinde İş Güvenliği Yasası görüşülürken, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kendi yaptırdığı inşaatında bir işçi yaşamını yitirdi. TEDAŞ işçileri gölde saatlerce can çekiştiler. Grev yasağına karşı çıkan çalışanlar cep telefonu mesajıyla işten atıldı. Böyle bir zihniyetin hüküm sürdüğü bir ortamda, cep mesajıyla işten çıkartmalara seyirci kalınan bir ortamda iş güvencesinden, sendikalardan söz edilebilir mi? Bu anlayışın getirdiği tasarıya "reform" denilebilir mi?

Türkiye Büyük Millet Meclisinde bile her iş taşeronlaştırılıyor. Ben sormak istiyorum: Geçen yıllarda ne kadar taşeron işçi vardı Mecliste, bugün ne kadar var? Bunlar sendikaya üye olabiliyorlar mı, haklarını alabiliyorlar mı?

Değerli arkadaşlarım, taşeronlaştırma aslında köleleştirmektir, modern bir köleliktir. Adaletin olmadığı yerde hiçbir şey ayakta kalamaz arkadaşlar. AKP döneminde her alanda ciddi adaletsizlikler yaşanmaktadır. Silivri'de adaletsizlik vardır, 2/B arazilerinin satışında adaletsizlik vardır. Çalışma yaşamında da, sendikal örgütlenmede de adaletsizlik var; bu tasarı da bunun devamıdır.

Görüşmeler sırasında Bakana dedik ki: "Anadolu Ajansında Türkiye Gazeteciler Sendikası tasfiye edildi, birçok kişi emekliliğe zorlandı, istifa ettirildi. Bu nasıl oluyor?" Sayın Bakan "Şikâyet olursa inceleriz." diyor. Ben buradan şikâyet ediyorum işte, daha ne yapmamız lazım? Yazılı dilekçe mi vereyim size? Orada kalanların haklarını koruyun, insanların sendika tercihine karışmayın; istenilen budur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; seçim bölgem Antalya'da, her yıl bu dönemde işsiz turizmciler haberi yapılır. Binlerce turizm emekçisi işini, aşını kaybeder; yazın çalışır, bir şeyler kazanır, kışın bu kazandığıyla yetinmeye çalışır. Tasarıda bu arkadaşlarımız için bir çözüm var mı? Yok, tam yıl çalışanlar için de yok. Bu tasarıda zaten reform da yok.

AKP İktidarı da selefleri gibi zengini seviyor, işçiyi eziyor.

Sizleri saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.