| Konu: | Anayasa değişiklik teklifine karşı her türlü toplumsal tepkiyi bugünden kriminalize etmeye dönük bir yaklaşımın terörle mücadele içerisinde mütalaa edilemeyeceğine ve oy kullanma konusunda herkesin kendisine yakışanı yaptığına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 10.01.2017 |
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Sayın Başkan, ben de bir Ankara Milletvekili olarak ve sivil toplumun kendi iradesini görünür kılmak için geliştirdiği bu gösteride bizim vekillerimiz de vardı, aynı engellemeye maruz kaldılar. Sayın Bakanın yaklaşımı çok hikmetli bir yaklaşım. Tabiri caizse, babasının bağından bağ bağışlıyormuş gibi, "Sosyal medyada yapıyorsunuz ya." gibi bir şey her yerde söylenebilir. Mesela arkadaş ortamında söylenebilir, dost meclislerinde söylenir ama demokrasi bundan daha farklı bir şeydir. Demokraside gösteri, yürüyüş ve toplantı esasları, insanların fikirlerini, düşüncelerini ifade etme esasları çok geniş teminatlar altına alınmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
Açalım arkadaşlar.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Yani "Bir dakika." dediniz, daha bir dakika bile dolmadı.
BAŞKAN - Yok, ben karışmıyorum, mikrofon otomatik olarak kapandı.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Sayın Gök ve Altay'ın toplam süresinden bir santim aşağıyı kabul etmem, onu söyleyeyim.
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Zaman santimetreyle ölçülmüyor.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Şimdi, bilinen bir şeydir: Hürriyetler birleştirir, yasaklar böler. Fakat tam tersine Hükûmet bu yolda gidebildiği kadar gitsin derim ben çünkü tarihte kimin yerine namzet olduğunuzu aslında icraatlarınız ve tercihlerinizle kendiniz belirlersiniz. Böyle bir referandumu Kenan Evren de yapmıştı, Allah ameli ne kadarsa o kadar rahmet etsin. "Mavilim, mavişelim, tenhada buluşalım."ı TRT repertuarından çıkardılar, türküleri yasakladılar referandumda. "Kızılcıklar oldu mu, selelere doldu mu?" yasaklanan ikinci türküydü. Sıkıyönetim bildirileriyle yaptılar bunu. Bu mantığın Kenan Evren'den bir santim daha idrakli olduğu, daha feraset içerdiği söylenemez. Zulüm, zulüm, zulüm, baskı, sindirme bir yere kadar. Sayın Gök'ün söyledikleri, bir referandum ya da seçimli bir çalışma için...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bu son olsun, tamamlayın lütfen. Sayın Önder istirham ediyorum, bitirelim, tamamlayalım.
Buyurun.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sayın Vekilim, istediğiniz türküyü söyleyin, "Kızılcıklar oldu mu..."
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Ben size daha fazla istirham ediyorum, CHP'nin konuşmasından bir dakika azını kabul etmem. Veysel Eroğlu'nun da gönlü hoş olsun, zaman birimi kullanalım.
BAŞKAN - Sizin kabul edip etmemeniz değil yani benim burada takdirim de önemli Sayın Önder, istirham ediyorum.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Ama adalet denen de bir şey var.
BAŞKAN - Adaleti sağlamaya çalışıyoruz, lütfen. Böyle "Ben konuşmadan bir dakika kabul etmem." derseniz doğru olmaz.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Eyvallah! Beni meşgul etmeyin ki zamanı verimli kullanalım.
BAŞKAN - Buyurun.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Siz polemik yaptığınız süreyi de bizden kesiyorsunuz, böyle bir hesap Kayseri'de bile yok, sen Adıyamanlısın üstelik.
Onun için, gelinen gidilen mecra, "hayır"a dönük her türlü toplumsal tepkiyi bugünden kriminalize etmeye dönük bir yaklaşımdı. Terörle mücadelenin içerisinde her şey mütalaa edilebilir ama bir tek bu saçma sapan önlemler ve yasaklar mütalaa edilemez. Sadece toplumların şiddetle, terörle mücadele tarihlerine baktığımızda bunların, bu anılan şeyleri yükseltmekten başka bir sonuç doğurmadığı anlaşılmıştır. Bu, bu şekilde kayıtlara geçsin.
Oy kullanma meselesinde de, herkes kendisine yakışanı yapıyor aslında, fazla bir söze gerek yok. (HDP sıralarından alkışlar)