Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 54 |
Tarih: | 10.01.2017 |
KADRİ YILDIRIM (Siirt) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Bugün istatistiklere bakıldığında -son rakamlara- görevlerinden uzaklaştırılan veya ihraç edilen akademisyen sayısının 4.481'i bulduğu görülmektedir. Dolayısıyla, tebrik etmek lazım, Guinness Rekorlar Kitabı'na doğru gidiyorsunuz ve sanırım, baktığım kadarıyla bu sayı irili ufaklı birkaç ilçenin nüfusuna tekabül ediyor. Benim teklifim bunların bir araya gelip bir mağdur akademisyenler ilçesini kurmalarıdır, böylece daha iyi bir göstergeye sahip olursunuz.
Son darbe -övündüğünüz, her seferinde siyasi rant elde etmeye çalıştığınız- Mardin Artuklu Üniversitesinin Kürdoloji bölümüne vurduğunuz darbedir. Artuklu Kürdoloji hocalarını ihraç etmek bir Kürt dil kırım darbesidir, bunun böyle bilinmesi gerekiyor. Artuklu Kürdoloji hocalarını ihraç etmekle beni o zaman eleştiren Kürt siyasetini haklı çıkardınız. HDP de dâhil olmak üzere Kürt siyaseti beni eleştiriyordu o zaman, AKP'nin bu konuda samimi olmadığını ve benim AKP'nin siyasetine hizmet ettiğimi ısrarla söylüyordu ve bu noktada tenkit ediyordu. Oysa ben ısrarla AKP'nin bu konuda samimi olduğunu, bu adımın önemli olduğunu ve içinde yer almamız gerektiğini vurguluyordum ama maalesef Kürt siyasetini bu son darbeyle haklı çıkardınız, maalesef ben yanıldım, beni yanılttınız.
Artuklu Kürdoloji bölümünde yaptığınız devrimi, yaptığımız devrimi bugün bir karşı devrimle hiçe indirgediniz. Cumhurbaşkanlığı propagandası sırasında, o zaman henüz Başbakan olan Sayın Erdoğan, Mardin'e geldiğinde aynen şunları ifade etti: "Rektör Yardımcısı Kadri Hoca ve ekibinin burada yaptıkları başlı başına bir devrim niteliğindedir." Peki soruyorum: O günden bugüne neler değişti ki bu devrim yapan hocaları ihraç ettiniz? Oysa o zamanki kadro ve şimdi ihraç ettiğiniz hocalar kimler idiyse şimdi de aynı kadro ve aynı hocalardır. Demek ki siz bizi kullandınız, demek ki samimi değildiniz, demek ki açtığınız bu bölümlerin birer tabela bölümleri hâlinde kalmasını tercih etmişsiniz. Eğer beni başka türlü, aksine yanıltmak istiyorsanız lütfen bu arkadaşlarımızı derhâl görevlerine iade ediniz.
Merak ediyorum, her seferinde "Biz Mardin Kürdoloji bölümünü açtık." diyerek bunu malzeme olarak kullanan AK PARTİ içindeki Kürt vekiller, bu son Kürdoloji darbesinin karşısında bu durumu halka, Kürtlere nasıl izah edecekler? Kendilerine çağrıda bulunuyorum ve diyorum ki: HDP'nin politikasını beğenmeyebilirsiniz, HDP'yi eleştirebilirsiniz, bu doğaldır, hakkınızdır. Ben bir HDP vekili olarak kendim de yeri geldiğinde, üstelik basının önünde partimi eleştiriyorum ancak bu başkadır, şu anda Kürdolojiye vurulan, edilen, yapılan darbe başkadır. Çünkü, Artuklu Kürdolojisine vurulan darbenin muhatabı sadece HDP değildir veya olmamalıdır. Bu mesele siyasetüstü bir meseledir, bu meselenin siyasi boyutu yoktur, bu millî bir meseledir. Eğer teklifimi kabul ederseniz ve yaptığınız propagandada samimi idiyseniz ve samimiyseniz gelin, yanımda durun veya ben yanınızda durayım ve birlikte bir basın açıklaması yapalım ve bu olayı HDP olarak, siz de dert edinmiş vekiller olarak kınayalım ve bunun telafisi için de uğraşalım. Aksi takdirde, sizin de bu noktada haklı olmadığınız ortaya çıkacaktır. Şunu bilmeniz gerekir ki Kürtçenin stranlarında, kilamlarında bir söz var, diyor ki: "..."(x) Hâlâ da bu strandaki cümle hükmünü koruyor.
Hocalarını ihraç etmekle bizzat siz Artuklu Kürdolojisini yetim bıraktınız ve onlara karşı büyük bir nankörlük ettiniz. Bakın, ihraç ettiğiniz bu hocaların her biri Kürt dili ve kültürünün bir alanında ihtisas sahibi birer Kürdologdurlar. Okulların açılmasına iki ay gibi kısa bir süre kalmıştı. O zaman Başbakan olan ve AKP'nin başında olan Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, ani bir talimat ve kararla ortaokulun sınıflarına Kürtçe seçmeli ders koyma talimatını vermişti. Onlarca yıldır kendi vasıtasıyla Kürt diline darbe indirilen, asimile edilen ve inkâr edilen Millî Eğitim Bakanlığının etekleri tutuştu, ne yapacağını şaşırdı -çünkü iki ay kalmıştı eylüle yani bahsettiğim, haziranın sonuydu- ve hemen bir heyet gönderdi Mardin Artuklu Üniversitesine. Bizzat ben de içinde olmak üzere ekibimle Hızır gibi yetiştik ve ellerinden tuttuk; tutmaz olaydık. Şu anda elimde gördüğünüz, bakın, "Kurdî 5 Kurmancî" ve "Kurdî 5 Zazakî", iki aylık bir sürenin ürünüdür bunlar ve bir kuruş almadan gecemizi gündüzümüze katarak ve maalesef, puanlarını da hep sizler toplayarak iki ay içerisinde 2 tane kitap çıkardık ve şu anda ihraç ettiğiniz hocalardı bunları hazırlayanlar. (HDP sıralarından alkışlar) Yine, "Kurmancî 6" ve "Zazakî 6", ayrım yapmadık, "Zazaki"yi de "Kurmancî"yle birlikte şaha kaldırmaya çalıştık ve bunları yapanlar bu hocalardı ve "Kurdî 7 Kurmancî", "Kurdî 7 Zazakî" 7'nci sınıf...
Bakın ihraç ettiklerinize, göstereyim: Öğretim Görevlisi Ramazan Pertev, bir Kürt dili ve folkloru uzmanı; Öğretim Görevlisi Mikail Bülbül, bir Kürt dili grameri uzmanı ve Kürdoloğu; Yardımcı Doçent Doktor Selim Temo, 2 ciltlik "Kürt Şiiri Antolojisi"nin sahibi ve soruları hazırlarken döktüğü temmuz terini hâlâ hatırlıyorum. Yardımcı Doçent Doktor Mesut Keskin, Kürt felsefesi alanında uzmanlığını yapmış biri. Allah'tan korkmuyor musunuz? Üzerinden bunca siyasi rant elde etmeye çalıştığınız, beni de onlarla birlikte kullandığınız, Kürt siyasetinin eleştirilerine muhatap kıldığınız ama Kürt siyasetini haklı çıkardığınız dava bu. Allah'tan korkun diyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Dolayısıyla, bu dünyada size bir âciz olarak gücüm yetmiyor biliyorum ama öbür dünyada bu dilin manevi babaları olan Ahmed-i Hani'yle birlikte, Melaye Cizîrî'yle birlikte, Faqiye Teyran'la birlikte yakanıza yapışacağız ve Ahmed-i Hani size şunu diyecek: "Utanmadınız mı? Hem 'Mem u Zîn'imi bastırdınız Kültür Bakanlığı yoluyla hem de 'Mem u Zîn'imi kendi Kürdoloji biriminde okutan torunlarımı ihraç ettiniz. Şimdi, verin bunun hesabını bu mahşer gününde." Bakalım, nasıl bu hesabı vereceksiniz? Bunun neresi siyaset? Bunun neresi politika? Ve bu hocalar, Kürt siyasetinin protesto ve ambargolarına rağmen oraya gelmiş hocalardı biliyor musunuz? Oraya ihtisas yapmaya gelen yüksek lisans öğrencileri Kürt siyasetinin ambargo ve protestolarına rağmen gelmişlerdi. Hiçbirisinin bu kültür, edebiyat ve dilden başka bir şeyle alakası yoktu.
Eğer gerçekten Allah'tan korkuyorsanız ya bunu telafi edersiniz ya da hem bu dünyada hem öbür dünyada bunun hesabını çekmeye hazır olacaksınız diyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)