| Konu: | 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 10.01.2017 |
TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, bugün 10 Ocak, Çalışan Gazeteciler Günü. 1961'de gazetecilerin çalışma koşullarını iyileştiren, ileri haklar getiren 2012 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği gündür bugün. Basın mensuplarının haklarının korunması, çalışma şartlarının günün ihtiyaçlarına göre güncellenmesi ve iyileştirilmesi oldukça önemlidir. Çünkü basın özgürlüğünün ve ifade hürriyetinin geliştirilmesi, demokratik toplum düzeninin olmazsa olmazıdır. Çünkü basın önemli ve bir o kadar da etkin bir denetim organıdır.
Bununla birlikte basının kamuoyunun sesi olma ve bu konuda görevini başarıyla yerine getirebilmesi için meslek etiğini her şeyin üzerinde tutması aynı ölçüde büyük önem taşımaktadır; bu da her türlü yönlendirmeden uzak kalabilmesiyle, yani tarafsız olabilmesiyle mümkündür.
Basın-yayın organları ve gazetecilik mesleği toplumun her alanı için gereklidir; işte, 15 Temmuz. 15 Temmuz, bunun en değerli örneklerinden biridir çünkü darbe kalkışmasının yaşandığı saatlerde hangi ideolojide, hangi görüşte olursa olsun Türk basını demokrasiye sahip çıkıp her türlü tehdide karşı tek yürek olmayı başarmış ve darbecilere karşı yayınlarını sürdürmeye devam etmiş, halka demokrasi direnişinde cesaret vermiş ve tüm dünyaya Türk basını örnek bir yayıncılığa imza attığını göstermiştir.
Medyada özgürlük ve ifade hürriyeti kapsamında yaşanan birtakım aksaklıklar demokrasimiz geliştikçe ortadan kalkacaktır, inanıyorum. Elbette bu özgürlüklerin korunması kadar önemli olan diğer bir husus da şudur: Bu özgürlüğün istismar edilmemesi, doğru, objektif haber verme etiğine uyma, tarafsızlık, özel hayata, inançlara saygı, toplumun ve bireylerin hakkını gözetme, insani ve toplumsal değerlere uyma gibi ilkelerin habercilikten üstün tutulmasıdır. Bu ülküler çok çok değerlidir ve basın özgürlüğünü kötüye kullanarak terör örgütlerinin propagandasını yapmak, devlet sırlarını ifşa etmek veya halkın güvenliğini tehlikeye atacak beyanlarda bulunmak gibi faaliyetler dünyanın hiçbir yerinde ama hiçbir yerinde gazetecilik olarak kabul edilemez ve vatan hainleri de gerekli cezayı çekerler.
Medyada özgürlük ve ifade hürriyetinden bahsetmişken, medya kuruluşlarının demokratik kültürün de bir ayrılmaz parçası olduğuna dikkat çekmek isterim. Basın, bu sürecin sağlıklı işlemesi için sorumluluk ve yükümlülük sahibidir ve taraftır. Neye taraftır? Medya, demokrasinin tarafıdır. Taraftır; toplumun değerlerinin, inançlarının tarafıdır. Medya taraftır; hukukun, insan hak ve özgürlüklerinin tarafıdır, öyle olmalıdır. Demokrasimizin her türlü vesayetten arınarak standartlarının yükseltilmesi, daha sivil, daha çağdaş bir devlet yapılanmasının tesisi yönünde basınımızın sorumluluk üstlenmesi de son derece önemlidir. Kaldı ki medyanın özgürlüklerin daraltılmasına dönük yasakçı bir anlayışla değil, özgürlüklerden yana, özgürlüklerin genişlemesini savunur bir yaklaşım içinde olması çok değerlidir.
Sosyal medya: Yazılı ve görsel medyanın yanı sıra, sanal ortamda da ciddi bir gelişme gösteren Türk basını, geçmişten bugüne ülkenin gelişmesine değerli katkılar sunmuştur. Basının geldiği bu seviyede, ben inanıyorum ki, çalışanların fedakârca tutumu çok çok değerlidir. O yüzden, bundan sonraki süreçte, çok değerli gazeteci meslektaşlarımın haklarının korunması, özlük haklarının iyileştirilmesi, editöryal anlamda bağımsızlığının hem kurumsal hem de yasal çerçevede iyileştirilmesi, bütün boyutlarıyla bunun sağlanması, rahat, özgür, bağımsız ve güvence altında görev yapması hepimizin hem ortak dileği hem de ortak sorumluluğudur. Bu durum, aynı zamanda gelişmiş bir demokrasinin de en önemli gereğidir diye inanıyorum.
Türk basınının demokrasiye katkılarının hassasiyetle süreceği inancıyla tüm meslektaşlarımın Çalışan Gazeteciler Günü'nü tebrik ediyor, vefat etmiş meslektaşlarıma da Allah'tan rahmet diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)