GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemine ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:52
Tarih:06.01.2017

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Öncelikle, her gün artık vuku bulan bu patlamalardan, terör olaylarından yorulan Türkiye'ye daha fazla sabır diliyorum. Dün bir kahraman polisle karşılaştık ve kahraman bir mübaşirle karşılaştık. Çok şükür ki ülkemizde çok güzel yürekli, güzel insanlar var yoksa ülke yönetilememekte. Adliyeye kadar teröristler geliyor ama hiçbir güvenlik önlemi alınmamış, kimsenin haberi yok, herhangi bir çalışma yok. Yani Türkiye'nin yönetilememe sorunu Türkiye'deki kahramanlarımız aracılığıyla biraz da olsa hafifletilmekte. Ölenlere tekrar Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Değerli arkadaşlar, dünyanın her yerinde iktidar vardır, muhalefet sadece demokrasilerde vardır. Şimdi bizim ülkemiz çok güzel bir ülke yani coğrafyası güzel, insanları güzel, yaşam tarzı güzel, Kurtuluş Savaşı'nı kazanmışız, yedi düvele diz çöktürmüşüz, şanlı bir tarihimiz var. Niye uğraşıyorsunuz, niçin bu var olan sistemle, yaklaşık yüz kırk, yüz elli yıla dayanan, Kanun-i Esasi'den, 1876'dan gelen sistemle uğraşmak istiyorsunuz? Amaç nedir? Şimdi ben çok düşündüm bu konuda. Biliyorsunuz, günlerce Anayasa Komisyonunda da beraberdik. Acaba, FETÖ'nün sizi kandırdığı gibi başka bir -hep söylediğiniz- üst akıl da sizi kandırıyor mu? Daha 15 Temmuzun yaralarını saramadık, bu Gazi Mecliste beraberce bombalandık. Daha bu sorunlar çözülmeden yeni başka ve büyük derin krizlere yol açacak olan bu Anayasa değişikliğini niçin getiriyorsunuz? Şimdi, her bir maddesi üzerine konuşulabilinir ama bence bu kanun metni, bu anayasa metni kesinlikle bir siyasi metindir, hukuki bir metin değildir. Meclisin kabul ettiği bir yasa olacak diyelim ki -herkes burada milletvekili- ama Resmî Gazete çıkarma yetkisi Sayın Cumhurbaşkanında, istemezse çıkarmaz. O zaman burada bulunmanızın bir anlamı var mı sizce? "HSYK'dan FETÖ'cüler temizlendi." diyorsunuz, peki şimdi niçin değiştiriyorsunuz HSYK'yı? Anayasalar toplumsal uzlaşma metinleri, bir tane AKP'den, bir tane MHP'den milletvekiliyle bir metin oluşturuyorsunuz, bunu da milletin önüne anayasa uzlaşma metni olarak veriyorsunuz. Sizce bu kabul edilebilinir mi milletvekillerinin okumadığı bir metne imza attığı da söylenirken. Peki, biz şuna çok inanıyoruz, buradan geçmeyeceğini de düşünüyoruz ama geçse bile halkımızın size gerekli cevabı vereceğine çok inanıyoruz. Her konuda toplum mühendisliğiyle, insan mühendisliğiyle halkımızdan çeşitli konularda oylar almış olabilirsiniz ama bizim vatandaşımız asla köleliğe evet demeyecektir, dikta rejimine asla evet demeyecektir, tek adam rejimine asla evet demeyecektir. Madem her şeyi halka götüreceğiz, Boğaziçi Köprüsü'nde yaptığınız yüzde 48 zammı halka niçin sormadınız ya da Osman Gazi'deki anlaşma metnini niçin referandumla yapmadınız?

Baktım, acaba gelişmiş ülkelerde hiç parlamenter sistemden, bizim diktatörlük dediğimiz, sizin başkanlık dediğiniz sisteme geçiş var mı? Yok. Ama 3 tane ülke buldum: Zimbabve, Gana ve Malavi. Hepsinde diktatörlük hâkim olmuş başkanlığa geçtikten sonra. Şimdi, Gana'da da değişik bir şey olmuş...

AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) - Biz onlara benzemeyiz merak etmeyin.

GÜLAY YEDEKCİ (Devamla) - Evet, diktatörlük gelmiş Beyefendi, burada da gelsin diye uğraşıyorsunuz. Sizin oylarınızla kendi üyesi olduğunuz Meclisi kapatmak istiyorsunuz. Gana'da ne yapmışlar biliyor musunuz? Yüzde 99 vatandaşın oyuyla muhalif partilerin tamamını kapatmışlar ve bunlar yasa dışı ilan edilmiş düşünebiliyor musunuz. Hukukun üstünlüğü konusunda 113 ülke arasında 99'uncuyuz, Tanzanya, Zambiya gibi ülkelerin gerisindeyiz. Biz niçin burada hiç bilimi, fenni, teknolojiyi konuşamıyoruz? Niçin "Çocuklarımızın geleceği için ne yapabiliriz?"i hiç konuşmuyoruz? OHAL'de muhalifleri susturdunuz, euro 3,84, dolarla ilgili mani uyduran Sayın Başbakanımız herhâlde euroyla ilgili de bir mani uyduracaktır.

Şimdi bir şey söylemek istiyorum. Bu bir çağrı olsun size, bir yurtsever, bir anne, bir kadın milletvekilinden size bir açık çağrı: Lütfen vatandaşımızı dinleyin, lütfen açlıkla terbiye etmeye çalıştığınız vatandaşımızı dinleyin; sendikaları, meslek odalarını dinleyin; kadınları, çocukları dinleyin. İstikrardan bahsediyorsunuz, Türkiye'de fuhuş yüzde 790, çocuk istismarı yüzde 434 artmış.

Biz, hiçbir zaman için ne diktatörlükten ne darbeden yana olmadık, olmayacağız. Bizim söylediğimiz şey çok açık ve net, biz diyoruz ki: Ne darbe ne dikta, tam bağımsız Türkiye.

Hepinizi sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)