GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:51
Tarih:05.01.2017

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 446 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 19'uncu maddesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüştüğümüz madde bireysel emeklilik sistemi kapsamında hazine tarafından sigorta şirketlerine ödenen katkı payının devlet katkısı hesaplamasına konu edilmesi nedeniyle erken ödenen devlet katkısı tutarlarına uygulanacak mali müeyyidenin süresinin geçmişe yönelik olarak netleştirilmesini öngörmektedir. Bireysel emeklilik sistemi bir sosyal güvenlik sistemi olmasının yanında uzun dönemli tasarruf sistemi olarak da düşünülmektedir. Bununla birlikte sistemde belli bir gelir garantisi bulunmamaktadır. Her ne kadar bireysel emeklilik sisteminin desteklenmesi amacıyla, çalışanlara devlet tarafından katkı veriliyorsa da verilen destek sistemde kalmak için yeterli bir teşvik unsuru olamamaktadır. Çalışanların zorunlu olarak tasarruf etmelerine dayalı sistemler ülkemizde bilindiği gibi daha önce de uygulanmış ancak istenilen sonuç elde edilememiştir. O sebeple sonuç alınabilmesi için sistemin kalitesi ve sağlıklı işleyişi kadar genel ekonominin de iyi olması gerekmektedir.

Bugün Türkiye, tarihinin en düşük tasarruf oranlarıyla karşı karşıyadır. Gelişmekte olan diğer ülkelerde tasarrufların gayrisafi millî hasılaya oranı yüzde 30'un üstünde seyrederken ülkemizde bu oran yüzde 15'ler düzeyinde seyretmiştir. 2017 yılı için ise orta vadeli programda tasarruf oranının daha da düşmesi öngörülmüş ve yüzde 13,5 olarak hedeflenmiştir. Kuşkusuz, çalışanların tasarruf edebilmeleri, gelir ve ücretlerin yükselmesine bağlı bulunmaktadır. Tasarruf, gelirin harcanmayan kısmı olduğuna göre vatandaşlarımızın gelirlerinden, aylık zorunlu ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra artakalan bir tutarın olması gerekmektedir. Oysa mevcut ücretler bu imkânın bulunmadığını ortaya koymaktadır. Nitekim, Türk halkı doludizgin borçlanmakta, vatandaşlarımız borcu borçla kapayarak gündelik hayatını sürdürmeye çalışmaktadır. 2002'de yüzde 4,5 civarında olan hane halkı borcunun harcanabilir gelire oranı bugün yüzde 55'lere ulaşmıştır. Her 100 liralık gelirin yarısından fazlası borca giderken, tasarruf edebilmek de mümkün olamamaktadır. Türkiye'nin sağlıklı bir yatırım ve üretim düzeni oluşturamamasının temel sebebi, kuşkusuz tasarruf oranlarındaki bu yetersizliktir.

Tasarrufların artırılamadığı bir durum, yatırımlar için dış tasarruflara başvurulmasını zorunlu kılmaktadır. Borçlanmayı ve cari açığı artıracak olan bu durum, başka ülke vatandaşlarının refahına katkı verilmesine yol açacak ve ekonomi, üretimin ve istihdamın artırılamadığı kısır döngüden kurtarılamayacaktır. Bugün makroekonomik hedeflerin tutturulamadığı, Türk lirasının aşırı değer kaybettiği, işsizliğin yeniden çift hanelere yükseldiği, borçlanmada yüksek artışların yaşandığı bir ekonomi tablosu bulunmaktadır. Ekonomideki olumsuz gidişat, uzun vadeli tüm ekonomik hedeflerden uzaklaşılmasına da yol açmaktadır.

Bu şartlar altında, halkın ekonomiye güveni ve geleceğe dönük umutları da azalmaya başlamıştır. Nitekim, TÜİK verilerine göre Ekonomik Güven Endeksi son dönemde düşüş trendine girmiş, aralık ayında endeks 70,52 olarak gerçekleşmiştir. Tüketici Güven Endeksi de son dört aydır, artan oranlı bir şekilde gerilemektedir. Endeks son dönemde 70'lerin üzerine çıkamazken geçtiğimiz kasımda 68,93'e, aralıkta ise 63,38'e düşmüştür.

Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi olarak vatandaşlarımızın geleceğinden emin olması için bütün nüfusu kapsayacak şekilde, çağdaş normlarda bir sosyal sigorta sistemi oluşturulmasının gerektiğini parti programımızda ve seçim beyannamemizde ifade ettik. Ayrıca, tamamlayıcı emeklilik sistemlerinin yaygınlaştırılmasını, zorunlu ya da isteğe bağlı mesleki emeklilik sistemlerinin hayata geçirilmesini, hem kamu üzerindeki yükün azaltılması hem de kişilerin emeklilik dönemi tasarruflarının artırılması açısından yeni bir politika seçeneği olarak değerlendirilmesinin yerinde olacağını belirttik. Bunların gerçekleşmesi için ise sosyal sigorta programlarının aktüeryal denge içinde etkili ve özerk bir yapıda yönetilerek fon yönetiminin etkinleştirilmesi gerekmektedir.

Bu düşüncelerle kanun tasarısının hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Aksu.