GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:51
Tarih:05.01.2017

MİZGİN IRGAT (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gecenin bu saatinde mesaiye devam ediyoruz. Hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.

Evet, aslında yaşadığımız sürecin her gün... Dün konuşmamda söylemiştim, yarın nasıl bir güne uyanacağımızı bilmediğimiz bir ülkede yaşıyoruz. Maalesef, içeride, dışarıda, sınır dışında ve sınır içerisinde yaşadığımız istikrarsızlıklar bu boyutta devam ederken böylesi atıl yasaların, toplum nezdinde bir karşılığı olmayan yasaların bu saate kadar tartışılıyor olması da bir diğer garabet olsa gerek.

Sosyal devlet demokrasiyle idare edilen ya da iddia eden ülkelerin önemli bir vasfıdır. Sosyal devlet, devletin sosyal barışı ve sosyal adaleti sağlamak amacıyla sosyal ve ekonomik hayata müdahalesini gerekli ve meşru gören bir anlayıştır özünde. 1961 ve 82 anayasaları her iki askerî darbeyle kurulan anayasalarda lafzıyla yer alan bir anlayıştır özünde. Oysa iktidarın sermaye hırsına yenik düşmüş politikaları sosyal devlet ilkesini göz ardı eden iktidarın çalışanları kendi emekleriyle özel emekli olmaya zorlamakta ve sistemi yürüten şirketlerin ayakta kalması için de ciddi bir meblağı sisteme dâhil etmektedir. Borç içerisinde yaşamlarını sürdürebilen işçilerin tasarruf yapması için zorla ceplerine el uzatmak çözüm değildir. Çare gelirlerini artırmaktır. Tasarruf yapılacaksa çok kazanandan çok, az kazanandan da az vergi toplanmalıdır. "Vergi barışı" adı altında sermaye kesimlerine vergi affıyla bu sistemi düzgün bir sistem hâline getiremezsiniz. Bu sistem istismara açık bir sistemdir. Sosyal devlet ilkesine bağlı kalınarak bireysel emeklilik sisteminin mevcut uygulamalarından derhâl vazgeçilmelidir. İşçilerin, emekçilerin hakları böylesi sistemlere hiçbir koşulda kurban edilmemelidir.

Değerli milletvekilleri, benden önceki Aydın Vekili -konuşması bende...- Bitlis'te aslında çokça kanayan bir yarayı, havaalanlarını, yollarını, yani Bitlis'te, ilimde, vekili olduğum ilde yürütülen hukuka aykırılıkları bir kez daha dile getirdi. Şu anda Tunceli ve Bitlis'te, havaalanı olmayan 2 il için tek bir proje hazırlanmamıştır. 3'üncü havaalanları açılması planlanan illere baktığımızda, AKP iktidarının kendi sermaye çevrelerine peşkeş çektiği alanlar olduğu çok net anlaşılacaktır. Zamanında kamulaştırma yöntemiyle projesi yapılan, konuşulan ve kamulaştırma paraları ödenen Bitlis havaalanı yıllardır her seçimde pişirilip önümüze sunulan bir malzeme olarak olduğu yerde durmaktadır.

Van ya da Muş illerine gitmek zorunda kalan halkımız çok büyük zorluklarla karşı karşıyadır. Bir taraftan kar, bir taraftan OHAL, bir taraftan haksız hukuksuz tutuklamalar ve bir taraftan da kendi yerelinde hiçbir alanı açıklanmamış, ekonomik anlamda hiçbir altyapısı sunulmamış Bitlis'te ve benzeri illerde bu tasarının hiçbir karşılığı da yoktur.

Bu temelde Bitlis ve OHAL ilan edilen bölgelere baktığımızda, 2002'ye kadar olduğunu ve kaldırdığınızı iddia ettiğiniz sistem şu an Türkiye'nin bir bütünel tamamında uygulamada ve devrede olan bir sistemdir.

Evet, değerli milletvekilleri, anayasalarımızda ve yasalarımızda lafzıyla yer alan hukuk devleti, hukuka bağlılık, sosyal hukuk devleti ve diğer birçok maddenin yaşamda bir karşılığının olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Söz konusu yasaların kötü uygulayıcılar elinde bir cehenneme çevrildiğine; haksız, hukuksuz, keyfî bir sisteme dönüştüğüne çok net bir şekilde, hep birlikte yaşayarak tanık oluyoruz. Bu temelde de söz konusu yasa, sermayedarların ve ranta açılmak istenen projelerin hayata geçmesi için yapılan bir tasarıdır ve önergemiz doğrultusunda söz konusu tasarı derhâl çekilmelidir.

Saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Irgat.