| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 05.01.2017 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, sıra sayısı 446 olan Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Kanun Tasarısı'nın 16'ncı maddesindeki önerimiz üzerine söz almış bulunuyorum. Türkiye kan gölüne dönmüşken "İlla da başkanlık isterim." demeyen milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin acil sorununun başkanlık olmadığını anlamak için daha kaç kişinin ölmesi gerekiyor? Türkiye'de daha kaç terörist eylem olması gerekiyor? İzmir'de en son yaşadığımız bu elim olay aklınızı daha başınıza getirmedi mi? Türkiye'nin öncelikli sorununun başkanlık olmadığını ne zaman anlayacaksınız? Değerli arkadaşlar, bu maddeyle aslında Türkiye'nin en önemli meselelerinden birinin başkanlık değil de ekonomi olduğunu itiraf ediyorsunuz. Nasıl? Diyorsunuz ki: "Bireysel emeklilik sistemine ihtiyacımız var." Yani diyorsunuz ki: "Türkiye'de tasarruf yapılmıyor. Tasarruf yapılmadığı için yeterince yatırım da yapılamıyor yani bize para lazım." Kibarca bunun adına "Bireysel emeklilik sistemi." diyorsunuz, bunun tercümesi "Türkiye'de ekonomi battı." demektir.
Bakın, zorunlu bireysel emeklilik sigortası neden gündeme geldi? Güya -sizin tabirinizle- vatandaşlarımızın tasarruf oranı düşük yani vatandaş tasarruf edemiyor, Türkiye de yatırım yapamıyor. Çözüm, sizin çözümünüz asgari ücret alan işçi, taşeron ve memura zorunlu tasarruf. Ya, Allah aşkına, önce şu soruyu sormaz mısınız: "Bu vatandaş neden tasarruf edemiyor?" Türkiye gibi bir yerde, geleceği güvence altında olmayan bir ülkede insanlar tasarruf etmek istemez mi? Yani para vardı da millet tasarruf mu etmedi Allah aşkına? Önce bir sorun: "Millet neden tasarruf edemiyor?" Çünkü milletin karnı doymuyor, doymadığı için de tasarruf yapamıyor. Şimdi, siz kalkmışsınız, "İlla tasarruf yap, senin yaptığın tasarruftan elde edilen parayla da ben yatırım yapacağım." diyorsunuz. Allah aşkına, "Böyle bir yatırım yapacağım, tasarruf yap, böyle bir fon oluştur." dendiğinde kan bizim beynimize sıçrıyor. Niye sıçrıyor biliyor musunuz? Çünkü hemen aklımıza İşsizlik Fonu geliyor. Hani siz, İşsizlik Fonu diye bir fon oluşturdunuz ya, hani çalışan insanlardan para kesip işsizlere yardım yapacağınızı, işsizliği ortadan kaldıracağınızı söylemiştiniz ya, söylediğiniz yalanlar nedeniyle vatandaşın, maalesef, bütün hükûmetlere ve siyaset kurumuna olan güveni neredeyse yok oldu. Çünkü siz, İşsizlik Fonu'ndan aldığınız parayı siyasi yatırımda kullandınız ve üç dört aylığına bazı kimselere rüşvet olarak verdiniz, açık söylüyorum. Bütçe açık verdiğinde döndünüz İşsizlik Fonu'nu kullandınız. En sonunda Varlık Fonu'na bu parayı devrettiniz. Şimdi siz bize "Fon yaratacağım, bireysel emeklilik fonu yaratacağım." deyince aklımıza ne geliyor? Aklımıza, yapılan bu usulsüzlükler geliyor. Yani siz İşsizlik Fonu'nu nasıl çarçur ettiyseniz emeklilik fonunu da çarçur edeceksiniz.
Şimdi, biraz daha teknik bakalım olaya. Eğer sizin dediğiniz doğruysa yani Türkiye'de tasarruf gerçekten azsa yani Türkiye İstatistik Kurumunun dediği gibi, tasarruf sadece yüzde 14'se belki haklı olabilirdiniz bu konuda. Ama Türkiye İstatistik Kurumu bir kalem oynatıverdi, hop, tasarruf oranları yüzde 24,8 oldu. Ya mademki siz "Türkiye tasarruf edemiyor, bireysel emeklilik sistemi getirelim." dediniz, şimdi TÜİK size diyor ki: "Ya ben yanlış hesaplamışım, daha iyi bir yöntem buldum Avrupa'nın kullandığı, meğerse bizim tasarruf oranımız yüzde 24,8'miş." Yani "Aslında biz Almanya kadar tasarruf ediyormuşuz da bizim haberimiz yok." diyorsunuz. Ya TÜİK'e yalan söyletiyorsunuz ya da TÜİK doğru söylüyor, siz bu kadar tasarruf eden bir ülkede yatırım bile yapamıyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, açıkça soruyorum: Bu paraları nereye, kime göndereceksiniz? Bütün mesele burada.
İyi akşamlar. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Atıcı.