GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:51
Tarih:05.01.2017

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partili milletvekillerini -Bakan dâhil- tanıdığımı sanıyorum yani çoğu Anadolu çocukları; çoğu geçmişte yanlış giden şeylerden şikâyet etmiş, sistemden şikâyet etmiş "Ezildik." demişler; adalet, hak, hukuk arayarak buralara kadar gelmişler. Şimdi gerçekten tanımakta zorluk çekiyorum.

Bakın, şu anda gelen paketle devlet sanıyorum 10 milyara kadar bir paradan vazgeçiyor. Baktım, Sayın Bakana da sordum, Plan ve Bütçe Komisyonunda da sordum: Ne kadarı garibanlara gidecek? Mesela, emeklilere ne gidiyor, otuz yılını doldurmuş emeklilere? Ya da işte engelliler dolayısıyla vazgeçilen para ne kadar? Hepsini topluyorsun, 1,5 milyarı bile bulmuyor.

Değerli arkadaşlarım, gerçekten siz adalet filan diyerek geldiniz ama o klasik tuzağa yakalandınız. Tuzak şu: Siyaseti -dün de söylemiştim- birikimin ve tahakkümün aracı olarak kullanma tuzağına düştünüz. Gerçekten bu pakette de aynı tuzağın içinde olduğunuzu görüyoruz. Biliyorsunuz, daha önce bir şey çıkardınız, can suyu kredisi gibi mikro ölçekli KOBİ'lere verilecek şeyler. Şimdi, her ilden şikâyetler geliyor; bakıyoruz, okuyoruz, işte kimlere verildi, gerçekten ihtiyaç sahipleri mi? Hep yanınızdakilere vermişsiniz değerli arkadaşlar. Rize'den, Trabzon'dan, Artvin'den listeleri aldım; listelerde Adalet ve Kalkınma Partisinin meclis üyesinden ilçe yönetim kuruluna, il yönetim kuruluna kadar... Değerli arkadaşlar, siz böyle değildiniz ya, nasıl böyle oldunuz, gerçekten insan şaşıyor. Bakın, gelecek sene, 2017 yılında -Vergi Harcamaları Raporu'nuzda- istisnalar veya teşvikler dolayısıyla 126 milyar TL'den vazgeçiyorsunuz. Kimlere gidiyor bu ve nasıl oluyor bu? Gerçekten bunların hesabını yapıyor musunuz, düşünüyor musunuz? Tamam, Hükûmet getiriyor, grup başkan vekilleri "Bu iş böyle olacak." diyor ama hepiniz bir bir, tek tek sorumlu değil misiniz? Yarın tek başına gitmeyecek misiniz huzura? Orada, burada el kaldırırken "Bunun hiçbir sorumluluğu yok." mu diyeceksiniz değerli milletvekili? Hadi yarına gelmeden bugün seçmenlerinize ne diyorsunuz değerli arkadaşlarım, gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum.

Bakın, bu paketin içinde geçen paketlerden kalma gemicilerle ilgili bir madde var. Haluk Pekşen çok güzel anlattı burada ve resmi çok güzel gösterdi. Siz garibanlardan -gerçekten şikâyet ettiğiniz şeyi yapıyorsunuz- topluyorsunuz, zayıf olan toplum kesimlerinden topluyorsunuz ve güçlü olanlara aktarıyorsunuz, "Nasıl olsa bu güçlü olanlar onlara da damla damla verir." diyorsunuz değerli arkadaşlar. Bu yanlıştır, bu adaletle bağdaşacak bir şey değildir ama bunu yapıyorsunuz. Adalet ve Kalkınma Partisi olmanıza rağmen bunu yapıyorsunuz. Millet de bunun farkındadır aslında.

Başka bir şey daha söyleyip bitireyim konuşmamı. Değerli arkadaşlarım, siz sürekli şekilde hâlâ mağduru oynuyorsunuz. Hayır, mağdur filan değilsiniz. On beş seneden beri bu ülkeyi yönetiyorsunuz, o şikâyet ettiğiniz, "vesayet mesayet" dediğiniz her şey ortadan kalktı ama düzen hiçbir şekilde değişmedi. O "vesayet" dediğiniz dönemlerde de böyle yasalar gelirdi, burada görüşülürdü. Ben bir dönem de burada bulundum. Aynı şeyleri söyledik orada. Gerçekten geniş halk kitlelerine fazla bir şey verilmiyordu. Siz de aynı şeyleri yapıyorsunuz, aynı noktaya geldiniz. On beş sene sonra Adalet ve Kalkınma Partililer, sizler "Ne oldu? Niye böyle olduk?" diye soru soruyor musunuz değerli arkadaşlarım? Sorun lütfen.

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bekaroğlu.